Bülent ERANDAÇ
Tüm YazılarıCumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan 2018’in son Milli Güvenlik Kurulu’nda MAVİ VATAN(DOĞU AKDENİZ) ÜZERİNE TÜRKİYE’NİN HAYATİ ÇIKARLARI İÇİN ALDIĞI BİR KARAR VAR.
Türk Devleti diyor ki: Mavi vatan üzerinde oynanan oyunları dikkatle takip ediyoruz. Önümüzde üç ihtimal var. BİR: Bizimle bu sorunu çözersiniz, doğalgazı paylaşırız. İKİ: İşinize devam edersiniz, çıkan doğalgazdan payımızı alırız. ÜÇ: Mavi Vatan’a dokunursanız SAVAŞIRIZ.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan-Devlet’in kafası bu konuda çok netti. Şubat ayında düzenlenen Mavi Vatan-2019 tatbikatıyla, Türkiye tarihinin en büyük donanma harekâtını gerçekleştirdi. 100'ün üzerinde donanma gemisiyle TÜRK BAYRAĞI AKDENİZ’DE dalgalandı.
Türkiye Doğu Akdeniz’deki haklarının gasp edilmesini mavi vatan topraklarının işgali olarak kabul ediyor. Buna göre muameleye hazırlanıyor. Bu yüzden sismik araştırma ve sondaj için iki gemi alınarak faaliyete geçirildi. Bu gemilere Fatih ve Barbaros isimleri verildi. Bu gemilerin faaliyetlerine Türk donanması eşlik ediyor. Donanmanın Rum kesimi adına araştırma ve sondaj faaliyetinde bulunan uluslararası şirket gemilerine önleme yaptığı, şirketlerin elini kolunu bağladığı bilinmelidir.
Gemilerimiz bu günlerde Rum yönetimi ve Yunanistan’ın gasp etmeye çalıştığı tartışmalı alanlarda sondaj çalışmalarını sürdürüyor. Avrupa’nın azdırdığı Rum kesimi, gemi mürettebatımızı uluslararası tutuklama kararı çıkarmakla tehdit ediyor. Yaz aylarında Kıbrıs ve etrafı daha fazla ısınacak, Doğu Akdeniz’in en önemli gündem maddesi olacak.
İşte Kavga Çıkartan Harita
Adada eşit bir paylaşım tezine rağmen Batı’lı enerji şirketlerinin bölgedeki çalışmaları üzerine Türkiye, Doğu Akdeniz'de etkinliğini her geçen gün daha fazla artırıyor. Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi ve Fatih sondaj gemilerimiz Kıbrıs adası çevresinde, çalışmaları sürdürüyor.
Böylece Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını savunmak için harekete geçmekten çekinmeyeceğini bölgedeki tüm aktörlere bir kez daha göstermiş oldu.
Bölgeye Sınırı Bile Olmayan Ülkeler Arama Yapıyor
3. ve 9. sahalarda İtalyan Eni ve Güney Kore'li Kogas şirketlerinin lisansı bulunuyor.
6. ve 11. sahalarda Fransız Total ve İtalyan Eni şirketleri eşit yüzdelere sahip.
8. blokta Eni tek başına sözde ruhsat sahibi.
10. blokta ABD'li Exxon Mobil ve Katar Petroleum ortaklığı, 11. sahada Total ve Eni ortaklığı sözde ruhsatları elinde bulunduruyor
Gerginliğin sebepleri neler?
Son dönemde giderek artan gerginliğin geçmişi, 2000'li yılların başına, yani Doğu Akdeniz'de zengin doğalgaz kaynaklarının yer aldığına ilişkin bilimsel öngörülerin ortaya çıkmaya başladığı döneme dayanıyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti, 2002'den itibaren Doğu Akdeniz'de başta Mısır olmak üzere diğer kıyıdaş ülkeler Lübnan, Suriye ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları yapmaya başladı.
Kıbrıs'ın 13 parselinden 1, 4, 5, 6 ve 7 no'lu parsellerin bir bölümü, Türkiye'nin TPAO'ya ruhsat verdiği bloklarla kesişiyor. 3 no'lu parsel ise Kuzey Kıbrıs'ın TPAO'ya verdiği ayrıcalıklı alan ile çakışıyor.
Exxon Mobil'in 2018 sonunda Kıbrıs Adası'nın güney tarafında yer alan 10 numaralı parselde doğalgaz aramaya başlaması gerginliği daha da artıran bir adım oldu. Türkiye'nin Kıbrıs'ın bu hamlesine yanıtı gecikmedi. İlk sondaj gemisi Fatih'i Türk savaş gemilerinin korumasında Akdeniz'e çıkaran Türkiye, kendi kıta sahanlığında kalan bölgelerde doğalgaz arama faaliyetlerine başladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 4 Mayıs'ta Kuzey Kıbrıs'a yaptığı bir ziyaret sırasında Fatih'in adanın batısında doğalgaz arama çalışmalarına başladığını açıkladı. Türkiye'nin bu hamlesine ilk yanıt sömürgeciliğiyle tanınan AB'den geldi.
AB'nin Dışişleri Bakanı konumundaki Federica Mogherini, Türkiye'nin Kıbrıs'ın egemenlik haklarına saygı duyması çağrısında bulunurken, ABD Dışişleri Bakanlığı da provokatif bulduğu bu adımın gerginliği artırma riski taşıdığını kaydetti.
Türkiye, ABD ve AB'ye yanıt verdi. ABD'nin açıklamasını gerçeklikten kopuk bulan açıklamamız da, "Üçüncü tarafların kendilerini adeta uluslararası mahkeme yerine koyarak deniz sınırlarının nereden geçeceğini tayin etmeye çalışmaları kabul edilemez" dedik.
AB'yi de Kıbrıs sorunun çözümü konusunda şu ana kadar hiçbir olumlu adım atmamakla suçlayan Türkiye, Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminden dışlanmasına dönük çabalara karşı çıkacağını açıkça kaydetti.
Gerginlik askeri çatışmaya dönüşür mü?
Doğu Akdeniz, son dönemde askeri hareketliliğin çok arttığı bir bölge konumunda. Rusya, ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler bu bölgede önemli bir deniz gücü bulunduruyorlar.
Türkiye ve Yunanistan da bu bölgede önemli bir askeri hareketlilik içindeler. Bölgedeki varlığının sınırlandırıldığı kaygısındaki Türkiye son dönemde yaptığı Mavi Vatan-2019 tatbikatıyla gerekli mesajları verdi.
Her ne kadar risk olsa da tarafların sonunda kendi çıkarlarına zarar verecekleri bir çatışmayı göze almayacakları öngörülüyor. Ancak, TÜRKİYE’NİN SAVAŞ KARARI ASLA UNUTULMAMALI.
Doğu Akdeniz Tezgâhları
Türkiye'yi uluslararası planda zor duruma düşürmeyi de hedefleyen Kıbrıs Rumları şımarık çocuk. Şımartanları: ABD, Avrupa, Yunanistan, Mısır, İsrail. Akıllarına göre, BM gözetimindeki müzakere sürecini ucu açık bir sürece yaymanın peşindeler.
Türkiye kararlı. Kıbrıs'ın tek taraflı olarak gördüğü politikasına karşı hamlelerini sürdürüyor. Doğu Akdeniz'de sadece Antalya Körfezi tarafına sıkıştıracak politikaları boşa çıkartmaya kararlıyız. Türkiye, hem kendisinin hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için imkânlarını seferber ediyor.
İsrail'in Tamar ve Leviathan, Mısır'ın Zohr ve Kıbrıs'ın Afrodit yataklarında bulduğu doğalgaz rezervleri, küresel güçlerin iştahını kabartmış görünüyor. Gazın çıkartılıp boru hatları aracılığıyla Avrupa pazarına taşınması hedefinde birleşen HAÇLI-SİYONİSTLER, ararlında bölgesel kumpaslar içindeler.
Son olarak, Ocak ayında Kahire'de bir araya gelen Kıbrıs Rumları, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün ve Mısır, Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nu kurduklarını ilan ettiler. Doğu Akdeniz'i Türkiyesiz, yeni bir enerji üssüne dönüştürmek hayali içindeler.
Hem ABD'nin hem de AB'nin desteğiyle, Güney Kıbrıs Rumları, Yunanistan ile birlikte Mısır, İsrail ve Ürdün'le ayrı ayrı üçlü işbirliği oluşumları kurarken, Türkiye ve Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni izolasyonuna sokmayı tasarlıyorlar.
Türkiye, ekonomik ve siyasi haklarını korumak için daha yüksek sesle görünür olma politikasına yönelerek, tezgâhlardan haberim var diyor.
Yunanistan, Kıbrıs ve İtalya'nın AB üyesi olması, Doğu Akdeniz'de ABD, Katar, Fransa gibi ülkelerin büyük şirketlerinin yer alması Haçlı-Siyonistlerin Türkiye'yi susturmaya yetmeyecektir.
Rezervler Nedir?
Son 10 yılda yapılan sondajlar sonunda İsrail, Tamar yatağında 320 milyar metreküp, Leviathan'da 600 milyar metreküp, Kıbrıs ise Afrodit'te 130 milyar metreküp, Kalipso'da ise 200 milyar metreküp civarında doğalgaz bulduğunu ilan etti. Bölgenin en büyük doğalgaz kaynağı 800 milyar metreküplük rezerviyle Mısır'ın Zohr bölgesi görünüyor.
Ancak bulunan doğalgaz kaynaklarının nasıl işletilip pazarlanacağı konusunda soru işaretleri var. Güney Kıbrıs Rumlarının bir LNG terminali inşa etme maliyetinin 5 milyar Euro olacağı, Kıbrıs-Yunanistan-İtalya doğalgaz hattının da 6 milyar Euro gibi bir maliyetle yapılacağı hesap ediliyor. İsral ve Kıbrıs Rumlarının Mısır'ın mevcut LNG ihraç terminallerini kullanması düşünülüyor.
SONUÇ
ABD ve Avrupa’nın kanatları altında İSRAİL, kendini çok akıllı sanıyor. ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü Başkent olarak kabulü, Suriye topraklarından Golün tepelerini kendilerine babasının malı gibi vermesinden aldığı cesaretle nereye varacaklarını iyi düşünmeleri gerekir.
Tekrar hatırlatırız. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE’NİN HAYATİ ÇIKARLARI İÇİN ALDIĞI kararı unutmasınlar. Türk Devleti diyor ki: Önümüzde üç ihtimal var. Bir: Türkiye ile sorunu çözersiniz, doğalgazı paylaşırız. İki: İşinize devam edersiniz, çıkan doğalgazdan payımızı alırız. ÜÇ: SAVAŞIRIZ. Anlaşıldı mı?
Güncel Yazıları
Türkiye, 2025 Yılının Parlayan Yıldızı
02 Ocak 2025
Erdoğan'ın, Scholz ve Putin Görüşmelerinin Şifreleri
15 Ekim 2024
Erdoğan-Sisi İttifakı'nın Derin Mesajları
10 Eylül 2024
NATO'nun 75. Yıl Şifreleri
12 Temmuz 2024
3. Dünya Savaşı'nın 'Lityum Cephe' Çarpışmaları
29 Haziran 2024
Yeni Dünya Şekilleniyor, Türkiye Konumlanıyor
27 Haziran 2024
Başkan Erdoğan'ın 'Türk Birleşik Devletleri' İnşası
10 Haziran 2024
İngiltere, Türk Donanması'nı Takip Ediyor? Neden?
13 Mayıs 2024
31 Mart Seçim Analizi: Türkiye İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor
03 Nisan 2024
Türkiye Jeopolitiğinde ‘F-16-Irak-Mısır’ Şifreleri
13 Şubat 2024
Türkiye Yüzyılı'nın İlk MGK Şifreleri
29 Ocak 2024
Dolmabahçe(Güvenlik) Memorandumu'nun Şifreleri
15 Ocak 2024
Erdoğan ve Putin'in Biden'e Müthiş 'Suriye' Hamlesi
13 Mart 2023
Ukrayna Savaşı'nın Azgınlaştırdığı Jeopolitik Dalgalar
30 Aralık 2022
Erdoğan'ın İsrail-Mısır-Suriye Hamlelerinin Arka Planı
05 Aralık 2022