Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Mayın Eşeği: Hafter

10 Mart 2020
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Eşeklerin taşımacılıktan farklı olarak fazla bilinmeyen bir görevi daha vardır ki oda mayınlı bölgelerde kaçakçılar tarafından mayınların yerinin tesbit edilmesinde kobay olarak kullanılmasıdır. Kaçakçılar mayınlı bir araziyi geçmek istediklerinde, bir mayına basıp parçalanmaktan korunmak için seçilmiş eşekleri kullanırlardı. Bu iş için seçilen eşekler geçilmek istenen mayınlı araziye öncü olarak gönderilir ve eşek yürüdükçe bastığı yerler işaretlenerek kaçakçılık hattında güvenli bir patika açılırdı.

Peşinden mayınlı araziyi geçmek isteyen kaçakçılar da eşeğin peşinden güvenli hattı takip ederek giderlerdi. Eğer eşek mayınlı araziyi sağ salim geçerse kaçakçı da onun peşinden o araziyi geçer, eğer eşek mayına basarsa arkasından başka bir eşek daha gönderilirdi. Böylece kaçakçılık hattında güvenli bir yol açılmış olurdu. Bu yönteme “mayın eşeği yöntemi” kullanılan eşeğe de “mayın eşeği” denilmektedir.

Bu metot sadece kaçakçılık ve askeri alanda değil aynı zamanda siyasette, iş dünyasında,  var olan riskleri kontrol etmek ya da bertaraf etmek amacıyla kullanılıyor.

Emperyalist terör devletleri, derin örgütler ve çeteler herhangi bir bölgede ya da bir ülkede kargaşa çıkarmak istediklerinde bu işlere yatkın insanları yani mayın eşekleri benzerini ya da maşa olarak bu işlere yatkın insanları önden gönderirler. Eğer bunlar herhangi bir zayiat vermeden ve de yakalanmadan kendilerinden istenen işi yaparlarsa peşinden de kendileri gider ve hazıra konar. Eğer bu maşa mayın eşeklerinin başına bir şey gelirse arkasından başka bir maşa ya da mayın eşeği daha gönderilir böylece amaçlarına ulaşıncaya kadar bu işlem devam eder.

İşte Orta doğuda oynanan oyunda da bu tür mayın eşekleri kullanılmaktadır. Emperyalist güçler kendi askerinin can güvenliğini düşündüğü için mayınlara önce bu işe uygun İŞİD, DAEŞ, PKK, PYD, YPG, vb. mayın eşeklerini gönderiyorlar. Daha sonrada barış getirmek vaadiyle kendileri bölgeyi paylaşım için ele geçiriyorlar.

MACRON-HAFTER HATTI

Fransa'nın Hafter'e desteği her gün daha geniş platformlarda gün gün yüzüne çıkıyor. İstikrarsızlıkla boğuşan Libya’da darbeyle başa geçmeye çalışan Hafter, Fransa’nın desteğini alıyor. Mayın eşeği Hafter aniden önceki gün Paris’te Elysee  Sarayı’nda Macron’la kucaklaşırken göründü.

Afrika'nın en büyük petrol rezervlerinden birini barındıran ülke, aradan geçen günlerde bölünme ve iç savaşın eşiğine sürüklendi.2014'te darbe girişiminde bulunan ve başarısız olan, Kaddafi döneminin tanınmış yüzlerinden Hafter ise çeçen yıl nisan ayında yeniden ortaya çıktı.

Hafter, meşru hükumeti devirmeye çalışırken Fransa’nın desteğini alıyor. Nisan ayındaki darbe girişiminin hemen ardından, Halter birliklerine askeri danışmanlık yaptığı öne sürülen diplomatik pasaportlu 13 Fransız vatandaşı, Tunus sınırında yakalanmıştı.

Halter güçlerinin cephaneliğinde Fransız ordusuna ait füzelerin bulunuyor. Fransa’nın Mısır’a verdiği askeri malzemeleri mayon eşeği Halter kullanıyor.

Fransa, Suriye’nin katıl-zalim Esad’ın arkasında. Mayın eşeği Hafter’in yardımcısının önceki günler Suriye’ye gitti, Esed’le Türkiye’ye karşı işbirliğini görüştü.

Fransa'nın Kuzey Afrika'daki en temel önceliği, Libya’nın kontrolünü ele almak. Petrol ve diğer madenlere çökmek. İkinci emeli, Afrika içlerine yönelik sömürü düzenini kontrol etmek. Bunlara paralel, Doğu Akdeniz petrol ve gazına çökme planları yapıyor. Türkiye’nin meşru Libya devleti ile yaptığı deniz anlaşması, tezgâhlarını bozuyor. Bu nedenle, Rumları da mayın eşeği gibi kullanmak üzere Doğu Akdeniz’de donanmasını, önceki günlerde de Gaulle uçak gemisini Limasol’a gönderdi. Türkiye’ye karşı hem Libya’da, hem de Kıbrıs Rum kesiminde, deniz üssü de kurarak, rezil planları devreye sokmaya çalışıyor.

Türkiye düşmanı Esed’in arkasında, Hafter’in arkasında. Rumların arkasında.

Mayın eşekleriyle Türkiye’mizle mücadele edeceğini düşünüyor. Beyni küçük olduğundan dümenleri şaşıyor.

Şimdi sormak lazım? Fransa’nın Suriye’de ne ışı var? Libya’da ne işi var? Kıbrıs Rum kesiminde ne ışı var?

Bu sorulara, Türkiye içindeki Fransa’ya beynini kiralamış olanlardan da cevap bekliyoruz...

AMERİKA’NIN, SURİYE’DEKİ MAYIN EŞEĞİ PKK

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda hem kendi ulusal güvenliğini hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör unsurlarına karşı harekete geçmesi, nihayetinde ABD’nin bu bölgeden güneye doğru çekilmesini beraberinde getirirdi.

ABD Başkanı Trump, “Suriye’de petrolü koruyacağız” demesi ve Deyrizor’dan Haseke’nin Rumeylan bölgesine kadar uzanan hatta ABD askerlerinin devriye faaliyetine başlayarak bu bölgeyi işgal ederek, PKK UYDU DEVLETÇİĞİ YAPMA PLANI dikkatle takıp edilmesi gereken hayatı bir konudur.

Cumhurbaşkanımız Tayyiıp Erdoğan-Türk Devlet Aklı’nın çok başarılı şekilde uyguladığı Barış Pınarı harekâtı öncesinde, mevcut askeri kontrol alanlarına göre, SDG/YPG hâlihazırda Suriye'nin yüzde 30'unu oluşturan yaklaşık 50 bin kilometrekarelik bir alanı kontrol etmekteydi.

SDG/YPG kontrolü altındaki alanlar arasında, verimli tarım arazileri de dâhil olmak üzere, oldukça değerli petrol, doğalgaz ve su kaynakları var. Suriye’nin sulanabilir alanlarının yüzde 50’si (Haseke, Rakka, Deyrizor’un bir kısmı), enerji kaynaklarının yüzde 70’i ve su potansiyelinin yüzde 95’i (Tabka barajı ve Dicle nehri) YPG terör örgütünün kontrolü altındaki bölgelerde bulunmaktaydı.

DEAŞ ve PKK/YPG terör unsurları DERİN ABD’NİN MAYIN EŞEKLERİDİR.

DEAŞ ve PKK/YPG gibi devlet dışı silahlı aktörlerin araçsallaştırıldığı sahada, güç mücadelesinin en belirleyici unsurlarından biri ise doğal kaynakların kontrolü oldu. Savaşın ilk dönemlerinde Suriyeli muhalifler ve rejim güçleri tarafından kontrol edilen enerji kaynakları önce DEAŞ’ın, ardından ise PKK/YPG’nin kontrolüne girmeye başladı.

2014 yılından itibaren ABD DEAŞ ile mücadele görüntüsü altında PKK’nın Suriye yapılanması olan PYD/YPG ile askeri ortaklık kurarak Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerinde kontrol alanını genişletti; nihayetinde ABD ve (sahada vekil unsur olarak kullandığı) SDG/YPG ülkenin doğal kaynaklarını kontrol ediyor.

Sadece Deyrizor’un doğusundaki petrol yatakları, ülkenin sahip olduğu tüm enerji kaynaklarının yüzde 30’undan büyük bir kısmına tekabül ediyor. Ayrıca YPG kritik doğalgaz sahalarına da sahip; Suriye’nin en büyük doğalgaz tesisi olan Konoko ve Deyrizor bölgesinin doğusunda bulunan diğer doğalgaz kaynakları da YPG’nin kontrolü altında. YPG unsurları Esed rejiminden (yaklaşık 3 milyar metreküp) daha fazla doğalgaz çıkarma potansiyeline (tahminen 4,5-5 milyar metreküp) sahip. Tıpkı petrol gibi doğalgazın da neredeyse tamamı ihraç ediliyor. Nihayetinde, YPG terör örgütü ülkenin tüm enerji kaynaklarının dörtte üçüne yakın bir kısmını kontrol ediyor

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA