Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

‘Millet Bir, Hedef Bir’

09 Ağustos 2018
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, 2001 yılında AK Parti’yi kurarken, yakın tarihin önemli 2 kırılma noktasına ilişkin çok detaylı incelemeler yapmıştı. Birisi, rahmetli Süleyman Demirel’in Sadettin Bilgiç ve ardındaki Celal Bayar ile kavgası sonucu, Adalet Partisi’nin iktidardan düşmesi, ikincisi Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olup Çankaya’ya çıktıktan sonra, kurdukları ANAP ve DYP’nin başsız kalarak dağılmak zorunda kalışlarını çok iyi incelemişti.

İkinci kırılma noktasıyla ilgili analizimizle konuları irdeleyelim.

Rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel, partilerini gençleştirememişler, ANAP ve DYP yaşayamamıştı.

Erdoğan, geleceği iyi okuyan lider olarak, bu siyasi kırılma olayından ders alarak, bizzat kurduğu arkasındaki KALE AK PARTİ’Yİ KORUDU. Şeytani planlardan uzak tuttu. AK PARTİ’yi, tam 17 yıldır, başarıdan başarıya götürdü.

Cumhurbaşkanı olduktan sonra da Erdoğan, Kurucu lideri olarak AK Parti’yi kendi kontrolünde devamlı değiştiriyor. AK PARTİ’Yİ DEVAMLI GENÇLEŞTİRİYOR. GENÇLER VE KADINLARLA hücrelerini değiştiriyor.

AK Parti 18 Ağustos’ta “değişim kongresi”ni gerçekleştirecek.

Erdoğan demek DEĞİŞİM DEMEK. MİLLET BİR, HEDEF BİR PAROLASIYLA yapılacak kongrede, parti yönetiminin yarısı yenilenecek.

AK Parti, 17 yaşında bir parti. Bir yorgunluk ve eskimişlik yok. Değişim sırası şimdi 18 Ağustos’ta AK Parti yönetiminde, sonra ardından yerel yönetimlerde olacak.

Erdoğan, “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” ilkesinden hareket ediyor.

Süleyman Demirel-Sadettin Bilgiç Olayının İç Siyasete Etkisi

İç siyaseti çok etkileyen, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın da bu konuyla çok yakından ilgilendiği, oluşum-sonuçları açısından ders aldığı bir siyasi olayı da unutmamak gerekiyor.

12 Ekim 1969’da yapılacak seçimler öncesi Celal Bayar ve arkadaşlarının affı konusunda, CHP-İsmet Paşa taktik manevralarla konuyu canlandırdı. Amacı, Adalet Partisi-Süleyman Demirel’i sıkıştırmaktı.

Adalet Partisi genel başkanı Süleyman Demirel, lüzumsuz bir gerginliğe neden olmaması ve Cumhuriyet Senatosu’nda görüşülmesinin seçim sonrasına bırakılması yönünde çaba saffetti. Başardı. Ancak, AP’nin af konusundaki tutum değişikliği ile parlamentonun itibarının zedelendiğini ileri süren, Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy ve eski DP’li bakanlardan Samet Ağaoğlu’nun eşi AP Manisa Milletvekili Neriman Ağaoğlu, 31 Temmuz 1969 günü partilerinden ve milletvekilliklerinden istifa ettiler. Bu gelişme eski DP’lilerin AP’lilerle ihtilaflarını su yüzüne çıkardı. 12 Ekim 1969 tarihindeki genel seçimlerde de AP yüzde 47 oy alarak yine tek başına iktidar oldu ve Demirel ikinci hükümetini kurdu. 1969 seçimleri sonrasında AP tek başına iktidara gelmişti. Başbakan olan Süleyman Demirel’in çevresine göre, artık koşullar değişmeliydi. Yeminliler grubu aracılığıyla “AP Demokrat Parti gölgesinden kurtulmalı”, “AP artık bir Demirel Partisi“ olmalı gibi sloganlar kulislerde dile getiriliyordu.

Demirel, kabineye Sadettin Bilgiç grubundan kimseyi almadı. Oysa 1965-1969 arasında muhalif grup üyelerinden Saadettin Bilgiç (Ulaştırma Bakanı), Faruk Sükan (İçişleri Bakanı), Mehmet Turgut (Sanayi Bakanı), İhsan Gürsan (Maliye Bakanı), İbrahim Tekin (Gümrük ve Tekel Bakanı), Bağri Dağdaş (Tarım Bakanı) olarak görev almışlardı

11 Şubat 1970’te, Saadettin Bilgiç ve Faruk Sükan’ın başını çektiği 41 AP’li milletvekili bütçe görüşmeleri sırasında, CHP ve öteki muhalefet partileriyle beraber ret oyu vererek Demirel’i istifaya zorladı. 41 milletvekilinin karşı oy vermesi üzerine bütçe 214 kabul oyuna karşılık 224 red oyuyla güvenoyu alamadı ve Demirel başbakanlıktan istifa etti.

AP’den ihraç edilen ve istifa eden parlamenterler tarafından Ferruh Bozbeyli Başkanlığı’nda Demokratik Parti kuruldu. Demirel, Demokratik Parti’yle ilgili değerlendirmesinde yaptığı hatayı kabul etmiştir. Demirel’in değerlendirmesi şöyledir: “Geçmişteki en büyük hatam bir kısım arkadaşlarımın AP’den kopmalarını ve Demokratik Parti’yi kurmalarını engelleyememiş olmamdır. Onları bizimle beraber kalmaya razı edebilirdim. Bunun için gerekli gayreti yeterince göstermediğim için kendimi tenkit ediyorum. Demokratik Parti’nin kurulması, AP’yi ve onun uzantısı DYP’yi hiçbir zaman tek başına iktidar yapmamıştır. Hem de 1971’den 1983’e kadar 17 yıl sağlıksız koalisyon hükümetlerine Türkiye mahkûm kalmıştır’’

Demirel’in de ,’siyasi hayatımın en büyük hatasıdır’ dediği olay budur.

Peki, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, bu konuya neden çok önem verdi? Çünkü Ak Parti’yi kurarken, yanında Abdullah Güil, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener vardı.

Siyaset mühendisleri, daha sonra, Şener’i AK Parti’den kopardılar. Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ı, son yıllara kadar yanında tutmak konusunda Başkan Erdoğan başarılı oldu. Nitekim 24 Haziran seçimlerine giderken Abdullah Gül, çatı aday olarak farklı kulvara sokuldu. Erdoğan, usta lider olarak, Sadettin Bilgiç olayını hiç unutmayarak, Bülent Arınç’ı yanında tutma, Gül’ü kontrol etme başarısını gösterdi.

Ne Demişti Büyüklerimiz. Bir Musibet, Bin Nasihate Değerdir… Siyaset Bir Maratondur. Hataya Hiç Tahammülü Yoktur.

09.08.2018

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA