Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Milli Zihniyet Mücadelemizin Yeni Yılı Hayırlı Olsun

31 Aralık 2018
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, birçok devrime imza attı. Bana göre, en büyük devrim, ZİHNİYET DEVRİMİ’DİR. Büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdi. Yerleşik zihni yapıyı değiştirmek elbette kolay değildir. Fakat imkânsız değildir. Bunu da, son yüzyıllık geçmişimizdeki ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEYİ Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan başardı. Önce, zihinlerde başlattığı zihniyet devrimini, şimdi Türkiye’nin yeni yüzyıl inşasına her gün bir tuğla koyarak devam ettirmektedir.

Birinci büyük hedef, 2023’tür. Bugün, 2019 yılına giren Türkiye, 2023 ‘e biraz daha yaklaşmıştır.

Cumhurbaşkanımız, çizdiği ufuklarla, 2018 yılında daha etkin biçimde zihnimizin temizlenmesini sağlamış, eski alışkanlıkları, korkuları, tortuları tersyüz etmiştir. Aziz milletimize aşıladığı UMUT VE ÖZGÜVENi 2019 yılında daha anlamlı şekilde damarlarımıza işleyecektir.

Eski Türkiye, tahrifatlarının kafalardan inşallah, 2019 yılında daha çok atılacaktır. Büyük Türkiye Mottosu’nun başköşeye daha net konulması sağlanacaktır.

Evet, 100 yılda bir BÜYÜK LİDER ÇIKARMAYI BAŞARAN AZİZ TÜRK MİLLETİ, 1919’DA ATATÜRK’LE BAŞLATTIĞI HAREKETİ, 2019 YILINDA BAŞKAN TAYYİP ERDOĞAN’LA 21 YÜZYILA DAMGA VURARAK DEVAM ETTİRMEKTEDİR. ZAFER İNANANLARINDIR.

ERDOĞAN, SEVR’ İN YARIM BIRAKTIĞI İŞİ TAMAMLATMAYACAK

Türkiyemizi savunmak önce oyunu anlamaktan geçer. Derin ABD’nin tezgâhladığı 21 inci yüzyıl planlarını dikkatle takip etmek zorundayız.

George W. Bush’un güvenlik danışmanı Condoleezza Rice, 2001 yılında, Ortadoğu’da 23 ülkenin sınırının değiştirileceğini açıkça ilan etti. Projenin kapsama alanı içerisine alınan 23 ülkenin (Moritanya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, Lübnan, Filistin, Ürdün, Suriye, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Yemen, İran, Pakistan ve Afganistan) hepsi de ABD’nin “stratejik enerji kaynaklarının ve ulaştırma hatlarının denetim altında tutulmasıyla örtüşen ülkeler olduğu dikkat çekiciydi.

Türkiye’nin ismi bu listede görünmese de, ABD derin devleti’nin stratejik düşünce kuruluşları RAND VE STRATFOR raporlarında, Türkiye üzerine derin yapıldığı görülüyordu.

Haçlı-siyonistler cetvellerle çizdikleri Müslüman coğrafyada yüzyıl dans etmişlerdi, bugün  Amerika-Avrupa, aynı coğrafyada bir yüzyıl daha DANS ETMENİN peşinde koşuyorlar.

SURİYE DERİNLİĞİ

Gelişmeleri, SDE Yüksek İstişare Kurulu Üyesi E. Korgeneral Kürşat Atılgan’a sordum, Askeri Açıdan Suriye Harekâtı’nı değerlendirdi.

Suriye’nin coğrafi ve demografik açıdan Türkiye ile olan ilgisine vurgu yapan E. Korgeneral Atılgan, “Suriye coğrafyası bizim aşağı yukarı 101 yıl önce terk ettiğimiz bir coğrafya. Birinci Dünya Savaşı’nda aslında yenildiğimiz tek cephe…”dedi ve devam etti:

“Askeri açıdan önemli bir prensiptir. Eğer savunmanızı sınırlarınıza dayandırdıysanız, o muharebeyi kaybetmek zorundasınız. Kaybetmişsiniz demektir. Dolayısıyla savunmanız sınırlarınızdan çok daha ileride olmak zorundadır. Bu coğrafyada yaşayan insanların tamamı 100 yıl önce bizim vatandaşlarımızdı. Onların çektikleri ıstıraplara bizim kayıtsız kalmamız imkânsızdır. Bu noktada tarihi hafızayı yoklamak gerekir. Bu coğrafyayı Türklere vatan yapmak için Fırat’ta boğulan Süleyman Şah’ı unutmayınız.”

  1. Korgeneral Atılgan, fazla konuşulmayan bir konuya parmak bastı: “Suriye 2011’den önce 23 milyonluk bir nüfusa sahipti. Bunun yüzde 10’luk kısmı Hıristiyan, Hıristiyanların yüzde 6’lık kısmı ise Ortodoks… O nedenle Greek Ortodoks, Suriye-Yunanistan-Güney Kıbrıs ilişkileri geçmişten beri çok sıcaktır”

Bir başka konu da, Nusayrilik. E. Korgeneral Kürşat Atılgan, “Nusayrilik Fransızların Şiilik içerisinde legalleştirdiği bir yapıdır. Nusayrilik ile bizim bildiğimiz Türkmen-Alevilik arasında çok ciddi farklar vardır” dedi.

SONUÇ: Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın hassasiyeti buradan kaynaklanıyor. Derin projeleri çok iyi okuyor. Irak’ta, Suriye’de PYD-PKK devletçiklerinin, daha sonraki on yıllarda, Türkiye’ye uzatılmasını önlemek için her türlü tedbiri alıyor.

Burada PKK-PYD detaydır. Önemli olan, Derin ABD-Avrupa’nın bir yüzyıl daha Ortadoğu’da, Müslüman dünyada at oynamasının önlenmesidir. Bugün, Doğu Akdeniz’de, İsrail-Mısır-Kıbrıs Rumları-Yunanistan’ın çevirdiği oyunlara bakınız. Bu bilginin ardında, Suriye nüfusunun yüzde 10’luk kısmının Hıristiyan, Hıristiyanların yüzde 6’lık kısmının ise Ortodoks olması… O nedenle Greek Ortodoks, Suriye-Yunanistan-Güney Kıbrıs ilişkilerinin geçmişten beri çok sıcak oluşuna dikkatle bakmalıyız.

ERDOĞAN’IN DENİZ STRATEJİSİ

MARE NOSTRUM (Benim Akdenizim)

Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında uzanan geniş Akdeniz, Eskiçağ denizcilerinin ilgisini çeken ilk büyük keşif alanı oldu. Denizcilik ve ticarette çok ileri olan Fenike’liler, daha büyük ticaret merkezi Gadir’i (sonradan Gades oldu, bugün İspanya’nın limanı Cadiz) kurmadan önce, Cebelitarık Boğazı’nı geçtiler ve Manş Denizi kuzey kıyılarını kontrol ettiler.

Yüzyıllarca da Osmanlı, Akdeniz’i TÜRK GÖLÜ YAPTI. Ona Lâtincede «bizim deniz» anlamına gelen «Mera nostrum» adını verenlerin başında TÜRKLER GELMEKTEDİR.

Günümüzde, tarih ağlarını DOĞU AKDENİZ’DE ÖRÜYOR. TÜRKİYE VİTESİ ATTIRDI. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan yakın coğrafyamız da jeo-politik hamlelerini sürdürüyor. Katar, Cibuti, Somali,’de deniz üslerimiz var. Biz vites yükseltilirken, Haçlı-Siyonistler de şaşkına dönüyor. İngilizlere dikkatle bakınız, Kıbrıs'a yüzyıl önce tezgâh kurarak çökmüşlerdi. Kıbrıs Rum Kesimi'nde İngilizler Agratur ve Dikelya üsleri kurmuşlardı. Bugün de, İngilizler, Agratur'a Akdeniz donanması için çok büyük bir liman kompleksi inşa ediyor.
Amerika da Kıbrıs Rum Kesimi'nde üs kuracak. Rum yönetimi, Evangelos Florakis Üssü'nü Fransa'ya verdi. Küresel FRANSIZ TOTAL petrol şirketi de Evangelos'tan Doğu Akdeniz parsellerinde sondajları yönetecek.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Bakü dönüşü, KKTC’deki Türk askeri sayısının artırılacağı ve gerekirse deniz üssü kurulacağına işaret etmişti. Türkiye, Karadeniz'deki varlığını güçlendirmek için Trabzon-Sürmene’ye deniz üssü kuruyor. 9. deniz üssümüz olacak.( Sürmene, Gölcük, Aksaz, Foça, Ereğli, Mersin, İskenderun, Çanakkale ve İstanbul)

SONUÇ: Başkan Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi, “Kıbrıs’ta asker sayısının azaltılması bir yana, aksine artırılması, Türkiye’nin geleceği ve jeopolitiği açısından önemli ve stratejik rahatlık sağlayacak” bir beyandır. Katar, Cibuti, Somali, Kıbrıs’ta Deniz üslerinin varlığı sadece psikolojik olmanın ötesinde, KIZILDENİZ VE DOĞU AKDENİZ’DE DE BEKA MESELEDİR.

Doğu Akdeniz’in özellikle, doğalgaz potansiyeli açısından 21’nci yüzyıldaki rolü biliniyor. Enerji ve çıkar çatışmalarının yaşandığı stratejik bir coğrafyada en önemli yeteneğimizin canlı tutulmasıdır.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA