Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

NATO-ME (Middle East) Projesi’nin Arka Planı

21 Ocak 2020
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Aman gözden kaçmasın. ABD, İranlı General Süleymani’yi Irak’ta öldürdü. Ardından İran, Irak’taki bazı ABD üslerini füzeyle vurdu. 8 Ocak’ta ABD Başkanı çıktı , dikkat çekici açıklamalarından birisini yaparken, "Orta Doğu'da ABD askerlerinin olmasındansa NATO askerlerinin olmasını tercih ederim. NATO Ortadoğu'yu da kapsayacak şekilde genişlemeli. NATO ve Ortadoğu. NATO için yeni bir ad buldum: NATO-ME" dedi.

NATO-ME’nin anlamı ise şöyle; Orta Doğu’nun İngilizce anlamı ‘Middleast’. Trump’ta buradan yola çıkarak, Middleast'in kısaltması ‘ME’ harflerini ekleyerek NATO-ME ismini ortaya çıkardı...

Karşımızda, “NATO’ya ne gerek var” diyen bir Trump’tan, “NATO Ortadoğu’da daha etkin olmalı” noktasına savrulan bir başka Trump var.

Evet. Şimdi birlikte düşünelim. NATO’nun Ortadoğu’da daha etkin rol alması daveti ne anlama geliyor? Derin ABD’nin kafasında proje nedir? NATO-ME olası gelişmeleri NATO’nun güçlü ortağı Türkiye’yi nasıl etkiler? NATO-ME’nin aynı zamanda NATO-Akdeniz harekâtı manasına gelip gelmediği? Sorularına cevap arayalım.

Washington'ın Kasım Süleymani'yi infaz etmesi, Irak'ı hedef alması yeni oyun planının önemli adımıydı. Süleymani'nin infazından birkaç gün sonra Trump, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'le görüştü.

Trump, Stoltenberg'e, "Artık Arap NATO'su hayata geçirilmeli. Yeni oluşumun ismi de Ortadoğu'nun İngilizce kısaltması olan ME harflerinin eklenmesiyle NATO-ME olmalı" dedi.

Trump’ın NATO’yu Ortadoğu’ya daveti durduk yerde yapılmamıştı. Bir arka planı vardı Aslında her şey geçen yıl tamamlandı. Kuveyt, Bahreyn, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin yanı sıra Mısır ile Ürdün'ün de yer alacağı yeni bir oluşum, PENTAGON ODALARINDA kurgulanıyordu.

Peki, planın arka planında AKDENİZ BİR BAŞLIK OLMASIN. VAR. VAR.

NATO-ME'ye katılacak diğer ülkeler arasında Libya da olacaktı.

Hafter'in liderliğindeki Libya, NATO-ME'nin önemli gücü olacaktı. NATO-ME'de Cezayir, Tunus ve Fas da yer alması planlanmıştı…

Türkiye, Libya ile çok önemli anlaşmalara imza atınca, BATI OYUN PLANI SARSILDI. Türkiye’nin, Libya’ya asker göndermesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aniden Tunus’a gitmesi, Berlin konferansına Cezayir’i davet ettirme çalışmaları, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cezayir Cumhurbaşkanı ile görüşmesi parantezinde, TÜRKİYE-LİBYA-TUNUS-CEZAYİR HATTI çok hareketlendi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın jeopolitik hamleleri, Derin Amerika-Pentagon tarafından temelleri atılmakta olan

Middle East Strategic Alliance / Ortadoğu Stratejik İttifakı adı ile NATO-ME'nin çeperlerinde rüzgârlar esmeye başladı.

Eğer NATO-ME, Pentagon'un planladığı gibi ilerlerse Türkiye, NATO'da sıkıştırılacak. Türkiye bir taraftan, ABD-NATO’nun Ortadoğu tezgâhlarına müdahale etme, diğer taraftan NATO ortağı olarak Ortadoğu-Akdeniz’e yönelik eylemlerine katılma gibi bir açmaza sokulmak isteniyor.

İşte burada Pentagon, Başkan Trump’a, “NATO, Ortadoğu’ya müdahil olmalı” açıklamasını yaptırdı. Yani Pentagon kurnazlık peşinde.

NATO’NUN LONDRA TOPLANTISINDA NE OLMUŞTU?

Aralık ayında Londra’da gerçekleşen NATO zirvesindeki alınan kararlara bir daha bakmamızda çok büyük yarar var.

NATO, bir yandan Rusya’yı, “Batı’ya yönelik çok yönlü ve stratejik girişimlerin, tehditlerin önemli örneği”,  olarak tarif ediyordu… Çin’i de tüm NATO tarihi boyunca ilk kez ismini zikrederek hedef tahtasına koyuyordu...

Rusya Türkiye ile derin ilişkiler kurarken, Suriye’de üslerini tahkim ederken, Libya’da Hafter’in arkasından Libya petrollerine uzanırken, Derin ABD-Pentagon da, Rusya’ya karşı gardını alma hazırlarına geçmişti.

Trump’a söyletilen NATO ORTADOĞU’YA MUDAHİL OLMALI davetiyle, NATO-ME’nin işaretleri veriliyordu. Akdeniz, Ortadoğu ve Afrika’da uygulanmakta olan bir NATO projesi devreye sokuluyordu.

ABD, Rusya ve İran'ı NATO ile kuşatmak mı istiyor?

NATO, İran’a, Irak’a, Akdeniz’e inerse, neresinden bakarsanız bakın, Türkiye tam merkezde bulunuyor. Ortada kalamayacağına göre, bıçak üstünde politika izleme durumunda kalacak.

Belli oldu ki, ABD, NATO'yu kullanarak kuzeyden ve güneyden Rusya ve İran'ı kuşatıp sadece Doğu Akdeniz ve Karadeniz havzasından değişik taktikler peşinde olacak.

Orta Doğu'da eskisi kadar etkili olamayan ABD, NATO üzerinden yeni oyun planlarına hazırlanıyor. ABD, kurguladığı NATO-ME projesi ile Kuzeyden Baltık coğrafyasından, güneyden de Rusya'yı ve İran'ı kuşatarak sadece Doğu Akdeniz ve Karadeniz havzasından değil, Hazar bölgesinden de pay isteyen bir konuma yönelmenin peşinde.

Trump, Orta Doğu ülkelerinin dâhil edilmesiyle ittifakın mali ve askeri açıdan bölgede daha etkili olacağını düşünüyor. Orta Doğu sorunlarının küresel ölçekte olduğunu belirten Trump, tüm yükü kendilerinin sırtladığını, bu yükün paylaşılması gerektiğini savunuyor.

NATO’DAN OLUMLU YANIT

NATO’ya yeni bir ittifak ve isim önerisinde bulunan Trump’a, NATO’dan olumlu yanıt geldi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve ABD Başkanı Trump, ittifakın Orta Doğu'da daha fazla rol üstlenebileceği konusunda mutabık kaldı. İkilinin aynı zamanda, NATO'nun bölgesel istikrar ve uluslararası terörle mücadeleye daha fazla katkı sunabileceği konusunda anlaştığı belirtildi. NATO'nun IŞİD'le Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nun bir üyesi olduğu hatırlatılan açıklamada, Irak'ta ve Afganistan'daki misyonları ile uluslararası terörizmle mücadeleye kilit katkı sunduğu vurgulandı.

ADIM ATILACAK MI? NATO’nun Ortadoğu’da yeni bir adım atabilmesi için, üye ülkelerinde bu planı onaylaması gerekiyor. Nitekim Stoltenberg’de, yapılacak herhangi değişikliğin 29 üye ülkeye ve Ortadoğu ülkelerine danışılarak gerçekleştirileceğinin altını çizdi.   

İSRAİL, NATO’NUN ÇOK GİZLİ ÜYESİ Mİ?

İsrail, bir NATO üyesi değil, ama 2016'da Brüksel'de daimi bir ofis edindi.29 ülkeden oluşan NATO'da üyeliği olmayan İsrail'in Başbakanı Binyamin Netanyahu bu gelişme üzerine "İsrail'in güvenliği için çok önemli adım" açıklamasını yaptı.

İsrail benim diyen NATO üyesinden daha fazla yararlanıyor örgütün imkânlarından. Mesela ABD, İsrail'in tüm güvenlik ihtiyaçlarını karşılıyor. İsrail, F-35 projesinin içinde yer almamasına rağmen bu uçağı, ABD'den sonra kullanan ilk ülke oldu.

Bu da yetmedi, Türkiye'nin F-35'lerden mahrum bırakılması için etkili bir lobi faaliyeti yürüttü. Bu gerçek bizzat bir İsrail basın kuruluşunun itiraf niteliğindeki haberiyle ortaya çıktı.  İsrail'in, bölgedeki askeri hava üstünlüğünü korumak için ABD'nin Türkiye'ye F-35 satmasını engellemek üzere perde arkasında lobi yaptığını biliyoruz.

Hâlbuki İsrail'in tıpkı bir NATO üyesi olmaması gibi F-35 projesi ile 'alıcı' olmak dışında hiçbir alakası yok. F-35'in paydaş ülkeleri şunlar: Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Norveç ve Danimarka.

Fakat buna rağmen, Türkiye'ye F-35 vermemek için bin dereden su getiren ABD son iki yılda İsrail'e 16 adet F-35 savaş uçağı teslim etti. Böylece İsrail bölgede bu uçağa sahip tek ülke oldu. 

Bir başka gerçek var ortada. Trump, Kudüs’ü Israil’in Başkenti olarak tanıdı, ABD Elçiliği Telaviv’den Kudüs’e taşındı. Suriye topraklarındaki Golan tepelerinin Israil’e ait olduğunu açıkladı.

Bu gerçeklerin ışığında, Trump’ın, “NATO, Ortadoğu’ya müdahil olmalı” sözlerinin, gizli köşelerinde, İsrail’i görmemek, bulmamak mümkün değil.

İsrail-Mısır-Rum-Yunanistan Akdeniz tezgâhlarına bakınca, İsrail-Mısır-Suudı Arabistan-BAE’nin katil Hafter’in arkasında duruşlarını görünce, NATO-ME /Ortadoğu bağlamında, İsrail’in hangi biçimde yer alacağını da şimdiden düşünmekte fayda var.

NATO-ME PROJESİ DAHA ÇOK SU KALDIRIR. ATALARIMIZIN, SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ VECİZ SÖZÜNÜ BİR AN OLSUN BİLE UNUTMAMALIYIZ.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA