Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Suriye - Güvenli Bölge ve Alan Tartışmaları

29 Ocak 2019
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Türkiye-Suriye sınırı boyunca oluşturulması planlanan yaklaşık 20 mil derinliğindeki "güvenli bölge" konusunda, 2 boyut enine boyuna tartışılıyor.

  • 20 Mil, deniz mi? Kara mı?
  • Nereleri kapsıyor ve kimin kontrolünde olacak?

Mil konusuna bakalım. Trump, 20 milden bahsedince, anında 32 kılometre lafı ortalığı sardı. Eğer bu 20 mil, deniz mili olursa, 1 deniz mili 1852 metredir,37 kilometre derinliktir. Kara mili olursa, 1 kara mili 1609 metreye tekabul ettiği için, 32 kilometre derinlik olur.

Mil denilince, deniz mili akla gelir. Peki, neden, 20 mil denilince, 32 kilometre beyinlere sokuldu?

Suriye’nin kuzeyinde 20 mile, deniz mili üzerinden bakmakta yarar var. 32 kilometre değil, 37 kilometre derinlik konuşulmalıdır. Çakal Batı’nın dümenlerine gelecek miyiz? Hayır…

37 kilometrelik derinlikte kontrol kimde olacak?

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Amerikan askerlerinin Suriye'den çekileceğini açıkladığı 19 Aralık tarihinden sonra özellikle ülkenin kuzeyinin kimin ve hangi şartlarda kontrolünde olacağına dair tartışmalar, görüşmeler sürüyor.

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın Fırat Nehri'nin doğusunda başlatmayı planladığı ancak ABD'nin çekilme kararıyla ertelediği askeri harekâta ilişkin ABD ve Rusya arka odalarında taktikler belirlenirken, Cumhurbaşkanımız Erdoğan Türkiye sınırında oluşturulması planlanan "güvenli bölge" fikrini net ve açık şekilde ortaya koydu.

Erdoğan, Türkiye-Suriye sınırından yaklaşık 20 millik alanı Türkiye’nin kontrol etmesinde kararlı. Bu alan, nereleri kapsayacak?

Fırat Nehri'nin doğusundan başlayarak Türkiye-Suriye sınırında oluşturulacak güvenli bölge 460 kilometrelik bir hat boyunca uzanıyor. Batıda Cerablus'tan başlayarak Sarrin ve Ayn İsa'nın kuzeyinden geçiyor, Türkiye sınırı boyunca Kobani, Tel Abyad, Rasulayn, Kamışlı ve El Malikiye yerleşimlerini içine alan bölgeyi kapsayan hattan PKK- YPG unsurları çıkartılacak. Çıkmazsa, kafaları ezilecek.

Kamışlı'nın kontrolü Suriye ordusuna geçmiş durumda. Dolayısıyla buradaki YPG güçlerinin, oluşturulması planlanan güvenli bölgeden nasıl çıkarılacağı diplomatik masaların işi olacak.

Suriye’nin güneye inmesi beklenen hatla ilgili ayrıntılarını önce, Türkiye ve ABD genelkurmay başkanları Brüksel’de görüştüler. Sonra, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, 23 Ocak’ta Moskova’da Rusya lideri Putin’le baş başa görüştü.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel toplantısı sonrası "İlk görüşme Genelkurmay Başkanımız Yaşar (Güler) Paşa ile (Joseph) Dunford arasında Brüksel'de yapılmıştır. Askerlerimiz arasında, diğer kurumlarımız arasında, biz de tabii dışişleri bakanları olarak bu konuda görüşmelerimizi ABD tarafıyla sürdüreceğiz" ifadesini kullandı.

Erdoğan, başta ABD olmak üzere IŞİD'le mücadele koalisyonu güçlerinin gerekli lojistik ve maddi destek vermesi durumunda, o bölgedeki insanların güvenli bölgede yaşama şansı bulacağını belirten Erdoğan, TOKİ'nin de gerekli adımları atmaya hazır olduğunu belirtmişti.

GAZİANTEP MESAJLARI ÖNEMLİ

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Rusya lideri Putın ile görüşüp Türkiye’ye döndükten sonra, cuma günü Gaziantep’te verdiği önemli mesajlara dikkat edelim.

Sınırlarımızın ötesindeki dostlarımızın da haklarını, onurlarını korumak görevimizdir. Türkiye’nin Suriye, Irak, Kıbrıs, Balkanlar, Orta Asya politikalarını anlamak isteyenler gelip Gaziantep’e baksınlar. Biz bölüşmenin bereketine inanan bir milletiz. Çanakkale’de bir tas çorbayı nasıl bölüştüysek burada da bölüşmeye devam ediyoruz.

Biz burada güvenle yaşarken oradaki kardeşlerimizi zalimlerin insafına bırakamayız. Bunu kimi zaman göstere göstere yaparız, kimi zaman sessizce yaparız. Ama elimizden geleni yaparız. Bir gece ansızın gelebiliriz. Elimiz kolumuz bağlı mı duracak? Türkiye’yi uzak tutmak isteyenlerin gayreti Suriye halkının güvenliği değil, bataklığı derinleştirmek.

 ‘Suriye’de ne işiniz var’ diyenlere, ‘Türkiye 1998’de Adana Mutabakatı’nı imzaladı’ deyin. Sorsanız hepsi DEAŞ ile mücadele için Suriye’de. DEAŞ ile mücadelede somut başarıları olan tek ülke Türkiye’dir. Son 2 yılda yaklaşık 8 bin DEAŞ mensubunu gözaltına aldık, bunlardan 2 bin 300'den fazlasını tutukladık. Mesele DEAŞ, Suriye ya da Irak meselesi değil. Burada derin bir oyun var. Herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var.

Önceliğimiz elbette diplomasiyi kullanmak. İdlib’de ortak bir müdahaleyi Rusya ile yapmasaydık yüz binler bizim topraklarımıza gelecekti. Yaptığımız operasyon bu işi çözdü. İdlib’li kendi topraklarında kaldı. Gerektiğinde askeri yöntemlerden kaçınmayacağımızı da gösterdik. Münbiç ve Fırat’ın doğusunda gerektiğinde kullanmak üzere askeri hazırlıklarımızı tamamladık. Oldu oldu, olmadı bir gece ansızın oralardayız’’

Kilit cümle: ‘Münbiç ve Fırat’ın doğusunda gerektiğinde kullanmak üzere askeri hazırlıklarımızı tamamladık. Oldu oldu, olmadı bir gece ansızın oralardayız’’…Masada ve sahada Türkiye var. Diplomatik ve askeri hazırlıklarımız beraber yürüyor. Gelişmelere göre, planlarımız hazır. A planı diplomatik, B planı Kuzey Suriye’ye hareket…

                                                                           

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA