Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Yeni Suriye'nin Mimarları: Erdoğan ve Putin

21 Ekim 2019
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

23 Ekim sabahı, bir bambaşka Suriye gerçeğine adım adım yaklaşıyoruz. 22 Ekim (Salı)Türkiye Başkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya lideri Putin, Yeni Suriye resmine imza atacaklar. Bu resme Erdoğan şekil verirken, kahraman Mehmetçik’in Barış Pınarı Harekatı’ndan akan suların temizlemekte olduğu ZOR OYUNU BOZAR gerçeğiyle yaklaşacak.

Uzmanlar, Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 22 Ekim'de, yani 120 saatlik sürenin dolduğu bir günde görüşecek olması bu görüşmenin önemini şimdiden artırmış durumda olduğuna dikkat çekerek, gelinen noktada, Türkiye'nin bundan sonraki süreçte Rusya ve ABD arasında çok daha dengeli bir politika izlemek durumunda kalacağını ifade ediyor.

Evet.Başkan Tayyip Erdoğan –Türk Devlet Aklı tarafından çizilmiş ve ilmek ilmek örülmüş askeri-diplomatik-ekonomik çerçeveli stratejiyle Suriye’nin kaderini belirleyecek.

Barış Pınarı harekâtı,3 gerçeği ilan etmiştir.

1)Kuzey Suriye’de ABD-Avrupa’nın terör koridoru olmayacak

2)Kuzey Suriye’de PKK-YPG Uydu devletçiği olmayacak

3)Kuzey Suriye’de İKİNCİ İSRAİL olmayacak.

22 Ekim Soçi, tarihin gelecek sayfalarına yazılacak bir toplantıya ev sahipliği yapacak.

ERDOĞAN PUTİN YENİ SURİYE ÇİZİMİNİ YAPACAK.

Başkan Tayyip Erdoğan’ın, Soçi masasında, önceliği "güvenli bölge" olarak talep ettiği sınır boyundan (444 kilometreden) PKK-YPG'nin tamamen çekilmesi. Ardından bu bölgenin Türkiye  tarafından nasıl  kontrol edileceğini Putin’le görüşülecek.

Erdoğan,Soçi öncesi  "tek şartının YPG'nin bu bölgelerden çekilmesi olduğunu" bir kez daha söyledi. Menbic ve Tel Rıfat'ta bunun sağlanmadığını, diğer bölgelerden de çekilmemesi durumunda "buna müsaade edilemeyeceğini" belirtti.

Başkan Erdoğan’ın şu vurgulamaları dikkat çekici: “PKK-YPG'nin temizlendiği yerlerin rejim kontrolünde olması bizim için rahatsızlık sebebi değildir. Menbiç'te terör örgütleri varsa, burası terör örgütlerinden temizlendi diyemeyiz. Biz bunu Sayın Putin'le görüştük. Terör örgütleri Menbiç'ten, Kobani'den çıkarılırsa bizim için hiçbir mesele yok"

Erdoğan ve Putin, daha sonraki aşamaların da neler olacağını konuşacak. Daha sonrası şudur: ‘PKK-YPG'nin güneye çekildikten sonra ne olacağı, hangi pozisyonda kalacakları, burada silahlı ayrı bir grup olarak varlıklarını koruyup korumayacakları ve siyasi çözüm sürecinde söz hakları olup olmayacağı, ABD’nin nasıl bir politika izleyeceği, ABD’nin davranışlarına karşı Türkiye ve Rusya’nın takınacağı durumdur’’

Başkan Erdoğan, Rusya’dan gelen bilgilere bakalım. Rusya’dan esen rüzgârlara göre, ‘Putin'in hedefi Erdoğan'la arasını açmadan Kuzey Suriye’nin geleceğini şekillendirmek’

Rus Ortadoğu Uzmanı Andrei Ostalsky’ın analizi derinlikli, Putin'in gündeminde Ortadoğu'daki gücünü artırmak ve bunu iç politikada kullanmak olduğunu söylüyor:

"Putin çok başarılı bir teknokrat ama bir strateji uzmanı değil, şimdi sahada ne olup bittiğine bakacak, gelişmeleri kendi hedefleri için kullanabilir mi, kullanabilirse bunu nasıl yapabilir, onu planlayacak. Çünkü bu durum, Putin'in Rusya içindeki gücünü de artıracak. Buna bir halkla ilişkiler çalışması da diyebiliriz.

Putin, Rusya'nın bölge için ne kadar önemli olduğunu, Ortadoğu'da Amerika'nın yerini aldığını, diğer ülkelerin ne yapmak isterse istesin Rusya'yla koordinasyon kurmak zorunda olduğunu Rus seçmenin görmesini istiyor."

Ostalsky'ye göre Putin, daha fazla çatışma istemiyor. Oluşturmak istediği imaj "Ortadoğu'ya barış getiren lider." Bu sebeple de Türkiye ile Rusya arasında çok önemli köprüler kuran  Erdoğan'la berebar yürüme  yaklaşımını  benimseyecek. Putin, Erdoğan'la ters düşmemek için bir orta yol bulacaktır’’

Ostalsky, Putin'in, PKK-YPG'yi de kontrol altında tutmak isteyeceğini ve bunun da Başkan Erdoğan'ı memnun edeceğini söylüyor:"Putin, hem Suriye’ye barış getirmek ,hem de Erdoğan'la iyi ilişkisini sürdürmek istiyor. Bu sebeple Erdoğan'la nasıl bir uzlaşmaya varabileceğine bakacak.  YPG'nin ayrı bir silahlı güç olarak kalması onu memnun etmez. Bunun yerine Suriye ordusuna katılmasını ve böylece ülkedeki tüm silahlı güçlerin rejim  kontrolünde olmasını ister."

İKİNCİ İSRAİL YOK

Başkan Tayyip Erdoğan, ABD-İsrail koridorunun bir bacağını Afrin'de koparmıştı. İkinci ayağını da Tel Abyad-Resulayn'da kopardı.
Derin ABD-Avrupa kuklası PKK-YPG'nin terör devleti hülyası ve İsrail'in Orta Doğu'daki 'İkinci İsrail' projesi çöpe atılmıştır.

İsrail lobileri, derin ABD ve Avrupa aparatları sürekli kaybetmekten kaynaklanan agresiflikle, MÜSLÜMAN DÜNYA COĞRAFYASININ GÜR SESİ LİDER TAYYİP ERDOĞAN'A saldırıyorlardı. Rezil oldular. Erdoğan, geçen hafta BM'de Müslümanlar'ın gür sesi olarak tavrını açıkça ortaya koymuştu. O gün, ezilen Müslüman dünyasının sevinç gözyaşları akmıştı. Hep beraber  gördük,Türkiye Başkanı  karşısında Evanjelist Hıristiyan Başkan yardımcısının acizliğini...

Erdoğan-Türk Devlet Aklı'nın, ZAFER İNANLARIN OLACAKTIR felsefesini nasıl hayata geçirdiğine tanık oldunuz.
Tek dişi kalmış Avrupa yıllardır ne derdi? "Türkler savaşta kazanır, ama masada kaybeder." Yok öyle. Başkan Erdoğan-Türkiye, hem sahada hem masada kazanmayı bundan böyle beyinlere nakşetmiştir. Oyunları bozuyoruz. Zavallı Zihniyetleri yıkıyoruz. Yaptırım tehdidine, Evanjelist, Yahudi kumpanyalarının rezil kararlarına karşın geri adım atmayan bir liderlikle yürüyen Türkiye, gelecek on yılların da olası tezgahlarına neşter attığını göstermiştir.

Bu bağlamda, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla, Kuzey Irak-Kuzey Suriye-Akdeniz üzerine kurgulanan ABD-İsrail koridoru parçalanmış, Kuzey Suriye’de İKİNCİ ISRAİL’in kurulmasına izin verilmemiştir.
Evet.
Büyük Millet-Türkiye/Büyük Lider Tayyip Erdoğan/Büyük işler yapma dönemindeyiz. Bugün, NATO zincirlerini kıran, bağımsızlık bayrağını dalgalandıran, EKSEN KOYAN ÜLKE konumundayız...

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA