Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
ABD-Çin Ticaret Görüşmesi ve Çin’in İthal Otomobiller için Vergi İndirimi
Doç. Dr. Erkin Ekrem
26 Mayıs 2018 12:45
A-
A+

19 Mayıs 2018 tarihinde Washington’da, Çin-ABD arasındaki ticaret savaşı ile ilgili görüşme gerçekleştirildi. İki gün süren görüşmelerin sonucunda karşılıklı “ateş kes” kararı alındı. Kara göre Çin, ABD şirketlerinin kendi pazarına girişini kolaylaştırırken, buna karşılık ABD de Çin şirketlerine baskıyı azaltacak. Fox Haber kanalına konuşan ABD heyeti başkanı ve Hazine Bakanı Steven Mnuchin, henüz tam bir anlaşmaya varılmamış ise de, şimdilik tarafların gümrük vergilerinin arttırılmasını bir kenara bıraktığını, bu süreçte anlaşmanın ayrıntılarını planlayacaklarını açıkladı. Mnuchin iki tarafın da anlaşmaya varmak için çalışmaları sürdüreceğini sözlerine ekledi. Çin heyeti başkanı ve Başbakan yardımcısı Liu He yaptığı açıklamasında, görüşmelerin en büyük kazancının tarafların ortak görüşe varmış olmasını ve ticaret savaşının sürdürülmeyeceğini, karşılıklı vergi artırımının yapılmayacağını dile  getirdi. Çin-ABD heyetleri arasındaki görüşmelerin sona ermesinin hemen ardından Çin’in Xinhua Ajansı’n verdiği kısa haberde, “Çin-ABD ticaret savaşında ateşkes ağlandı, savaş durduruldu” şeklinde bir ibare kullanılmıştı. Çin komünist partisinin sesi olan People’s Daily bünyesinde olan Global Times gazetesi, “Çin-ABD ticaret savaşının durdurulması her iki ülkenin galibiyetidir” manşetini atmıştır.

Başbakan yardımcısı Liu He, Çin-ABD arasında enerji, tarım ürünleri, tıbbi-sağlık, ileri teknoloji ürünleri ve finans alanlarında işbirliğinin artırılacağını bildirmiştir. Liu He’ye göre, bu işbirliği Çin ekonomisinin yüksek kaliteli ürünleri üretmesine yol açacak, Çin halkının taleplerinin karşılanmış olacak, ABD dış ticaret açığının azaltılması için yararlı olacak ve kazan-kazan için bir tercihtir. Aynı zamanda karşılıklı yatırım artırılacak ve fikri mülkiyetin koruması konusunda işbirliği derinleştirilmeye devam ettirilecektir. Bu gelişmeler sadece Çin-ABD için yararlı bir gelişme olmadığı, aynı zamanda küresel ekonomik ve ticaretin istikrarı ve refahına da faydalı olacağını dile getirmiştir.  Ayrıca Çin’de muazzam bir orta sınıfın oluştuğunu ve Çin’in dünyanın en büyük pazarı olacağını vurgulayan Liu He, Çin pazarında karlı çıkmak için Çin’e ihraç eden ülkelerin kendi ürünlerinin ve hizmetlerinin rekabet gücünü artırması gerektiğini; Çin’in yalnızca ABD’den değil bütün dünyadan ürün satın almak isteyeceğini dile getirmiştir.

Liu He’ye göre, iki ülke arasındaki yıllardan beri süregelen ekonomik ve ticari ilişkilerde oluşan yapısal sorunların çözümünün zaman alacaktır, bir günde çözülecek bir sorun değildir. Çin-ABD ekonomik ve ticari ilişkilerinin sağlıklı gelişiminin tarihsel bir eğilim olduğu ve kimsenin durduramayacağı yorumunu yapan Liu He, iki ülkenin geleceğe yönelik yüzleşecek yeni sorunlar ve yeni çelişkilere karşı sakin olması gerektiğini, diyalog üzerinde durulması gerektiğini ve uygun çözüm getirilmesi gerektiğini açıklamıştır.

Xinhua Ajansı’n beyan ettiği Çin-ABD ticaret görüşmesinin sonuç bildirisine göre, ABD-Çin ticaretinde ABD’nin aleyhine gelişen dengesizliğin önemli ölçüde azaltması için etkin önlemler alınacaktır. , Çin halkının gidererek artan tüketici talebini karşılamak ve yüksek kaliteli ekonomik gelişmeyi teşvik etmek için Çin tarafı ABD’den mal ve hizmet alımlarında önemli bir artış sağlayacaktır. Bu da ABD’nin ekonomik büyümesine ve istihdamına yardımcı olacaktır. Bu bildiride ABD’nin tarım ürünleri ve enerji ihracatını artırması, imalat ürünleri ve hizmet ticaretlerinin genişletilmesi, fikri mülkiyet korunmasına önem verilmesi, karşılıklı yatırımı teşvik etmesi ve adil rekabet ortamının yaratılması, üst düzey iletişimin devamı ve her iki tarafı ilgilendiren ekonomik ve ticari sorunlara etkin çözümlerin aranması gibi konulara yer verilmiştir. Bu konularda ilerleyen süreçte bir dizi görüşmelerle çözüm beklenmekte olduğudur.

İki ülkenin bu görüşmelerde sorunların çözülmesi için nasıl bir yol ve yöntem izleneceğine dair ayrıntılı bilgiyi vermemiştir. Bir anlaşmadan öte sadece niyet bildiren bir beyanname olmuştur. Çin Başbakan yardımcısı Liu He’nin açıklaması ve sonuç bildirisine göre, yapılan görüşmeler sonucunda her iki tarafa yararlı olan ekonomik ve ticari ilişkiler vurgulanmıştır. Akıllara takılan ise ikili görüşmeler madem yararlı olmuş neden “ticaret savaşı” başlamadan bu sonuca varılamamıştır? Başkan Trump’in ısrarlı bastırmasının sonuncunda yapılan bu görüşmelerdeki beyanlar zorunlu bir netice olarak gözükmektedir. Üstelik Başkan Trump bu görüşmelerden çıkan sonuçlardan memnun değildir ve o daha çok uzun bir yol kat edeceğiz diyor.

Çin’in İthal Otomobiller İçin Vergi İndirimi

22 Mayıs’ta Çin Maliye Bakanlığı 1 Temmuz’dan itibaren otomobiller için ithalat vergisini %25’ten %15’e indireceğini ve otomobil parçaları ise %6’ye indireceğini açıklamıştı. Çin geçen yıl 1.2 milyon araba ithal etmiştir. Bu da Çin’in iç piyasa otomobil satışlarının yaklaşık %4’ünü teşkil etmektedir. Bu indirim ile birlikte Çin dünyanın en büyük otomotiv pazarını da oluşturmak ile üreticilerin iştahını çekmektedir.

Çin’in bu kararı ABD’nin Çin’e yönelik ticaret konusundaki itirazının bir geri adımı olarak okunmaktadır. Pekin’in ithal otomobillere uyguladığı vergi indirimi girişimi Çin’in ABD ile yaşanabilecek ticaret savaşını önlemek ve daha kapsamlı bir ticaret anlaşmasına varılması için alınan yeni bir karar olabilir. Çin kökenli telekomünikasyon ekipmanı üreticisi ZTE’nin kurtarılması için yapılan bir girişim de olabilir. Nitekim Nisan ayında ABD hükümeti, Çinli telekomünikasyon ekipmanı üreticisi ZTE Corp’un yaptırım ihlalinde bulunması sebebiyle şirketin üretimde kullandığı önemli ABD teknoloji ürünlerini satın almasına yedi yıllık bir yasak getirmişti. Trump daha sonra Kongre üyelerin karşı çıkmasına rağmen ZTE Corp’na uygulayan yaptırımı kaldırarak Çin ile anlaşma yolunu tercih etmişti.

Çin’in söz konusu indirim kararı, ABD’nin Ford ve General Motors gibi otomobil üreticilere yardım etme olarak da algılamaktadır. Çünkü Başkan Trump daha önce Çin’in otomobil tarifelerini “aptal ticaret” olarak tanımlamıştı. ABD menşeli otomobiller Çin’in ithal ettiği yabancı otomobillerin %22’sini oluşturmaktadır, diğer otomobil üreticilerden Almanya %33, Japonya %20 ve İngiltere %9’u teşkil etmektedir. Yani Çin’in ithal otomobiller için aldığı kararında en avantajlı ülke Alman otomobil üreticileri olurken, bunun yanında karlı çıkanlar diğer taraf ise Çinli tüketiciler olmuştur.

Çin’in dünyanın en büyük otomobil pazarını küresel üreticilere açma kararı İngiltere üreticilerini de sevindirmiştir. 2017 yılında Çin’e 100.000’ten (çoğu Jaguar Land Rover ve Aston Martin) fazla araç ihraç eden İngiliz kökenli otomobil üreticileri bu kararı memnuniyetle karşılamıştır. Avrupa menşeli otomobillerin Çin pazarında önemli yerini alabilmesi ABD’nin Çin pazarında daha fazla yer alamayacağa anlamına gelmektedir. Diğer yandan Başkan Trump, Ticaret Bakanı Wilbur Ross görüşüne dayandırarak ithal otomobillerin ve otomobil parçalarının ABD’nin ulusal güvenliğini etkilediğini ve 232. madde çerçevesinde incelenmesini direktif vermişti. Trump’a göre otomobil ve otomobil parçaları gibi temel endüstriler AMD ulusunun mukavemeti için kritik önem taşıyor. Trump yönetiminin Avrupa menşeli otomobil ve otomobil parçalarının ithalatını ulusal çıkarlara bağlaması biraz abartılı olmasının yanında Avrupalı otomobil üreticilerinin Çin pazarına yönlenmesine neden olabilir. Neticede Çin’in Yeni İpek Yolu stratejisinin hedefi Çin pazarını Avrupa pazarı ile bağlamaktır ve Çin-Avrupa ülkeleri ile e olan ilişkilerini yoğunlaştırmasına yol açabilir.

ABD’nin Çin’e yönelik açtığı ticaret savaşı ve bu savaş öncesi yapılan bir dizi görüşmelerin iki hedefi vardır: ABD şirketleri için Çin’de daha uygun yatırım koşulları yaratmak ve ABD-Çin ticaret açığını azaltmaktır. Ancak uzun vadede her iki hedefin aynı anda gerçekleşmesi zordur. Çin’in ithal otomobilleri ve otomobil parçaları için düzenlediği vergi indirimi örneğinden anlaşıldığı gibi ABD’den ziyade Avrupa müttefiklerine yaramıştır.