Katar ambargo öncesine göre daha güçlendi
Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Fikret Özer, bir yıldır ambargo uygulanan Katar'ın bu sürede birçok gelişmeye sahne olduğunu ve Türkiye ile Katar arasındaki ticaret hacminin yaklaşık yüzde 46 oranında artış gösterdiğini belirtti.
Katar krizine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Fikret Özer, krizin bir körfez ülkeleri sorunu olduğunu ancak bunun, her birinin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler olması nedeniyle aynı zamanda İİT'nin de ilgi sahasına da girdiğine değinerek, İİT dönem başkanı olan Türkiye'nin de bu sorunun aşılmasına yardımcı olmak üzere aktif rol oynadığını söyledi.
Krizin ardından 1 yıl geçmesine rağmen bir sonuca ulaşılamadığına ve karşı tarafta bir umut görülmediğine işaret eden Özer, Türkiye'nin anlaşmazlık yaşayan taraflarca kabul gören Kuveyt'in ara buluculuğunu kolaylaştırma gayretinde olduğunu; bu amaçla Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt'le üst düzey temaslarda bulunulduğunu ifade etti.
Krizden sonra Katar'da yaşanan gelişmeler
Özer, Katar'ın ambargo öncesine göre siyasi, iktisadi, diplomatik ve askeri bakımından şimdi daha güçlü duruma geldiğini belirtti.
Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani'nin ambargoya ilişkin bir konuşmasında, "Katar 5 Haziran'dan önceki Katar olmayacak" ifadesine dikkati çeken Özer, bunun bir takım iç ve dış düzenlemelerin ve yeni yapılanmaların işareti olduğunu ve bunun da somut olarak görülmeye başlandığını söyledi.
Uygulanan ambargoyla büyük bir gıda ihtiyacı açığı ile karşı karşıya kalan Katar'ın 2019'a kadar gıda ve bazı tüketim maddeleri konusunda kendine yeten bir ülke olmayı hedeflediğini, bu amaç doğrultusunda 50'den fazla fabrikanın 1 yıl içinde açıldığını aktaran Özer, Doha yönetiminin krizden önce inşaat malzemesi için Cebeli Ali Limanı Serbest Bölgesi ve genel olarak Suudi Arabistan'a yöneldiğini, şimdi ise Cebeli Ali benzeri bir bölgeyi Hamed Limanı çevresinde kurmayı hedeflediğini, mal temini için yeni güzergahlar tesis edildiğini, kendi kendine yetebilme çabası kapsamında gıda ürünlerinin 2 yıllık ihtiyacının depolanabileceği binaların inşaatının yapılmakta olduğunu anlattı.
Özer, Katar'ın silahlı kuvvetler ve savunma sanayi konusunda da birçok yeni girişimi olduğunu, birçok ülkeyle kendini dış tehditlerden koruyacak anlaşmalar imzaladığını, NATO ile diyaloğu olduğunu aktararak, söz konusu ülkenin daha önce ülke dışına yaptığı yatırımların bir kısmını kendine yönlendirerek, güvenlik ve savunma altyapısını kuvvetlendirdiğini vurguladı.
"Üretim yapısı, teşkilatlanma ve diğer düzenlemeler itibarıyla Katar geçen seneki Katar'dan daha ileri. Her şeyin bir karşılığı var. " diyen Özer, Katar'ın diplomatik olarak son derece soğuk kanlı, akılcı yaklaşarak, karşı tarafın tahrik edici birtakım davranışlarına dahi soğuk kanlı yaklaştığını ifade etti.
Özer, Katar'ın batıda ve doğuda karşı taraftakileri suçlamaksızın kendini diplomatik bakımdan iyi bir biçimde anlatmaya çalıştığını ve bunda başarılı olduğunu söyledi.
Büyükelçi, ambargocu devletlerin Katar'a karşı olumsuz tavır almaları için bazı ülkelere baskı uyguladığının vakıa olduğunu, ancak gelinen aşamada bu girişimlerin netice vermediğinin anlaşıldığını, zira Senegal, Çad, Cibuti ve Ürdün'ün Katar ile ilişkilerini normalleştirme yolunda olduklarının görüldüğünü beyan etti.
Ticaret hacmindeki artış
Kriz dolayısıyla inşaat malzemeleri temininde de alternatif kaynaklar arandığını, bunların da bir kısmının Türkiye'den temin edildiğini ifade eden Özer, "850 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2017 yılı sonu itibarıyla 1.3 milyar dolara çıktı. Yüzde 46 civarında bir artış gerçekleşti. Ancak bu artış Türkiye gibi 160 milyar dolar ihracatı olan ve Katar gibi ihtiyaçlarının %80-90’ınını ithal eden iki ülke için çok yetersiz. Bu sayının yükselmesi için önündeki engelleri aşmamız gerekiyor." dedi.
Bu çerçevede her iki ülke arasında ticaretin kolaylaştırılmasını hedefleyen bir anlaşmanın çok kısa sürede imzalanarak yürürlüğe gireceği bilgisini veren Özer, İran rotasının da Katar ile kara yolu üzerinden dış ticaret için bir alternatif olduğunu, bu bağlamda İran, Türkiye ve Katar arasında da ticaretin kolaylaştırılmasına ilişkin bir anlaşmanın söz konusu olduğunu dile getirdi.
Son olarak, Doha'nın tamamen savunmaya yönelik S-400 füze savunma sistemlerini satın almak istediğini, ancak diğer kardeşlerin bundan rahatsız olduğunun görüldüğünü söyleyen Özer, Katar'ın ambargocu ülkelerle ilişkilerini normalleştirmeyi, "geçmişte olanların tekrarlanmaması" güvencesini alma şartıyla kabul edeceğini ve bu meselede egemenliğinden taviz vermemekte ısrarlı olacağının müşahede edildiğini kaydetti.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır yönetimlerinin 5 Haziran 2017'de Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleri Körfez bölgesinde krize yol açmıştı.