ABD Senatosu ise ABD'deki seçimlere müdahale ettiğine yönelik iddialar nedeniyle Rusya'nın en büyük bankalarına dolar kullanımını yasaklama ve Moskova'nın dış borç piyasalarına erişimini reddedecek kanun tekliflerini değerlendirmeye devam ediyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir süre önce yaptığı açıklamada, ABD’nin, dolar kullanımına yönelik attığı adımlar nedeniyle "kendi ayağına sıktığını" savunarak, "ABD, doların güvenilirliğini zedeleyerek büyük bir hata yapıyor. Bu, tüm imparatorlukların yaptığı bir hatadır. Her şey istikrarlı görünür ve olumsuz sonuçların yaşanmayacağı düşünülür. Fakat hayır, olumsuz sonuçlar mutlaka ortaya çıkar." ifadelerini kullanmıştı.
ABD'nin yaptırımları nedeniyle Rusya, uluslararası anlaşmalarda doların payını 2013’ten bu yana yüzde 79’dan yüzde 68’e düşürürken, Rusya’nın uluslararası rezervlerinde doların payı, bu yılın ilk çeyreğinde 2017’nin aynı dönemine göre 1,6 puanlık düşüşle yüzde 43,7’ye geriledi.
"Dolar, dönüşü olmayan bir yola girdi"
Rus ekonomisindeki "dolarsızlaşma" hamlesini AA muhabirine değerlendiren Rus Ulusal Ekonomi Başkanlık Akademisi Finans Mühendisliği Kürsüsü Başkanı ve eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Konstantin Korishchenko, doların artık "dönüşü olmayan bir yola" girdiği görüşünü dile getirdi.
Korishchenko, ticaret savaşlarının yanı sıra ABD'nin, Yabancı Hesaplar Vergi Uyum Yasası (FATCA) ve Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) gibi unsurları da kullandığını hatırlatarak, "ABD’nin kullandığı küresel saldırı araçları nedeniyle dolardan olabildiğince uzak kalmaktan mutlu olacak ülkelerin sayısı artıyor." dedi.
Ekonomide dolardan uzaklaşma konusunun ikircikli olduğuna işaret eden Korishchenko, "Bir tarafta 'dolar bölgesinden' uzaklaşırken, diğer tarafta nereye gidiyorsunuz? Dolar yerine hangi para birimini kullanacaksınız? Avro, yuan veya ruble mi? Doğal olan, çoklu bir döviz sistemi kurmaktır ancak kur riskleri ve işletim maliyeti bu fikri elverişsiz hale getiriyor. Yeni bir 'döviz kralının' ortaya çıkması, ne bugün ne de gelecek yıl olabilir." ifadelerini kullandı.
ABD'nin dolarsızlaşmaya karşı atacağı adımların ise süreci daha da derinleştireceğini belirten Korishchenko, "Şu anda İran'la ticareti finanse etmek için özel bir ödeme mekanizması oluşturulmasına ilişkin mutabakat var ve ABD'den gelen baskılar, bu sistemi gelecekteki dünya para birimi sistemi için bir tür birleşme noktası haline getirebilir." dedi.
"ABD, doların hakimiyetini savunmak için elinden geleni yapacaktır"
Harvard Üniversitesi Rusya ve Avrasya Çalışmaları Öğretim Üyesi Prof. Bruno Sergi de Rus ekonomisinin dolardan uzaklaşma imkanına sahip olduğunu vurguladı.
Sergi, ticaret savaşlarının, ABD’nin ticaret açığını düşürmesi halinde dolar likiditesinin düşeceğine işaret ederek, "Dolardan uzaklaşmak uzun vadeli riskler barındırıyor. Çünkü bu, mevcut küresel ticareti ve jeopolitik düzeni bütünüyle zayıflatıyor. Bununla birlikte ABD, doların hakimiyetini savunmak için elinden geleni yapacaktır. Bu konuda şüphe yok." ifadelerini kullandı.
Dolarsızlaşma sürecinin şimdilik belirsizliğini koruduğuna dikkati çeken Sergi, "ABD borsalarındaki yüksek performansın, gelişen piyasalardaki dolarsızlaşma eğilimiyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Eğer altın fiyatına bakarsak, tüm jeopolitik travmalara rağmen aşağı iniyor ve nispeten sabit kalıyor. Doların riskli davranarak altının rolünden kaçındığını görüyoruz." dedi.
"Avro veya lira ile anlaşmalara bir an önce başlanması gerekiyor"
Yeni Ekonomi Okulu Finans, Yatırımlar ve Bankalar Programı Direktörü Prof. Dr. Oleg Şibanov ise ABD’nin dolara yönelik adımlarını "mali kitle imha silahı" olarak tanımladı.
Doların bir silah haline dönüşmesini "küresel mali piyasalar için olumsuz bir durum" olarak niteleyen Şibanov, "Örneğin SWIFT sistemine veya dolarla işlemlere yönelik gibi yasaklar son derece belirsiz bir durum yaratıyor." dedi.
Şibanov, uluslararası ticarette dolar dışındaki dövizlere yönelmenin zorlu bir süreç olduğunu vurgulayarak, "SWIFT verilerine göre, yüzde 40’lık payla dolar, ödemeler için anapara birimi olarak kullanılıyor. Bu, 5 veya 10 yıllık süreler zarfında fazla değişmez. Bu nedenle avro, renminbi veya lira ile anlaşmalar yapılmasına yönelik adımların atılmasına bir an önce başlanması gerekiyor." diye konuştu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, ihracatta yaratabileceği artış nedeniyle zayıf dolar kurunu isteyebileceğini ifade eden Şibanov, AB'nin daha az gelişmiş ülkelerle bu konuda gerçekleştireceği ortak girişimlerin kazan-kazan durumuna yol açabileceğini ancak bu durumun belirsiz olduğunu söyledi.