Devlet Bahçeli: İsrail’i Durdurmak için Kuvvet Kullanmalı
Doğru siyasetin, atılan adımları sağduyu parkuruyla ihata eden, sorumluluk duygusunu ilke edinen, kardeşlik ve kaynaşma kültürünü vatan ve millet sevgisiyle eklemleyen akıl dolu siyaset olduğunu dile getiren Bahçeli, "Kurşun gibi ağır ortamlarda, tehditlerin kol gezdiği bulanık dönemlerde, bekamıza çevrilmiş kanlı namlularla karanlık niyetlerin çevremizde sırayla nöbete girdiği bir zaman diliminde, milli birlik ve dayanışma ruhumuzu diri ve zinde tutmak dengeli, düzgün ve doğru siyasetin vazgeçilmez erdemidir. Bu erdeme bağlıyız, bu erdemin refakatiyle önümüze gerilen perdeleri yırtıyor, münasebetlerimizi kuruyor, meşakkatleri göğüslüyor, mücadelemizi yürütüyoruz." diye konuştu.
Siyaseti, teorik ve retorik arka planı Batı'nın sınıf çatışmalarına dayanan, bundan mülhem toplumun düşman kamplara bölünmesine çanak tutan kriz ve gerilim süreci olarak kabul etmediklerini ifade eden Bahçeli, sınıflı bir toplum yapısını tamamıyla reddettiklerini söyledi.
Devlet Bahçeli, "Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz, konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur. Siyasi alakamız, sert veya yumuşak tarzımız tek tek fertlerin şahsiyet kalibreleri değil, fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır. Muhataplarımızın kim olduğundan, özel hayatlarının nasıl oluştuğundan ziyade, ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyor; siyasi bağlantı hatlarımızı buna muvafık kuruyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Uzattığım el, 'Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin' temenni ve teklifidir
MHP lideri Bahçeli, ilk Meclisin yapısını hatırlatarak, Gazi Mecliste o dönem görev alan merhum ve muhterem mebusların birbirlerinin kökenine, yöresine, anasının diline bakmadıklarına; birbirlerinin siyasi meşrebini, etnik ve mezhebi aidiyetini sorgulamadıklarına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclisin açılışında yaptığı konuşmada, "Bu Gazi Meclis, sadece Türkiye'nin değil, geniş bir coğrafyadaki mazlum halkların da umudu olan bir Meclistir." sözlerini anımsatan Bahçeli, "Bu görüşlere 'yanlış' diyecek siyasi namus sahibi bir milletvekili veya vicdan sahibi bir vatan evladı var mıdır? İçinde bulunduğumuz coğrafyalar kırbaç üstüne kırbaç yerken; mazlumlar toplu şekilde boğazlanırken; her taşın altı zehirli yılanlarla, bin bir türlü nifakla dolup taşarken Türkiye'ye yönelik azgın ihtiras ve iştahları nasıl görmezden gelelim?" ifadelerini kullandı.
Biz durduk yere el vermeyiz
MHP Genel Başkanı olarak Cumhur İttifakı'nın bu duruş ve engin duyuşuna müzahir şekilde DEM Parti sıralarına giderek elini uzattığını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğaçlama olmayan bu iyi niyetli tutumumu, siyasi nezaketten öte önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı çarpışması ve yeni anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan zavallı biçarelerdir. Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, İlk Meclisin ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan aydınlığıdır. Uzattığım el, 'Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin' temenni ve teklifidir. Biz, gelişigüzel, keyfekeder, can sıkıntısından, anlık dürtülerle, dümenden ve düzenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz, öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmanın merakına tevessül ve teşebbüs etmeyiz.
DEM'e evvela düşen sorumluluk, uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir. Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda sıfırlanmış terör ve bölücülük melanetinden sonra, aşımızı beraber taşıralım, işimizi birlikte artıralım, huzur ve güvenliğimizi el ele çoğaltalım, nitekim dünya genelinde Türkiye Cumhuriyeti'nin yeryüzü cenneti olmasını sağlayalım."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, aynı şeyin CHP Genel Başkanı Özgür Özel için de geçerli olduğunu belirterek, kendisinin siyaseten söylem ve eylemlerinin, yalan dolan veya günü kurtarma telaşı olmadığını söyledi.
Özgür Özel'in özel hayatıyla ilgili servis edilen iddia ve iftiraların hiçbirinin siyasetin konusu olmadığını ve olamayacağını vurgulayan Bahçeli, "Özel hayatları ihlal ve istila eden FETÖ taktiklerinin, bundan mülhem şerefsiz hamlelerin, provokatif sosyal medya ifşalarının tamamıyla karşısındayız. Türkiye böylesine karanlık ve karmaşık dönemleri vahim bedeller ödeyerek geride bırakmıştır." dedi.
Bahçeli, CHP'nin siyasetiyle, siyaseten ihsas, ibra ve ifade ettiği gayeleriyle ilgili olduklarını; bunun dışında ne söylenirse söylensin, ne yapılırsa yapılsın kulaklarını kapattıklarını; bel atlı vuruşların, itibar suikastlarının, izansız isnatların ne işlerine geldiğini ne de gündemlerine girdiğini ifade etti.
Siyaset müessesini sarıp sarmalayan kumpasların, kara kampanyaların, çirkin dedikoduların, gerçek olup olmadığı fark etmeksizin, ayaklarının altında ve kendileri için yok hükmünde olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bizim düşüncelerimizin söylem kalıbına dökülmüş hali elbette siyasetendir. Başka türlüsünü akla getirmek, ihtimal olarak hesaba katmak hem insani hem de ahlaki değildir. Bu kapsamda sağduyuyla perçinlenmiş duruşumuzdan başka anlamlar çıkarmak beyhude zorlama ve zırvalıktır. Özgür Bey'in düne kadar, aslı astarı olmayan, ipe sapa gelmeyen, eften püften konularla ilgili MHP'ye saldırması, siyasetin dışına savrulması, şuur kaybına uğrayıp bizimle ilgili atıp tutması hakkaniyet ve haysiyet ölçüleriyle bağdaşmayan seviyesizlikti. Halbuki biz siyaseti centilmence, mertçe, adam gibi yapmanın tarafındayız.
Biz siyaseti, yalan ipinde cambazlık olarak değil, hakikat ve haysiyet ikliminde millete hasredilmiş hadim bir yüreğin mücadele kulvarı olarak tanımlarız. İşin doğrusunu isterseniz, bizim el sıkışmamızı normalleşmeye bağlayan Özgür Bey'in gene yanıldığı ve yanlışa kapıldığı ortadadır. Bu kadar kaotik, kırılgan ve kritik bir dönemde, iç siyasetin polemik dehlizinde boşuna çırpınacak, göz göre göre enerji ve zaman israfına katlanacak halimiz, hasenatımız ve hevesimiz yoktur. Büyük resme odaklanmalıyız. Gizli senaryoların yavaş yavaş nasıl tezahür ettiğine kafa yormalıyız. Hiç kimseyle tarla davamız yoktur."
Aziz milletimiz, kardeşliğine, birliğine, güvenliğine ve varlığına musallat olan; tarihsel ve dini temelleri bulunan siyonist ve emperyalist tehlikeyi elinin tersiyle iter
MHP lideri Bahçeli, küresel ve bölgesel mahiyetli sıcak gelişmelerin hafife alınır bir yanı kalmadığını belirtti.
Türkiye için milli güvenlik sorunlarının kabarmış ve katlanmış olduğunun altını çizen Bahçeli, Türkiye'nin bir ve bütün olacağını, sahnelenmek istenen vandal oyuna gelmediğini ve gelmeyeceğini söyledi. Bahçeli, "Aziz milletimiz, kardeşliğine, birliğine, güvenliğine ve varlığına musallat olan; tarihsel ve dini temelleri bulunan siyonist ve emperyalist tehlikeyi elinin tersiyle iter ve muhataplarının yüzüne çarpar. Sonsuza kadar var olmanın inancıyla Anadolu coğrafyasında sözde hak iddia eden, Nil'den Fırat'a vaat edilmiş toprakların teminine çalışan Yecüc ve Mecücler'e dünyanın kaç bucak olduğunu muhakkak gösterir." diye konuştu.
Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı'nın, milyonlarca Türkiye sevdalısının, al bayrağa kem gözle bakanların gözünü oyacağını; vatanın namus, milletin onur, devletin var oluş güvencesi olduğunu ve bunlar üzerinde tartışma yapmak için fırsat kollayanlara bu dünyayı dar etmenin kendileri için şeref meselesi olduğunu vurguladı.
Bahçeli, son iki yüz yılda Anadolu coğrafyasında yaşananların tamamının, bu milleti bu topraklardan söküp atmak üzerine oynandığını ve kurgulandığını söyledi.
Türkleri Anadolu'dan atmak hayalinin, yüzyılları aşarak bugüne kadar ulaşan vazgeçilmez bir emel olduğunu belirten Bahçeli, Türk milleti için dönülecek başka toprak parçası, gidilecek başka göç güzergahı, verilecek başka vatan köşesinin kalmadığını vurguladı.
Bahçeli, "Ya bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet bir ve bütün halinde yaşayacaktır ya da Türk milleti Anadolu'dan çıkarılarak tarihten silinecektir. Bilmeyenleriniz varsa, ben buradan tekraren söyleyeyim: Bunun adı tarihi şark meselesidir ve tarafları bellidir. Bir yanda Türk milleti diğer yanda yedi düvel bulunmaktadır. Bir yanda milletimiz, inançlarımız, değerlerimiz ve bayrağımız; diğer yanda haçlı barbarlığı yerini almıştır." diye konuştu.
"Coğrafyamız tartışılırsa milletimiz; milletimiz tartışılırsa devletimiz; devletimiz tartışılarsa bayrağımız; bayrağımız tartışılırsa varlığımız ortadan kalkacaktır" ifadesini kullanan Bahçeli, bunların ne fantezi bir düşünce, ne bir vehim, ne bir sendrom, ne de bir paranoya olduğunu dile getirdi.
Bugün mesele Beyrut değil Ankara'dır. Bugün hedef Şam, Tahran, Sana veya Bağdat değil İstanbul'dur
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kez daha düşününüz. Bir kez daha oynanan oyunun bütününü tarihi perspektifle, dün, bugün ve gelecek vizyonuyla değerlendiriniz. Karşımızda, yeni bir Sevr dayatması olduğunu mutlaka göreceksiniz. Yüzyılın başındaki küresel aktörlerin, oyunların ve parçalanma taleplerinin sadece isim değiştirmiş olduğunu da bileceksiniz. Bu sözlerimin yanı sıra diyorum ki, bugün mesele Beyrut değil Ankara'dır. Bugün hedef Şam, Tahran, Sana veya Bağdat değil İstanbul'dur. Bugün gizil ve gizli gündem Türk vatanıdır. Orta Doğu'da ateşlenen füzelerin, sıkılan mermilerin, atılan bombaların, düzenlenen suikastların, günbegün serpilen anarşik ve kaotik çalkalanmanın bir sonraki etabı, nihai sahası, kesin hesap merkezi Anadolu coğrafyasıdır. İsrail terörünün, emperyalist alçaklığın, küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye vardır."
Tam bir yıldır Gazze'de taş üstünde taş bırakılmadığını vurgulayan Bahçeli, bir yıldır bebek, çocuk, kadın demeden sivil halkın katledildiğini hatırlattı.
Büyük İsrail hedefiyle Orta Doğu'nun dilim dilim doğrandığını kaydeden Bahçeli, İsrail'in dünyaya meydan okuduğunun artık netleştiğini aktardı.
Kınama mesajlarının hiçbir manası ve bağlayıcılığı yoktur. Cinayet makinesi ve soykırım suçlusu İsrail'i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir
Bahçeli, "Uluslararası hukuk çiğnenmiş, insani miras ve değerler mahvın sınırına gelip dayanmıştır. Bu terör devletine karşı silah ambargosu uygulamak yetersizdir. Kınama mesajlarının ise hiçbir manası ve bağlayıcılığı yoktur. Cinayet makinesi ve soykırım suçlusu İsrail'i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir. Birleşmiş Milletler, bu tarihi ve ertelenemez görevi derhal üstlenmek ve katiller sürüsünü cezalandırmak zorundadır." ifadesini kullandı.
2 Ekim'de İran'ın fırlattığı 120 füzeden sonra sürecin iyice kızışacağını; olası misillemelerle yangının Orta Doğu'nun bacasını hepten saracağını dile getiren Bahçeli, İsrail'in şu anda İslamiyete, İslam coğrafyasına ve hatta insanlığa savaş açtığını belirtti.
Yakın vadede komşu ülkelerdeki kaosun Türkiye'nin sınırlarına kadar ulaşmasının, İsrail'in küresel güçlerin himayesine güvenerek Türkiye'yi taciz etmesinin muhtemel olduğunu ve beklenmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"İran, Irak, Suriye, Yemen, Lübnan ve Filistin'den sonra dünya jeopolitiğinin şah damarı olan Anadolu coğrafyasının hedef alınma ihtimaline karşı milli seferberlik ruhuyla ayağa kalkılması biliniz ki kaçınılmaz bir sorumluluk haline gelebilecektir. Bu nedenle TBMM'de, İsrail saldırıları ve bölgesel gelişmeler kapsamında bugün öğleden sonra yapılacak kapalı oturum yerinde ve isabetli bir karardır. İsrail üzerimize gelirse, istihbarat oyunlarıyla ülke içinde örtülü veya açık operasyonlara heves ederse, bu hain ve hayasız cüretinden dolayı bin pişman edileceğini yedi düvel hatırında tutmalı ve asla unutmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti bunu yapacak güç ve kudrete sonuna kadar sahiptir.
Coğrafyaları üzerimize silkelemek, terör örgütünü dürte dürte saldırıya geçirmek için kabus senaryolarını devreye alan, mazlum toplumlara karadan ve havadan ölüm tuzağı kuran tek dişi kalmış İsrail canavarının tam karşı cephesinde etten duvar öreriz, şehadetten anıt dikeriz, 'Ya Allah Bismillah' diyerek gövdemizi vatanımızın her karışına germekten kaçmayız, korkmayız, tereddüt göstermeyiz. Mesele milli onur ve güvenlik meselesidir."
Bahçeli, küresel ve bölgesel vahşetin yükselen çıtası yaygınlaşırken, Türkiye'de her gün bir yenisine şahit oldukları cinayet, taciz ve şiddet vakalarının gittikçe yaygınlaşmasının, toplumsal endişe ve infiali tırmandırdığına dikkati çekti.
"Psikopat bir cani tarafından İstanbul Fatih ve Eyüpsultan’da peş peşe işlenen tasarlanmış cinayetler, Beyoğlu'nda görülen taciz olayı, Sıla bebeğin hayatını kaybetmesi, asayişsizliğin yoğunlaşması, kavga ve karışıklık bekleyenlerin ümitlenmesi milletimizi derinden yaralamaktadır" diyen Bahçeli, şiddete karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka seçeneğin kalmadığının altını çizdi.
Bugünün insanının, bugünün şiddet sahnesinde görülen ızdırap verici vakalar karşısında bezgin ve bitkin olduğunu vurgulayan Bahçeli, MHP çatısı altında, bireysel ve toplumsal şiddetle mücadele etmek maksadıyla saygın ve alanlarında parmakla gösterilen uzman ve akademisyenlerden teşekkül eden bir komisyon kurulduğunu açıkladı.
Bu komisyonun kısa zamanda çalışmalarını ikmal edeceğini dile getiren Bahçeli, "Şiddet karşısında sessiz kalamayız. Geleceğimizi şiddete rehin bırakamayız. Derlenmeliyiz, toparlanmalıyız, kendimize gelmeliyiz, cezaları artırmakla beraber; şiddetin ürediği ana yatağı kurutmak zorundayız. Temellerimizi kazıp, kaynağımıza inip saçılan hastalık tohumlarını bulup çıkarmalıyız. Bu durum aynı zamanda ülkemiz ve milletimiz için bir diğer beka konusudur." sözlerini sarf etti.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanım yaşının oldukça düştüğünü, okul önlerinde uyuşturucu çetelerinin yuvalandığını belirten Bahçeli, herkesin kafa kafaya vererek seri ve sert önlemleri almakla yükümlü olduğunu anlattı.
Hukukun, hayatın gerisine düşmesi halinde toplumsal buhranın kaçınılmaz olduğuna işaret eden Bahçeli, cezasızlık şikayetlerinin genişlemesi, suçluların tahliyesinin sıradanlaşması, yapanın yanına yaptıklarının kar kalması halinde herkesin kendi ölçüsüne göre adaleti sağlama peşine takılacağı, bu defa da devletin temellerinin sarsılacağı uyarısında bulundu.
Bahçeli, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kurucu Genel Başkanı Recai Kutan'ın vefatından duyduğu üzüntüsünü paylaşarak, Kutan'a Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diledi.