Kasım Süleymani Gücü: İran'ın Çok Uluslu Yeni Askeri Gücü Nedir?
BAE merkezli Al-Ain internet sitesi, pazartesi günü yayınladığı özel bir raporda, İran'ın, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na benzer bir yapıya sahip ve İran yanlısı gruplardan 10 bin aşırıcı savaşçıdan oluşan birleşik bir merkezi askeri güç olan 'Kasım Süleymani Kuvvetleri'ni kurmaya başladığını duyurdu. Sözü geçen Kasım Süleymani Güçleri'nin üyelerinin yüzde 20'si Yemen'deki Husilerden, geri kalanı ise Lübnan, Irak ve Suriye'deki İran yanlısı gruplardan oluşuyor.
Yemenli güvenlik kaynaklarının Al-Ain'e verdiği bilgiye göre, Tahran, çeşitli İran yanlısı gruplardan yeni bir Devrim Muhafızları tarzı güç oluşturuyor. Bu grubun, Ocak 2020'de ABD tarafından İran'ın Amerikan büyükelçiliğine düzenlediği saldırıya misilleme olarak öldürülen eski İran Devrim Muhafızları Ordusu, Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani'nin adını alacağı bildirildi.
Kaynaklar, Kasım Süleymani Kuvvetleri üyelerinin %20'sinin Yemen'deki Husilerden olduğunu ve diğer savaşçıların Lübnan, Irak ve Suriye'deki İran yanlısı gruplardan toplandığını tahmin ediyor. Yeni gücün, İran vekillerini merkezileştirmeyi ve bölge genelinde farklı yönlerde çalışmayı amaçladığı iddia ediliyor.
Al-Ain, yeni güçteki savaşçıların "Irak ve İran'daki kamplarda eğitim aldığını" ve gücün "Tahran'ın bölgedeki varlığını ve nüfuzunu sağlamlaştırma ve daha fazla baskıya dayanabilme çabası kapsamında sözde İran 'Direniş Ekseni'nin merkezi askeri kolu" haline geleceğini bildirdi.
Kasım Süleymani Gücü hakkında neler biliniyor?
Yemen'deki Al-Ain kaynaklarına göre, güç İran vekil savaşçılarının bir oluşumudur. İlk aşamada, güç 10.000 savaşçıdan oluşacak bu güç gelecekte sayının artırılması hedefleniyor.
Al-Ain, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na benzeyen hiyerarşik bir örgütsel yapıya sahip olacağını da sözlerine ekledi. Ayrıca Lübnan'daki Hizbullah'ın yeni İran gücünde doğrudan idari ve örgütsel rollerde yer alacağını bildirdi.
Yemen'deki birden fazla üst düzey güvenlik kaynağı Al-Ain'e Husi milislerinin yakın zamanda en aşırı ideolojik savaşçılarından 1.300'ünü İran'daki yeni güce transfer ettiğini söyledi. Kaynaklar, bunun grubun yeni askeri gücün yapısının ve inşasının bir parçası olmak üzere göndermeyi planladığı toplam 2.000 Husi savaşçısından olduğunu söyledi. Tahran, Hizbullah'ın yardımıyla kuruluşu denetleyecek.
Kaynaklar, transfer edilen Husi savaşçılarının tamamının "katılımcıların beyinlerini yıkamak ve onları elitler olarak eğitmek için katı mekanizmalar uygulayan, özellikle de kendi kaleleri Saada'ya yayılmış merkezler" olan Husi milislerine bağlı ana mezhepsel dini merkezlerden mezun olduğunu doğruladı.
Yemen’den nasıl ayrıldılar?
Geriye kalan 700 savaşçının İran'a nasıl ulaşacağına ilişkin sorular üzerine Al-Ain'e bilgi veren kaynaklar, Husi savaşçıların Yemen'den hava ve deniz yoluyla, bir kısmının da kaçakçılık operasyonlarıyla ayrıldığını söyledi.
Kaynaklar, bazı savaşçıların "bu görev için tahsis edilen balıkçı tekneleriyle deniz kaçakçılığı operasyonları aracılığıyla Somali ve Sudan'a ulaştığını, Sudan'dan da çeşitli yollarla İran'a taşındığını" kaydetti.
"Diğer gruplar da, özellikle ülkenin en doğusundaki Mahra Valiliği olmak üzere meşru bölgelerden uzaktan pasaport alarak Yemen’den uçaklarla birçok ülkeye nakledildiler."
Husi milisleri daha sonra Afrika ülkelerine doğru hareket ederek son yerleşim yerleri olan Irak veya İran'a ulaştı.
Al-Ain'e göre, bu hareketler İran ve Hizbullah'a bağlı özel bir güvenlik birimi tarafından koordine ediliyor ve bu birim, geçen hafta sayıları 1.300'ü bulan büyük Husi asker gruplarının transferini yönetmeye devam ediyor.
Bir kaynak, "İran ve Hizbullah'ın güvenlik ağı, bu Husi milis gruplarının taşınması için gereken tüm şartları sağlıyor ve bu aşırılıkçıların Irak ve İran'a nakledilmesi için ara geçiş noktası olarak seçilen havaalanlarında ve yabancı ülkelerdeki prosedürleri kolaylaştırıyor" açıklamasını yaptı.
Husi katılımının önemi
Uzmanlar, Husilerin yeni birleşik güçteki savaşçıların en büyük yüzdesini oluşturduğunu göz önünde bulundurarak, Yemenli grupların bölgedeki nüfuzunun güçleneceğini söyledi.
Al-Ain'ın haberine göre, Irak'ta 4 Ağustos'ta öldürülen Husi lideri Hüseyin Abdullah Mestur eş-Şabal'ın Kasım Süleymani tugaylarına mensup olup olmadığı konusunda spekülasyonlar yapılıyor.
İran raporlarına göre, Tuğgeneral rütbesine sahip El-Şabal, geçen hafta Irak'taki Kataib Hizbullah tesislerine düzenlenen ABD baskınlarında öldürüldü. Güvenlik kaynakları El-Ain'e, onun "İran'ın yeni merkezi gücüne" katıldığını söyledi.
Diğer kaynaklar, General'in Hizbullah üyeleriyle birlikte özel askeri kamplarda eğitime gönderilen gruplardan sorumlu yetkililerden biri olduğunu söyledi. Eğitimin, Bağdat'ın güneyinde, Babil Valiliği'nin kuzeyindeki Jurf al-Sakhar kasabasındaki müstahkem kamplarda İranlı uzmanlar tarafından denetlendiği bildirildi.
Arap medyasına göre, ABD geçen hafta Jurf al-Sakhar'da Kataib Hizbullah üssünü hedef aldığı iddia edilen saldırılar gerçekleştirdi. Birkaç savaşçının öldürüldüğü söylendi. Bir düşünce kuruluşu olan Washington Enstitüsü, bunu Ekim 2023'ten bu yana Irak, Suriye ve Ürdün'deki ABD güçlerine yönelik 189. saldırı olarak numaralandırdı.
Washington Enstitüsü ayrıca, Kataib Hizbullah'ın bölgede daha büyük bir rol üstlenmeyi hedeflediğini ve İran'ın İsrail'e yönelik yaklaşan saldırısında Irak'ın katılımını en üst düzeye çıkarmak isteyebileceğini belirtti.
Kaynak: The Jerusalem Post