"İsrail'in enerjisinde kilit ülke Ürdün"
AA
Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Hidrokarbonlar Müdürü Dr. Sohbet Karbuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in başta Mısır, Ürdün, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Hindistan ile bölgede geliştirdiği enerji ilişkilerinin, bu ülke yönetimlerinin Filistin'deki katliamlara tepkilerini daha çok "diplomatik bir dil kullanarak" göstermesinde etkili olduğunu söyledi.
İsrail'in Akdeniz'deki sahalardan doğalgaz çıkarmak için büyük yatırımlar yaptığını, ancak alıcı bulmakta zorlandığını belirten Karbuz, İsrail gazının Mısır'ın iç piyasasında satılmasına yönelik görüşmelerin devam ettiğini anımsattı.
Karbuz, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin Filistin'deki olaylar nedeniyle İsrail ile yapılacak gaz ticaretine daha mesafeli yaklaşsa da "pragmatik davranmayı tercih ettiğine" dikkati çekti.
Ekonomik ilişkilerin ağır bastığı yönetimler
Yunanistan ve GKRY'nin de tarihsel açıdan bakıldığında Filistin davasını savunduklarına işaret eden Karbuz, şöyle konuştu:
"Bugün artık İsrail, GKRY ve Yunanistan ile bölgedeki gazı denizden Avrupa'ya götürmeyi amaçlayan bir boru hattı için iş birliği içerisinde. Bu yüzden bu ülkeler Filistin'de yaşananlara karşı tepkilerini, ağır basan ekonomik ilişkiler nedeniyle ancak diplomatik dil kullanarak gösterebildiler. Öte yandan, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin İsrail'e son ziyaretinin ardından, Hintli şirketlerin de olduğu bir konsorsiyum İsrail'de bir arama üretim bloğunu aldığını biliyoruz. Böylece Hindistan'ın da bu tür yatırımlar sonrasında İsrail'in eylemlerine karşı sesini azalttığını görebiliyoruz."
"Şirketlerin yatırımlarını geri kazanacağı yer Ürdün"
İsrail'in enerji denkleminde son olarak Ürdün'ün rolüne değinen Karbuz, bu ülkenin ABD ve İsrailli şirketlerle 2016 yılında imzaladığı doğalgaz anlaşmasının son yaşanan süreçteki önemine dikkati çekti.
Söz konusu anlaşmanın Ürdün kamuoyunun ''düşmanımızın gazını almak istemiyoruz'' diyerek başlattığı protestolar nedeniyle "sürüncemeye girdiğini" de anımsatan Karbuz, şunları kaydetti:
"İsrail'in enerji denkleminde Ürdün kilit rol oynayabilir. Çünkü Ürdün, İsrail'in enerji ilişkisi içinde olduğu ülkelerden en önemlisi. Eğer Ürdün, Filistin'de yaşananların ardından İsrail ile imzaladığı doğalgaz anlaşmasını iptal ederse, bu gazın gidebileceği bir yer kalmaz. Bu nedenle İsrail enerji geliri anlamında büyük kayıplar yaşar. Ürdün, bu anlaşmayı çöpe atarsa, vay Leviathan sahasını geliştiren şirketlerin haline. Çünkü bu şirketlerin yaptıkları büyük yatırımları geri kazanmak için bel bağladıkları en önemli pazar Ürdün. O yüzden şirketler nihai yatırım kararıyla milyarlarca dolar harcamayı göze aldılar."
Leviathan gazındaki maliyet riski
Doğu Akdeniz'de İsrail açıklarındaki 622 milyar metreküp gaz rezervine sahip olduğu tahmin edilen Leviathan sahasında, üretimin 2019'da başlaması bekleniyor.
Leviathan sahasında faaliyet gösteren ABD'li Noble Enerji şirketi liderliğinde, Ürdün Ulusal Elektrik Şirketi NEPCO'ya doğalgaz satmak için 2016 Eylül ayında imzalanan anlaşma üzerine, Amman sokakları yoğun protestolara sahne olmuştu.
Anlaşmaya göre, yapılacak bir boru hattı ile Ürdün'e 15 yılda toplam 45 milyar metreküplük doğalgaz satışı gerçekleştireceğini duyuran şirket tarafından sözleşme gelirinin brüt 10 milyar doları bulacağı açıklanmıştı.
Bu arada, söz konusu anlaşmadaki ticari rakamın Brent petrol ile şirketlerin taban fiyatlarına göre belirleneceğinin açıklanmasının ardından, aradan geçen sürede Brent petrolün varilinin 45 dolardan 80 dolar bandına yaklaştığı dikkate alındığında, "Leviathan gazı Ürdün için ekonomik mi?" tartışmalarını yeniden ön plana çıkarıyor.
Noble Enerjinin operatör olduğu Leviathan sahasında yüzde 39,66 hissesi bulunuyor. Sahada diğer önemli hissedar şirketler ise yüzde 22,67'şer paya sahip İsrailli Delek ve Avner ile yüzde 15 hisseye sahip İsrailli Ratio.