Oturumun açılış konuşmasını gerçekleştiren, SDE Başkanı Tümgeneral (E) Doç. Dr. Güray Alpar, bilginin çok hızlı yayıldığı ve yapay algıların olguların önüne geçtiği/geçebildiği bir dönemin içerisinde olduğumuzu ifade etti ve özellikle sosyal medya kanalları aracılığıyla paylaşılan yanlış bilgilerin iletişim çağının önemli bir sorunu olduğunu ve bu panelin de kamuoyunda Gara bölgesi ve operasyonu ile ilgili oluşan yanlış bilginin önüne geçilebilmesi için önem arz ettiğini vurguladı. Gara bölgesine dair tecrübelerini be bölgenin stratejik önemini aktaran Alpar, konuşmasını gerçekleştirmek üzere sözü SDE Savunma ve Güvenlik Kurulu Başkanı Tuğgeneral(E) İhsan Başbozkurt’a devretti.
Gara bölgesinin stratejik önemine, Türkiye’nin terör stratejisine ve ABD’nin Gara bölgesine olan yaklaşımlarını değerlendiren Başbozkurt, Gara’nın terör ile mücadelede de oldukça önemli bir nokta olduğunu ve bölgedeki terör gücünün kırılmasının PKK’yı Türkiye sınırından uzaklaştıracak önemli bir operasyon olarak değerlendirdi.
Gara bölgesinin önemine istinaden ise;
“Bölge Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği grupların yer aldığı Sincar'a açılan kapısı. Sincar'la diğer PKK kontrolündeki bölgeler arasında bağlantı sağlıyor ve Suriye'deki YPG bölgesiyle Irak'taki kampların arasındaki dağlık arazi olduğu için PKK'ya kolay geçiş sağlıyor.” Değerlendirmelerinde bulunan Başbozkurt, Gara’nın PKK için bir diğer öneminin ise bu bölgenin lojistik üs olarak kullanılması olduğunu vurguladı.
Başbozkurt’un konuşmasının akabinde sözü alan, SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü Kd. Albay (E) Mithat Işık operasyona dair dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin sınır bölgesindeki istihbarat faaliyetlerine kuvvetlendirmesi gerektiğine dikkat çeken Işık, bölgedeki geçiş güzergahlarına olan hakimiyet arttırılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Gara bölgesinin stratejik önemine ifade eden Işık, bölgenin 1. Körfez Savaşına kadar Saddam Hüseyin’e karşı mücadele eden Peşmerge kuvvetleri tarafında kullanıldığına dikkat çekti ve bu bölgenin daha doğru bir tabirle bir üs olarak kullanılabilecek ve ele geçirilmesi oldukça zor bir saha olduğunu belirtti.
Türkiye’nin 2003 yılına kadar bölgeye düzenli aralıklara operasyon gerçekleştirdiğini ve bu sayede de PKK’nın bu bölgede varlık göstermesinin engellendiğini ancak ABD’nin 2003’ten sonra burayı özel güvenlik kapsamına aldığını ve Türkiye’nin operasyon gerçekleştirerek bölgenin güvenliğinin sağlanmasının engellediğini vurguladı. Operasyona dair kamuoyunda şekillenen yanlış algının ise, bu operasyonun rehine kurtarma operasyonu olarak yansıtıldığını ama aslında bu operasyonun bir “Gara Harekatı” olduğunu belirtti.
