Uluslararası “Yeni Dönem ve Afrika’nın Yükselişi” Kongresi 1. Gün 4. Oturum

Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde düzenlenen Uluslararası “Yeni Dönem ve Afrika’nın Yükselişi” başlıklı kongrenin ilk gününde 4.oturum Doç. Dr. Mürsel Bayram’ın başkanlığında gerçekleştirildi.

  1. Anasayfa /
  2. Tüm Faaliyetler
  3. /
  4. Kongre
SDE Editör | 14 Temmuz 2023
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde düzenlenen Uluslararası “Yeni Dönem ve Afrika’nın Yükselişi” başlıklı kongrenin ilk gününde 4.oturum Doç. Dr. Mürsel Bayram’ın başkanlığında gerçekleştirildi.

İsrail’in Afrika Politikası

Oturumun ilk konuşmacısı olan Dr. Huriye Yıldırım “İsrail’in Afrika Politikası” başlıklı sunumunu dinleyicilerle paylaştı. İsrail’in, son yıllarda ABD’nin de desteğiyle uluslararası alanda birçok ülke ile normalleşme girişimlerinde bulunduğunu, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında imzalanan İbrahim Anlaşmaları (Abraham Accords)’nın Tel Aviv yönetiminin bu normalleşme çabalarına büyük ivme kazandırdığını, İsrail’in Körfez’deki Arap ülkeleriyle ilişkilerindeki bu gelişmenin Afrika’da da belirmiş olduğunu ve Çad ve Sudan ile de normalleşme yolunda önemli adımlar atıldığını söyleyen Yıldırım, Afrika kıtasına yönelik girişimlerin esas olarak Benjamin Netanyahu döneminde ivme kazandığını, Netanyahu Yönetiminin siyasi ve ekonomik gerekçelerle dış politika gündeminde Afrika’ya büyük önem verdiğini ifade etti. İsrail’in, Afrika’da geliştirmeye çalıştığı ikili ilişkilerin yanında Afrika Birliği ile de güçlü ilişkilere sahip olmayı amaçladığını dile getiren Yıldırım, İsrail’de aşırı sağ hükümetin şekillendirdiği dış politika kapsamında Afrika ile ilişkilerin geleceğine yönelik projeksiyonlara da değindi.

2019 Mısır Anayasa Değişiklikleri Sonrası Düzelen Mısır-Türkiye İlişkileri

Oturumun ikinci konuşmacısı Dr. Ahmet Yusuf Yılmaz, “2019 Mısır Anayasa Değişiklikleri Sonrası Düzelen Mısır-Türkiye İlişkileri” adlı sunumunu gerçekleştirdi. 2013 yılına kadar Türkiye-Mısır ilişkileri iyi bir şekilde seyretmesine rağmen 2013 Temmuz'unda Mısır'da gerçekleşen askeri darbe sonucunda, seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yerine General Abdülfettah el-Sisi geçmesi sonucu bu olayın Mısır'da siyasi ve toplumsal istikrarsızlığa neden olduğunu ve Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkileri ciddi şekilde etkilediğini ifaden Yılmaz, 2013-2019 yılları arasında Afrika’da (Libya) ve Ortadoğu’da (Suriye) her iki ülkenin de bölgesel güç mücadelelerinde rakip gruplara destek verdiklerini, son yıllarda ise, Türkiye ve Mısır arasında diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde adımlar atıldığını dile getirdi. Çalışmasında bu olayın nedenlerine de yer veren Yılmaz, iki ülke arasında doğal gaz konusunda iş birliği potansiyeli bulunduğunu, ancak tam bir uzlaşmanın henüz gerçekleşmediğini de sözlerine ekledi.

Çin-Afrika İlişkilerinin Gelişen Dinamikleri: Kapsamlı Bir Analiz

Sümeyya Ayşenur Akmal ve Haad Akmal “Çin-Afrika İlişkilerinin Gelişen Dinamikleri: Kapsamlı Bir Analiz” adlı bildiriyle oturumun üçüncü sunumunu gerçekleştirdi. Akmal sunumunda, Çin ve Afrika arasındaki karmaşık ilişkinin derinlemesine analizi, aynı zamanda tarihsel arka planı, ekonomik sonuçları, siyasi ve diplomatik sonuçları ve küresel jeopolitiğin etkisi konularını ele alırken Çin'in Afrika ülkelerine ticaret, yatırım ve kalkınma yardımı sağlamadaki rolünü inceleyip aynı zamanda Çin'in bu rolün arkasındaki niyetlerini ve Afrika'nın Çin'den beklentilerini de dikkat çekti. Çalışmada Çin Afrika ilişkileri bağlamında yumuşak güç ve kültürel etkileşimlerin değerine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Afrika’nın Geleceğindeki Önemli Detay

“Afrika’nın Geleceğindeki Önemli Detay: Medya” adlı sunumuyla oturumun dördüncü konuşmacısı Gökçen Alpar’dı. Medyanın ülkeler arası soğuk savaşlarda kullanılan en yaygın silahlardan birisi olduğunu söyleyen Alpar, bu duruma verilebilecek en iyi örneklerden birinin ise Afrika olduğunu ifade eden Alpar, kıtadaki basın özgürlüğünün son derece savunmasız olduğundan gazeteciler sindirilmiş ve baskıcı bir alanda işlerini yapmakta olduklarını, çoğunluğu Güney Afrika, Doğu Afrika ve Nijerya'dan gelen bir avuç medya patronunun Afrika kıtasındaki medyaya hakim olduğunu, bu duruma rağmen Güney Afrika gibi bazı ülkelerin basın özgürlüğüne sahip olduğunun arıdır. Bu nedenle, Afrika kıtasının hala birçok zorlukla karşı karşıya olduğunun inkâr edilemeyeceğini ifade etti.

Apartheid Döneminden Sonra Güney Afrika’nın Siyasi Dönüşüm

Oturumun son konuşmacısı Abdulsattar Kawa, “Apartheid Döneminden Sonra Güney Afrika’nın Siyasi Dönüşümü” başlıklı sunumunu dinleyicilerle paylaştı. Kawa, Güney Afrika'nın siyasi dönüşümünün, dünya tarihinde önemli bir örnek teşkil ettiğini, yıllarca en temel haklarından mahrum bırakılmış halkın siyasi ve medeni yollarla mücadele ederek farklı bir siyasi dönüşüm sürecine girmeye başardığını, vermiş oldukları mücadelenin daha sonra diğer ülkelere de ilham kaynağı olduğunu belirtip, çalışmasında Güney Afrika'nın tarihsel bir dönüm noktası olan "Apartheid Dönemi"nden demokratik bir geleceğe geçiş sürecini inceledi.Güney Afrika'nın siyasi dönüşümünü tam anlamıyla tamamlamadığını söyleyen Kawa, hala eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik ve siyasi güç paylaşımı konularında zorluklar bulunduğunu dile getirip çalışmasında Güney Afrika'nın demokratikleşme sürecindeki ilerlemeleri ve mevcut zorlukları analiz ederek, gelecekteki adımların ve çözüm önerilerinin tartışılmasına katkıda bulunmayı hedeflendiğini de belirtti.

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA