Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Fransa’yı Panikleten Çad’daki Gelişmeler

Bu yazı 3.05.2021 tarihinde yayınlanmıştır

Sinan TAVUKCU


20 Nisan 2021 günü, Libya’dan gelen Çad’lı isyancılarla askerler arasında meydana gelen çatışmada ülkeyi 1990 yılından itibaren 30 yıldır yöneten cumhurbaşkanı Idris Déby Itno'nun öldürülmesi, Fransa’nın Afrika’daki nüfuzunu ve bunu kaybetmeme uğruna vermekte olduğu mücadeleyi tekrar gündeme getirdi.

Afrika’da Fransa’nın en güçlü müttefiki olan ve özellikle Sahel bölgesindeki Fransız operasyonlarına ev sahipliği yapan İdris Déby’nn ölümü Fransa için büyük kayıp olmuş ve panikletmiş görünüyor.

Bu yazımızda, Çad’da son ayaklanma öncesinde yaşananlar ve sonrasında meydana gelebilecek muhtemel gelişmeler birlikte değerlendirilmeye çalışılacaktır.

Çad hakkında

Çad, Kuzeyden Libya, doğudan Sudan, güneyden Orta Afrika Cumhuriyeti, batıdan Kamerun, Nijerya ve Nijer ile çevrili olup yüzölçümü 1.284.000 km2 dir.

Çad, Encyclopædia Britannica, Inc.

Ülkenin nüfus yapısı

Çad’ın nüfusu, 2020 yılı itibariyle yaklaşık 16.400.000[1] olup çok sayıda kabile ve etnik gruptan oluşmaktadır. Topraklarının genişliğine rağmen Çad’ın nüfusu azdır ve kilometrekareye ortalama 8 kişi düşmektedir.

Genç bir nüfus yapısına sahip olan Çad’da yaş grupları itibariyle durum şöyledir: 0-14 yaş: % 47.43, 15-24 yaş: % 19.77, 25-54 yaş: % 27.14, 55-64 yaş: % 3.24 ve 65 yaş ve üstü: % 2,43. 2018 yılında yayınlanan en son DSÖ verilerine göre Çad’da ortalama ömür 54.3 yıldır.[2]  Yıllık ortalama nüfus artış hızının yüksek olması (%2.1) Çad’ın nüfusunu genç tutmaktadır.

Çad halkı etnik bakımdan Araplar, Fûlânîler (Pöller) ve Sara’lar olmak üzere üç ana gruba bölünmüş ve bunlar da kendi içlerinde alt gruplara ayrılmışlardır. Ayrıca Tibesti ve Enîdî’de yaşayan ve sayıları az olmakla beraber siyasî faaliyetlerde önemli rol oynayan Tûbûlar da (veya Tibu) bulunmaktadır.[3]

Nüfus bakımından büyük etnik gruplar; Sara %30.5, Kanembu/Bornu/Buduma %9.8, Arap %9.7, Wadai/Maba/Masalit/Mimi %7, Gorane %5.8, Masa/Musseye/Musgum %4.9, Bulala/Medogo/Kuka %3.7, Marba/Lele/Mesme %3.5, Mundang %2.7 olup kalan %25,9’u diğer daha küçük etnik gruplardan müteşekkildir.[4]

Ülkede 100'den fazla farklı dil ve lehçe konuşulmaktadır. Resmi dil Fransızca ve Arapçadır. Ulusal radyo ağı Arapça, Sara, Madjingay, Tuburi ve Mundang dillerinde yayın yapmaktadır.

Ülkenin inanç haritası

Batılı kaynaklara göre ülkede halkın inanç itibariyle görünümü; Müslüman %52.1, Protestan %23.9, Roma Katolik %20, animist %0.3, diğer Hristiyan %0.2 olup, yaklaşık %3.5 kısmı bu inançlar dışındadır (2014-15 tahmini).[5] Müslümanların tamamına yakını (Araplar, Fûlânîler, Sudan tipi zenciler ve Tûbûlar) Sünni Müslüman olup Çad'ın kuzeyinde ve doğusunda yerleşiklerdir. Güneydeki ahalinin ekseriyeti ise mahallî dinlere mensup bulunmaktadır. Müslümanların ülkedeki dağılımları dengeli bir durum arzetmemekte, Sahrâ ve bunun güneyindeki bölgede nüfusun %95’i Müslümanken daha güneydeki tropikal bölgede oran %5’e kadar düşmektedir.[6]

DİB İslam Ansiklopedisine göre, Çad nüfusunun %70’i Müslüman olup Avrupalı misyonerlerin çalışmaları sonucunda ülkede yerli dinlere mensup halklardan nüfusun %5’i oranında bir Hristiyan cemaat teşekkül etmiştir; bunların çoğu Katolik, az bir kısmı da Protestan’dır. Bu bilgi, pek çok yerde Hristiyan nüfusu abartılı gösteren ve Hristiyan nüfusun sahipliği üzerinden söz konusu ülkelerde etki kurmaya çalışan batılı ülkelerin yaklaşımına uygundur. Yukarıda verilen Çad’daki %44’lük Hristiyan nüfusun batılılar tarafından şişirildiği anlaşılmaktadır.

Müslümanların yaşadığı kuzey ve doğu bölgeleri İslâm ve Arap kültürünün, mahallî inançlara mensup halkların yaşadığı güney ve batı bölgeleri ise geleneksel kültürlerle Batı kültürünün etkisi altındadır.

 

Hükümete 1990 yılından beri nüfusun %2’sini teşkil eden Zaghawa kabilesi üyeleri hakimdir. 

Çad ekonomisi ve yoksulluk

Denize kıyısı olmayan Çad’ın ekonomisi petrol ve hayvancılık ile tarıma dayanmaktadır. Ülkede 2003 yılından itibaren önemli miktarda petrol üretilmeye başlanmıştır. Çad’ın petrol rezervlerinin çoğu güney bölgesinde bulunmakta olup tespit edilmiş petrol rezervi yaklaşık 1,5 milyar varildir. Gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 40'ını, devlet gelirlerinin de yüzde 60'ından fazlasını petrol geliri oluşturuyor. Ülke nüfusunun %85’inin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.

IMF raporuna göre 2020 yılı GSYİH 11 milyar USD ve kişi başı GSYİH 654 USD’dir. GSYİH’nin 2019 yılı sektörel dağılımına bakıldığında tarımın payı %43, sanayi sektörünün (inşaat dahil) %14’tür. İmalat sektörünün payı ise %2,8’dir. (Dünya Bankası).

Doğal ve mineral kaynaklar (altın, elmas, demir, boxit, uranyum, kaolin) yönünden de zengin olan Çad’da sadece kaolin yatakları ticari olarak kullanılmaktadır. Altın, boksit, kalay, titanyum ve demir cevheri keşfedilmiş ancak henüz kullanılmamaktadır.

Ülkenin ihracatında ABD, Hindistan ve ÇHC; ithalatında ise Fransa, ÇHC ve Kamerun önde gelmektedir. Petrol, canlı hayvan, pamuk, susam ve Arap zamkı ülkenin önemli ihracat kalemleridir. Ülkenin ithalatında; makine ve ulaşım ekipmanları, sınai malzemeler, yiyecek ve tekstil ürünleri ise başlıca kalemleri teşkil etmektedir.

Yüzde 3'ü ekilebilir araziye sahip Çad’ın nüfusunun %40'ını aşan kısmı, yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya’dan gelen 450 binden fazla mülteci ülke için ilave yükler getirmektedir.

Çad’da sömürge öncesi dönem

Çad, tarih öncesi çağlardan beri yerleşim bölgesiydi. Ticaret yolları üzerinde bulunan bölge, Afrika kıtasında stratejik bir öneme sahipti. Çad gölünün kuzeyinden Dârfûr’a kadar olan bölgede IX. yüzyılda Kânimbu kabilesi tarafından Kânim Krallığı kuruldu. 1086 yılında Kânim Krallığı'nın İslamiyet'i kabul etmesiyle Müslüman olan Çad, 16. yüzyıla gelindiğinde bölgenin en zengin ve en güçlü ülkelerinin arasında yer alıyordu.

XVI. yüzyılda Çad’ın güneyinde, putperest Kenkā kabilesi tarafından Bagirmi Devleti kuruldu. Bu ülke halkının bir kısmı zamanla Fûlânîler vasıtasıyla Müslüman oldu. XVII ve XVIII. yüzyıllarda bölgede genişleyerek pek çok kabile ve şehri siyasî sınırlarına dahil eden Bagirmi Devleti Vedây Sultanlığı ile giriştiği çatışmada gücünü kaybetti ve sonunda onların hâkimiyetine girdi. Vedây, Sudanlı lider Râbih b. Zübeyr zamanında (1878-1900) bölgenin en güçlü devleti haline geldi ve çevrede bulunan birkaç küçük sultanlığı da hâkimiyeti altına aldı. İslamiyet bu dönemde hızla yayıldı.

Afrika’nın Avrupalı sömürgeciler tarafından işgale uğradığı dönemde, bugün Çad'ı oluşturan topraklar, 1884-1885 Berlin Konferansı sırasında Fransa'ya tahsis edildi. Fransa 1892'de bölgeyi kolonileştirmeye başladı. Çad gölü çevresi üzerinde hakimiyet konusunda Fransız, İngiliz ve Almanlar arasında çatışmalar çıktı. Çad gölü çevresi 4 Şubat 1894 tarihli bir antlaşmayla aralarında bölüşüldü. Bagirmi Devleti’nin bulunduğu bölge Fransız nüfuz alanı içerisinde kaldı. 21 Mart 1899 tarihinde imzalan İngiliz-Fransız Mukavelenâmesi’yle Dârfûr İngiliz hâkimiyetine, Çad’ın doğu ve kuzey kısımlarındaki Vadây, Bagirmi, Kânim, Borku, Ennedi ve Tibesti (BET) Fransa’ya bırakıldı.

Fransızlar, çevredeki sultanlıklarla yaptıkları antlaşma ve savaşlarla kısa zamanda bölgeyi kontrolleri altına aldılar. Kendilerine direnen Râbih b. Zübeyr’i ve ardından oğlu Fadlallah’ı öldürerek hakimiyetlerini genişlettiler. Kendilerine karşı direnen Arapları, Tuaregleri, Uled Slimanları ve Senûsîleri yendiler.

Çad’da sömürge dönemi

1900 yılında kurulan Çad Protektorası (himaye idaresi) 1910'da Fransız Ekvator Afrika'sına dahil edilip Fransız sömürge idaresi altına sokuldu. Çad’ın bugünkü başkenti bir askeri kışla olarak kuruldu ve bir Fransız subayının ismi Fort-Lamy (daha sonra Encemine/N’Djaména olarak değiştirildi) verildi. Kuzey’de yerleşik Müslümanlar Fransız sömürge idaresi altına girmeye direndiler.

1917 yılına gelindiğinde Fransızlar, halkı sömürgecilere karşı direnişe çağıran alimleri yok etmek üzere bir plan kurdular. Çad’ın farklı bölgelerinden 400 âlimi “ülke yönetiminin nasıl şekilleneceği hakkında bilgi vermek” bahanesiyle Vadây bölgesindeki Abeşe şehrinde topladılar. Sabah namazının kılınması sırasında pusuda bekleyen Fransız askerler, ellerinde palalarla cami içinde ve çevresindeki bütün âlimleri katlettiler. Yerel halk arasında bu katliam “Mezbahatü Kub Kub” olarak adlandırıldı. Vadây’ın geri kalan âlimleri, Sudan ve Mısır’a zorunlu olarak göç ettirildi.

1917 Kub-Kub Katliamı

1920 yılında bölge, Fransız Ekvatoral Afrikası içinde Çad sömürgesi durumuna getirildi.

Fransa sömürge idaresi bulundurduğu dönemde, yüzyıllardır devam eden Müslüman hakimiyetini ve izlerini yok etmeye, Çad’da güneyli Hristiyan ve animistlere dayanan bir yönetim tesis etmeye çalıştı.

1. Dünya Savaşı sırasında Çad, stratejik mevkii dolayısıyla Fransa için önemli bir rol oynadı. Özellikle Sahra’daki devletlere yönelik operasyonlar için bir üs görevi gördü. İkinci Dünya Savaşı’nda Çad Sömürge Valisi Felix Eboue, Çad askerlerini kullanarak, Fransa’nın Alman işgalinden kurtulması için mücadele etti.

Sömürge sonrası dönem

Çad, 11 Ağustos 1960 tarihinde Fransızlardan bağımsızlığını kazandı ve aynı yıl Birleşmiş Milletler’e üye yapıldı (20 Eylül 1960). 

Ülkenin ilk devlet başkanlığına Sara etnik grubuna mensup bir Protestan olan Çad İlerici Partisi (Parti Progressive Tchadien-PPT) lideri François Tombalbaye getirildi.

François Tombalbaye dönemi

Fransa’nın desteği ile Tombalbaye zamanında yönetim tamamen Sara’ların eline geçti ve Müslümanlar yönetimden tasfiye edildi. 1962 yılında tek parti yönetimi kuruldu, Tombalbaye’nin kendi partisi dışındaki bütün partiler kapatıldı.

François Tombalbaye

Tombalbaye'nin baskıcı rejimi ve etnik kayırmacılığı, Müslümanları yönetimden izole etmesi, bazı Müslüman liderlerin tutuklanması ve tutuklu Müslümanların öldürülmesi ülkenin kuzeyi ile güneyi arasında çatışmalara ve yönetime karşı ayaklanmalara neden oldu, ülke istikrarsızlık içerisine düştü. Tombalbaye, 1963'de ayaklanmalara tepki olarak milli meclisi kapattı. Ülkenin çeşitli yerlerinde patlak veren ayaklanmaları bastırmak üzere Fransa, Çad’a askerî birlikler göndererek Tombalbaye yönetimine destek sağladı.

1966 yılında Vedây’da çıkan ayaklanmanın kanlı şekilde bastırılması ülkeyi büyük bir kargaşa içine sürükledi. Sudan’a sığınan Çadlılar sürgünde Çad İslâm Cumhuriyeti ile Çad Millî Hürriyet Cephesi’ni (Front de Libération National du Tchad-FROLINAT) kurdular. FROLINAT, Müslümanların çoğunlukta olduğu kuzeyde en büyük desteğe sahipti ve hükümete karşı silahlı bir mücadele başlattı.

Tombalbaye, 1968 Ağustos ayında ülkede çıkan karışıklık ve ayaklanmaları bastırmak üzere Fransız birliklerini ülkeye davet etti. Çad’a gelen Fransız askerî birlikleri kuzeydeki Auzu bölgesine yerleştirilerek istikrar sağlanmaya çalışıldıysa da 3.000 kişinin ölümü sebebiyle olaylar son bulmadı. 1969 yılında yapılan seçimlerde 105 üyeli meclisin elli beş üyeliğinin Müslümanlara tahsis edilmesine, bir Müslümanın meclis başkanlığına getirilmesine, birkaç bakanlığın Müslümanlara verilmesine rağmen gerilim yatışmadı. FROLINAT ülkenin kuzeyinde gerilla savaşı başlatarak mücadelesine devam etti.

FROLINAT’ın 1971 yılında Libya’nın desteğiyle bir hükümet darbesine teşebbüs etmesi üzerine Çad hükümeti Libya ile diplomatik ilişkilerini kesti. Bunun üzerine Libya açıkça Çad Millî Hürriyet Cephesi’ni tanıdı ve ona büyük çapta malzeme yardımı gönderdi. Bu yardımla Hürriyet Cephesi ülkenin üçte birini oluşturan BET bölgesini işgal ederken Libya da zengin uranyum ve manganez yataklarının bulunduğu 114 km2 genişliğindeki Auzu bölgesini kendi ülkesine ilhak etti.

Çad, Fransa ve Libya arasında bir hakimiyet kavgası alanına dönüşmüştü.

Başkan Tombalbaye, 24 Mayıs 1971'de siyasi gücü Müslüman politikacılarla yarı yarıya paylaşmayı kabul etti. Sömürge döneminden kalma Hristiyan yer ve kişi adları değiştirildi, başşehrin adı Encemine (N’Djamena)’ye dönerken Tombalbaye de François olan adını Ngarta’ya çevirdi. Fransız birlikleri, Ağustos 1972'de Çad'dan çekildiler.

Nisan 1975’te, güneyli bir Hristiyan olan General Felix Malloum liderliğinde gerçekleştirilen darbede Tombalbaye öldürüldü ve Kuzeylilerin de Güneylilerin de içinde yer aldığı asker-sivil karması bir hükümet kuruldu.

1976'da, Fransa ve Çad arasında, iktidardaki Çad cumhurbaşkanlarına destek ve koruma sağlamayı garanti eden bir savunma işbirliği anlaşması yapıldı.

Felix Malloum-Goukouni Oueddei dönemi

General Felix Malloum, Mayıs 1975'ten itibaren devlet başkanı oldu, bu görevini 1979 yılına kadar sürdürdü.

Libya, Çad'ın kuzeyindeki Aouzou şeridini ilhak etti. 1978'de FROLINAT, hükümet güçlerine karşı yeni bir saldırı başlattı ve ülke FROLINAT ile Encemine hükümeti arasında fiilen bölündü. Fransa, hükümet lehine müdahale etti. Cumhurbaşkanı Malloum1979’da istifa etti.

Bu sırada FROLINAT çeşitli gruplara ayrılmıştı ve bunlardan Libya’nın desteklediği Forces Armées Populaires (FAP) lideri Müslüman Goukouni Ueddei, 1979'da ülkenin başkanlığını devraldı. Çatışan tarafların mutabakatı ile Goukouni Ueddei başkanlığında Çad millî birlik hükümeti kuruldu. Yeni yönetimde Libya etkisi, Libya ve hükümet karşıtı güçlü bir muhalefet yarattı. 

  

Felix Malloum - Goukouni Ueddei

Ueddei görevi boyunca Sudan destekli İsyancı Kuzey Birlikleri Ordusu (Forces Armées du Nord-FAN) lideri olan Hissène Habré ve taraftarları ile mücadele etti. Mart 1980’de başlayan çatışmalar Çad’da yıllarca sürecek istikrarsızlığa yol açtı. 1982 yılında Hissène Habré’nin gerçekleştirdiği darbe ile Ueddei devrildi.

Hissène Habré dönemi

Fransa ve ABD'nin desteği ile iktidarı ele geçiren FAN lideri Hissène Habré, Toubou etnik grubundandı, 21 Ekim 1982’de devlet başkanlığına geldi. Yeni bir organik yasa yayımladı ve bir millî selâmet hükümeti kurdu.

Yurt dışına kaçan G. Ueddei, Haziran 1983'te Libya'nın desteğiyle iç savaşı yeniden başlattı, ülkenin kuzeyini denetim altına aldı.

Hissène Habré

Habré, ABD ve Fransa’nın silahlı desteğiyle Ueddei’nin kuzeydeki başşehri Faya-Largeau’yu Haziran 1983’te ele geçirdi. Fransa, askerî birlikler göndererek çatışmalara fiilen katıldı. 28 Kasım 1984 tarihinde sağlanan ateşkese Habré’nin uymaması üzerine Libya kuzeyden Çad’a girdi ve BET bölgesini işgal etti, Çad fiilen ikiye bölündü. Fransa bu işgali protesto ederken Afrika Birliği Teşkilâtı, Libya birliklerinin çekilmesine ve 5.000 kişilik bir barış gücünün gönderilmesine karar verdi.

Hissène Habré, 1987 yılında kazanılan Toyota Savaşı ile Libya'yı tamamen ülkeden çıkarttı, işgal ettiği tüm kuzey bölgelerini işgalden kurtardı.

Çad-Libya ilişkileri 1988 yılında düzelme yoluna girdi ve iki ülke arasındaki Auzu bölgesi sorununa görüşmeler yoluyla çözüm bulunması ilkesi kabul edildi. Bunun üzerine Fransa Çad’daki asker sayısını 1.700’den 1.200’e indirdi.

Habré, 1 Aralık 1990 tarihinde, Libya yanlısı İdris Déby tarafından gerçekleştirilen bir darbe ile görevinden uzaklaştırıldı, Senegal'e kaçtı. Sekiz yıllık iktidarında binlerce siyasi muhalif ve aşiret mensubunun infaz emrini vermekle, tecavüzlerle suçlanıyordu. “Afrika'nın Pinochet'i” olarak tanımlanan Hissène Habré, Afrika Birliği tarafından Senegal'in Başkenti Dakar'da oluşturulan mahkeme tarafından yargılandı ve Mayıs 2016'da insan hakları ihlallerinden suçlu bulunarak ömür boyu hapse mahkûm edildi.

İdris Déby yönetimi

Habré'nin sağ kolu ve 1985 yılına kadar genelkurmay başkanı olan İdris Déby, 1980'lerin sonunda cumhurbaşkanı ile arasının açılmasının ardından Sudan’ın Darfur bölgesine kaçmıştı. Mensubu olduğu Zaghawa aşireti içerisinden katılanlarla isyancı bir hareket (Mouvement Patriotique du Salut-MPS) kurdu. Bu sırada, Libya lideri Kaddafi'nin geniş desteğine de sahip oldu.

İdris Déby 1990 Aralık ayında devlet başkanı oldu. Bu tarihten itibaren Çad yönetimi, ülke nüfusunun %2’sini oluşturan Zaghawa etnik grubunun ve onun müttefiklerinin elindedir.

28 Şubat 1991’de yürürlüğe giren organik yasaya göre devletin yapısı yeniden oluşturuldu. Eylül 1991’de, Hissène Habré’’ye bağlı askerlerin ayaklanması ve darbe teşebbüsü bastırıldı. Fransa, İdris Déby ile de anlaştı. Çad ve Libya 5 Eylül 1991’de karşılıklı iş birliğini geliştirmek amacıyla bir güvenlik antlaşması imzaladılar.

İdris Déby ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron

1998'de kuzeyde, eski Savunma Bakanı Youssouf Togoimi liderliğindeki Çad'da Demokrasi ve Adalet Hareketi (MDJT) hükümete karşı silahlı isyan başlattı. 2002'de Libya'nın arabuluculuğunda bir barış anlaşması yapıldıysa da çatışma sona ermedi. 2003 ve 2004 yılında komşu Sudan'ın Darfur bölgesinden binlerce mülteci Çad sınırlarına yığıldı. 

2005 yılından itibaren Sudan’da yerleşik Çadlı isyancı grupların sınır bölgelerindeki Çad kasabalarına saldırısı baş gösterdi. Çad, Sudan ile "savaş halinde" olduğunu açıkladı, tek taraflı olarak Sudan ile ilişkilerini kesti.

Nisan 2006'da Çadlı isyancı lider Mahamat Nour Abdelkarim, birçok Çadlı isyancı hareketi Değişim için Birleşik Cephe (Front Uni pour le Changement-FUC) bayrağı altında bir araya getirdi.  Bu isyancı gruplar hem güneyde hem de doğuda Çad ordusuna saldırmaya devam ederken başkent Encemine’yi de ele geçirmeye çalıştı. Fransız ordusunun yardımıyla hükümet güçleri bunu engellemeyi başardı.

Çad hükümeti ve hükümeti devirmek için birleşen ana isyancı gruplar Ekim 2007'de bir barış anlaşması imzaladılar. Anlaşma, "acil" bir ateşkes, isyancı savaşçıların ulusal orduya entegrasyonu ve anlaşmanın tüm taraflarını hükümete entegre etme sürecini kapsıyordu. Ancak amacına ulaşamadı.

12 Aralık 2007'de, Çad'daki ana silahlı muhalefet gruplarından üçü, UFDD, RFC ve UFDD/F

“Resistance Nationale” adlı bir ittifak oluşturduklarına dair bir açıklama yaptı. İttifak, Başkan Déby'yi devirmeyi amaçlayan saldırıları koordine etmek için, silahlı grupların liderlerinden teşkil edilen bir yürütme komitesinden oluşuyordu.

Déby'nin kendi kabilesinin isyanı

Çad Anayasası, cumhurbaşkanının yalnızca beş yıllık iki dönem görev yapabileceğini öngörüyordu. 1996 ve 2001'de seçimleri kazanarak cumhurbaşkanı olan İdris Déby, yönetimini devam ettirmek üzere 2006 yılında anayasal süre sınırını kaldırdı. Böylece, kendisinin 2006, 2011, 2016 ve 2021’de yeniden seçilmesinin yolunu açtı.

Ancak bu düzenleme, kendilerini cumhurbaşkanının "doğal" halefleri olarak gören Tom ve Timan Erdimi kardeşlerin muhalefete geçmelerine sebep oldu. Her ikisi de 2007'de vatana ihanetten ölüm cezasına çarptırıldı. Şubat 2008’de Erdimi kardeşlerin yönettiği ayaklanma için üç farklı isyancı grup (UFDD, RFC ve FUC) bir araya geldi, isyancıların çoğu Cumhurbaşkanı Déby'nin kendi etnik topluluğu olan Zaghawa etnik topluluğuna mensuptu. İsyancılar Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kapılarına kadar dayandı. İdris Déby, Fransa'nın kendi topraklarına askeri olarak müdahale etmesini istedi. Fransa Çad’a asker gönderdi ve isyan püskürtüldü. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves le Drian, “Fransa'nın askeri darbeyi önlemek için müdahale ettiğini” açıkladı. 

Ocak 2009’da sekiz isyancı grup, Timan Erdimi ile bir araya gelip, Sudan devletinin desteği ile Direniş Güçleri Birliği (Union des Force de la Résistance-UFR)'ni kurdu. UFR, ordu içinde kaçışları teşvik etmek, bir iç ayaklanmayı teşvik etmek ve başkanın çevresini boşaltma stratejisiyle hareket etti.

15 Ocak 2010'da Çad Devlet Başkanı Déby ile Sudan'da Devlet Başkanı Ömer el Beşir arasında imzalanan barış anlaşması ile iki ülke arasındaki beş yıllık savaş sona erdirildi. Ana destekçisini kaybeden UFR militanları 2013 yılında Sudan'dan sürüldüler. Lider kadrosu Suudi Arabistan ve Katar’a geçen UFR’nin askeri yapısı güney Libya çölüne sığındı ve üslerini burada kurdu. "Bölgeyi terörist ve suç gruplarından arındırma" iddiası ile Fransa’nın desteklediği Libyalı General Halife Hafter güçlerinin yoğun saldırısına maruz kaldılar.

2019 Şubat ayında UFR, İdris Déby’i devirmek üzere yeniden harekete geçti. Açıklamalarına göre isyan “ülkenin tüm güçlerini birleştiren bir geçiş hükümeti kurma” amacını taşıyordu. İsyancılar Barkhane kuvvetinden gelen Fransız savaş uçaklarının bombardımanı ile durduruldu. Barkhane kuvvetlerinin bu çatışmalarda kullanılması, kuruluş amacı dışına çıkması sebebiyle eleştirilere uğradı.

Barkhane Operasyonu, 1 Ağustos 2014'te Fransa’nın beş Sahel devletinden (Burkina Faso, Mali, Moritanya, Nijer ve Çad) sağladığı askerlerle, Sahel devletlerinin İslamcı isyancılarla savaşmasını ve kendi bölgelerinin kontrolünü ellerinde tutmalarını, gelecekte Batı'daki hedeflere saldırılarını önlemeyi amaçlayan bir koalisyon olarak kurulmuştu. Çokuluslu gücün merkezi, Çad'ın başkenti Encemine (N’Djamena)'de bulunuyor ve Çad’ın bu koalisyonda 1.200 askeri mevcuttur

İdris Déby, AB, Fransa ve ABD’nin Sahel bölgesindeki terörizme karşı mücadele stratejisini ve kendisinin bu mücadelede ana ortak olarak görülmesini, yönetiminin yolsuzluk, insan hakları ihlalleri gibi sicil bozukluklarının gözardı edilmesi ve iktidarını koruma için kullanmayı başardı. Batılı güçlerin Çad’ın desteğine olan ihtiyacı iyi değerlendirerek bir yandan kendisine bağlı askerleri finanse ettirme, yönetimine siyasi ve mali destek sağlama diğer yandan yerel silahlı muhalefeti uluslararası destekle, bilhassa Fransa’nın desteğiyle bastırma avantajını elde etti.

FACT ayaklanması ve Déby’nin öldürülmesi

İdris Déby’i seçimler öncesinde muhaliflerine baskı yapmakla suçlayan Çad Değişim ve Uyum Cephesi (FACT-Le Front pour l'Alternance et la Concorde au Tchad), seçim günü 11 Nisan’da İdris Déby’e karşı bir isyan başlattı. FACT militanları, Libya’nın güneyindeki Cufra kentinden 12 Nisan 2021 günü Çad’ın kuzeyindeki Tibesti bölgesine, daha sonra da başkent Encemine’ye 400 km uzaklıktaki Kanem bölgesine girdi. Çad'ın Libya sınırına yakın olan kuzey Tibesti bölgesinin bağımsızlığını ilan etti.

Çad’ın önemli isyancı örgütlerinden Direniş Güçleri Birliği (UFR) ve Demokrasi ve Kalkınma için Güçler Birliği (UFDD) dahil olmak üzere bazı isyancı gruplar FACT'a desteklerini kamuoyuna açıkladılar. Çad ordusu çıkan çatışmalarda 300 FACT mensubu isyancıyı öldürdüğünü açıkladı.

İdris Déby’nin 11 Nisan seçimlerinde yüzde 79,3 oy alarak 6.cı kez cumhurbaşkanı olduğunun açıklandığının ertesi günü, 20.04.2021 tarihinde Kanem eyaletinde FACT isyancıları ile savaşan askerleri ziyaret ettiği sırada Déby’nin yaralanarak öldüğü duyuruldu.[7] Ancak nasıl öldüğü konusu muğlak kaldı. Ölümünün hemen ardından, anayasaya aykırı olarak oğlu General Mahamat Déby’nin bir Askeri Geçiş Konseyi’ni kurup yönetime el koyması bir darbe olarak algılandı ve Déby’nin ölümünü şüpheli hale getirdi.

Ölümün şüpheli karşılanmasının sebebi, İdris Déby’nin 10 Nisan 2020’de devlet televizyonundan yayınlanan konuşmasında, ordunun Sahel bölgesindeki ve Çad Gölü Havzası’ndaki militanlarla mücadeleye odaklanmayacağını ve ülkesinin sınırları dışındaki askeri operasyonlara katılmayı durduracağını söylemiş olmasıydı. Fransız Sahel stratejisini sekteye uğratacak bu çekilme niyeti sebebiyle Déby’nin tasfiye edilmiş olabileceği ve Sahel operasyonuna devam edecek bir askeri yönetimin işbaşına getirilmiş olabileceği de düşünülüyor.

İdris Déby sonrası

Çad Anayasası’nın 81’inci maddesine göre cumhurbaşkanının vefat etmesi veya görevini yerine getirmesine engel teşkil edecek bir hastalığa yakalanması durumunda onun yerine meclis başkanının geçmesi gerekiyordu. Ancak öyle olmadı. İdris Déby’nin oğlu Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Mahamat Déby, Askeri Geçiş Konseyi’ni (AGK) kurup kendisini geçici cumhurbaşkanı ilan ederek anayasanın bu hükmünü ihlal etti. Böylece, güneyli Sara etnik kökenine mensup olan Meclis Başkanı Harun Kabadi’yi saf dışı bıraktı. Cumhurbaşkanı Déby’ye yakın 15 generali AGK’ye atadı. Bu generaller, ülkede özgür ve demokratik seçimlerin düzenleneceği 18 aylık süreçte ülkenin idaresinden sorumlu olacak. AGK ilk olarak anayasayı askıya aldı, Meclis’i feshetti.

Mahamat Déby

FACT, “Çad bir krallık değil ve ülkemizde yönetimin babadan oğula geçmesi (monarşi) mümkün değildir” açıklaması ile oğul Déby yönetimini tanımadığını ilan etti.[8]

Fransa, bu anayasaya aykırı geçişi problem etmedi. Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, "İstikrar konusunda çok dikkatli olmalıyız ve geçici askeri konseyin demokratik bir süreci nasıl uygulayacağını ve Çad ordusunun Sahel ortak gücüne ilişkin taahhütlerini nasıl yerine getireceğini görmeliyiz" açıklamasını yaptı. Fransa, şu an için geçici lider Mahamat Déby'nin yonetiminden memnun görünüyor.

Çad’da İsyancı Gruplar

Önümüzdeki dönemde Çad Askeri Geçiş Konseyi (AGK)’ne karşı ittifak ve eylem birliğine gitmeleri sürpriz olmayacak isyancı grupları bilmekte fayda var.[9]

İrili ufaklı pek çok direniş grubu bulunan Çad’da dört ana direniş grubu öne çıkmaktadır. Bunlar FACT, UFDD, UFR ve CCSMR’dir.

Çad Değişim ve Uyum Cephesi 

(FACT-Le Front pour l'Alternance et la Concorde au Tchad)

İdris Déby’nin ölümüyle sonuçlanan isyanı başlatan FACT, Fransa'da 25 yılı aşkın bir süredir siyasi mülteci olarak yaşayıp burada hukuk ve ekonomi eğitimi alan ve Fransız Sosyalist Partisi aktivisti olan Mahamat Mahdi Ali tarafından (UFDD)‘den ayrılanlarla birlikte 2016 yılında kuruldu. M.Mahdi Ali, ayrılmadan önce UFDD’nin genel sekreteri idi. Hareket, çoğunlukla Sahra Goran halkından ve Dazagada etnik grubundan destek buldu. FACT, yerleştiği güney Libya’da, Misrata güçlerinin yanında hem DAEŞ hem de General Halife Hafter'in Libya Ulusal Ordusu'na (LNA) karşı savaştı. 

FACT'ın 1.000 ila 1.500 savaşçıya sahip olduğu tahmin ediliyor. 

Demokrasi ve Kalkınma için Güçler Birliği

(UFDD-Union des Forces pour la Démocratie et le Développement)

General Mahamat Nouri tarafından 2006’da kurulan UFDD, Çad'ın ana isyancı grubudur. Mahamat, 1995-2004 yılları arasında hükümet üyesi olarak görev yaptı, daha sonra Çad'ın Suudi Arabistan büyükelçisi olarak görevlendirildi. 2006'da Déby'den ayrıldı ve ona karşı silahlı muhalefete katıldı. UFDD, çoğunlukla Gorane etnik grubundan destek almaktadır.  Kurulduğu dönemde Sudan tarafından desteklendi. 2008'de diğer isyancı gruplar ile Ulusal İttifak (AN) adlı bir ittifak kurdu ve Şubat 2008'de Çad'ın başkentine doğrudan bir saldırı başlattı. Günlerce süren şiddetli çatışmalarından sonra Fransız askerlerinin desteğiyle püskürtüldü.

Mahamat Nouri, Sudan-Çad anlaşmasından sonra Sudan’dan çıkarıldı. Güney Libya-Kuzey Çad sınırında üsler kurdu. 2010 yılında Libya'dan Katar'a sürüldü. 17 Haziran 2019'da Nouri, Fransız polisi tarafından insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle tutuklandı. 27 Mart 2020'de covid-19 salgınından kaynaklı sağlık problemleri sebebiyle serbest bırakıldı. 

UFDD’NİN halen 2.000 ila 3.000 savaşçısı olduğu tahmin ediliyor.

UFDD’den ayrılan Adouma Hassaballah’ın  hem UFDD hem de RFC'den alınan unsurlarla  oluşturduğu Değişim ve Demokrasi için Güçler Birliği (UFCD-Union des Forces pour le Changement et Démocratie) ile Abdelwahid Aboud tarafından yönetilen (UFDD/F Union des Forces pour la Démocratie et le Développement-Fondamental)’de önemli isyancı güçlerdir. UFCD’nin halen 2.000 savaşçısı olduğu tahmin edilmektedir. UFDD/F ise Arap kökenli Çadlıların desteklediği bir harekettir.

Direniş Güçleri Birliği

(Union des Force de la Résistance -UFR)

Direniş Güçleri Birliği, 8 isyancı örgütün (Abderaman Koulamallah’ın UDC, Ahmat Hassaballah Soubiane’ın FR, Timan Erdimi’nin RFC, Mahamat Nouri’nin UFDD, Adoum Hassabalah’ın UFCD, Abdelwahid Aboud Makkaye’nin UFDD-F, Albadour Açil Ahmat Achabach’nin CDR ve Adoum Yacoub Kougou’nun FPRN) bir araya gelmesi ile 2009 yılında bir cephe olarak oluşturuldu. Cephenin liderliğini İdris Déby tarafından 2007'de vatana ihanetten ölüm cezasına çarptırılan yeğenleri Tom ve Timan Erdimi kardeşlerden Timan üslendi. UFR, ordu içinde kaçışları cesaretlendirmek, bir iç ayaklanmayı teşvik etmek ve başkanın çevresini boşaltma stratejisiyle hareket etti. UFDD aynı yıl birlikten ayrıldı.

15 Ocak 2010'da Çad Devlet Başkanı Déby ile Sudan'da Devlet Başkanı Ömer el Beşir arasında imzalanan barış anlaşmasından sonra ana destekçisini kaybeden UFR militanları 2013 yılında Sudan'dan sürüldüler. Lider kadrosu Suudi Arabistan ve Katar’a geçen UFR’nin askeri yapısı güney Libya çölüne sığındı ve üslerini burada kurdu. Libya’da Fransa’nın desteklediği Libyalı General Halife Hafter güçlerinin yoğun saldırısına maruz kaldılar.

UFR, 2019'da Timan Erdimi liderliğinde, yine Libya'dan kuzeydoğu Çad'a bir saldırı girişiminde bulundu ama Barkhane kuvvetlerinin bombalaması ile başarısız oldu.

Cumhuriyetin Kurtuluşu için Askeri Komuta Konseyi

(Conseil de Commandement Militaire pour le Salut de la République-CCMSR)

CCMSR, 2016 yılında FACT'tan ayrılarak kuruldu, halen Mahamat Tahir Acheick tarafından yönetilmektedir. Militanlarını çoğunluğunun Gorane kabilesi mensuplarından oluştuğu örgüt, kuzey Çad, güney Libya, doğu Nijer ve batı Sudan'ın sınır bölgelerinde faaliyet gösteriyor.

CCMSR, Ağustos 2018’de Kouri Bougoudi mevkiinde Çad ordusuna saldırmasıyla öne çıktı. Mart ve Mayıs 2018'de Hafter'e bağlı Libya Hava Kuvvetleri tarafından defalarca bombalandı. Mart ayında CCMSR, Abakar Tollimi liderliğindeki Ulusal Demokrasi ve Adalet Cephesi (FNDJT) de dahil olmak üzere diğer üç isyancı grupla ittifak kurdu. Örgüt, halen 4.500 savaşçısı bulunduğunu iddia ediyor.

İdris Déby yönetimine karşı ayaklanmasında FACT’a destek açıklamasında bulunan UFR, UFDD ve CCSMR’nin yeni askeri yönetime karşı işbirliğine gitmeleri ve Çad'daki silahlı mücadelenin yeniden canlanması beklenmektedir.

Sonuç

Oğul Mahamat Déby'nin hükümet deneyiminin olmaması, babasının sahip olduğu uluslararası destek ve popülerliğinin bulunmaması, mensubu olduğu Zaghawa topluluğunun kendisine destek vermesinin şüpheli olması, yönetimini devam ettirme ve ülkeyi istikrara kavuşturma noktasında ciddi endişeler doğuruyor.

Çad ordusunun, yeni ittifaklarla genişleyeceği anlaşılan isyan hareketlerini bastırıp bastıramayacağı ve ülke üzerindeki kontrolünü elinde tutup tutmayacağı henüz belli değil. Nitekim, geçmişteki isyan hareketlerinde orduyu terk ederek muhalif saflara kaçışlar görülmüştü. İsyanların artması halinde AGK, başkent Encemine’yi ve yönetimlerini korumak için Sahel ve Çad Gölü bölgelerinde konuşlandırılmış bulunan birlikleri büyük ihtimalle geri çağırma mecburiyetinde kalabilir. Halen, G5 Sahel Müşterek Kuvvetinin bir parçası olarak 1200 Çadlı asker üç sınırın (Burkina Faso, Mali ve Nijer) kesiştiği hassas bölgede konuşlandırılmış durumda. Sahel’in en etkili ordusu olan Çad birliklerinin geri çekilmesi, Çad Gölü ve Sahel bölgelerindeki Selefi-cihatçı grupların üzerindeki baskıyı kaldıracaktır.

Öte yandan bu durum, Mali’nin önemli isyancı hareketi JNIM militanlarının, güç boşluğundan yararlanarak, düşman ilan ettiği Çadlı askerlerin geride kalanlarına saldırılar düzenlemesine sebep olabilir.

Çad’ın karşı karşıya kaldığı kaotik durum, Fransa için de ciddi sonuçlar doğuracak görünüyor. Fransa’nın Avrupa ve Dış İşleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, içinde Çad’ın da bulunduğu Sahel ülkelerinin Fransa için önemini, “Sahel bizim güney sınırımızdır. Biz burada kendi sınırlarımızı koruyoruz.” sözleriyle açıklamıştı.[10] Çad Cumhurbaşkanının ölümü, 2014 yılında kurulan ve Fransızların Afrika sınırlarını koruma projesi olan “G5 Sahel” için ağır bir darbe oldu. Çad, bu koalisyonda öncü bir askeri rol oynuyordu ve Déby onun daimi başkanıydı. Sahel bölgesinde hakimiyetini devam ettirmek isteyen Fransa, 1976’daki savunma işbirliği anlaşmasına rağmen Çad cumhurbaşkanını koruma taahhüdünü yerine getiremedi. Bu durum, Fransa’nın desteği ile ayakta duran diğer bölge ülke yönetimleri nezdinde güven ve itibar kaybına yol açtı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Déby'nin başkent Encemine’deki cenazesi vesilesiyle yaptığı konuşmada, “Ülkesinin Çad'ın istikrarını baltalamak için ne bugün ne de yarın kimseye izin vermeyeceğini" açıklaması destekçi hükümetlere bir güven vermiş görünmüyor.

Nitekim, Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari’nin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile 28 Nisan günü yaptığı çevrim içi görüşmede Afrika'da artan güvenlik olaylarına işaret ederek ABD'den ABD Afrika Kuvvetlerinin (AFRICOM) merkezini, Almanya'nın Stuttgart kentinden Afrika'ya taşımasını istemesi ve “Sahel, Orta ve Batı Afrika yanı sıra Çad Gölü Havzası'ndaki mevcut karmaşıklar bizi olumsuz etkiliyor." Sözleri, Fransa’nın güvenlik sağlayıcı rolünü ve nüfuzunu kaybetmeye başladığını gösteriyor.[11]

Çad içerisinde, siyasi muhalefet ve sivil toplumun bir kısmı, AGK’nın oluşturulmasını şiddetle eleştirirken anayasal düzene saygı gösterilmemesinden ve ordunun iktidarı kalıcı olarak ele geçirmesinden endişe duyuyor.

Önümüzdeki günlerde isyancıların cepheleri birleştirerek eylemlerine devam etmeleri ve başkent Encemine çevresine ulaşmaları durumunda, askerler ve isyancılar arasında yaşanacak çatışmaların sokağa kayma riski, sivil toplum için ciddi güvenlik kaygılarını beraberinde getiriyor.

Çad’ı ve dolayısıyla diğer Sahel ülkelerini önümüzdeki günlerde maalesef istikrarsızlık, ekonomik kriz ve şiddetli çatışmaların beklediği görülüyor.

 

[1] https://www.worldometers.info/world-population/chad-population/ (25.04.2021)

[2] https://www.worldlifeexpectancy.com/tr/chad-life-expectancy

[3] DİB Ansiklopedi Çad maddesi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cad (25.04.2021)

[4] https://www.cia.gov/the-world-factbook/countries/chad/#people-and-society (25.04.2021)

[5] https://www.cia.gov/the-world-factbook/field/religions (25.04.2021)

[6] DİB Ansiklopedi Çad maddesi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cad (25.04.2021)

[7] Çad’daki Direniş Hareketleri için bkz. Chad Armed Factions, https://www.globalsecurity.org/military/world/para/chad-factions.htm

[8] Kronoloji için bkz., Chad profile–Timeline, https://www.bbc.com/news/world-africa-13164690 (26.04.2021)

[9] İsyancı örgütler için bkz. Laisser tomber les rebelles: Dimensions locales et régionales du rapprochement Tchad-Soudan, https://www.files.ethz.ch/isn/131962/HSBA-SWP-25-Local-and-Regional-Dimensions-Chad-Sudan-Rapprochement-french.pdf(26.04.2021)

[10] https://afam.org.tr/fransa-mali-ve-sahelde-ne-yapmak-istiyor/(26.04.2021)

[11] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/nijerya-devlet-baskani-buhariden-abdye-africomun-merkezini-afrikaya-tasima-cagrisi/2222777 (29.04.2021)