Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

G7 Hiroşima

*Bu yazı 19/05/2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Prof. Dr Abuzer PINAR / SDE Ekonomi ve Finans Koordinatörü

 

G7 diye kısaltılan dünyanın en büyük 7 ekonomisinin liderleri bugün Japonya’nın Hiroşima kentinde toplandı. Hiroşima denilince ilk akla gelen konu atom bombasıdır. İkinci Dünya Savaşı sürerken ABD, Sovyetler Birliği’nin Doğu Asya’da öngördüğü tehdidine karşı bir gövde gösterisi yaptı. 6 Ağustos 1945'te sabah saatlerinde ilk atom bombası kullanıldı ve ilk anda 70 bin kişi öldü. Daha sonra da radyasyondan kaynaklı ölümler yıllarca sürdü. Böylece ABD, dünyada ilk kez atom bombası kullanan ülke olarak tarihe geçti. Üç gün sonra Nagazaki’ye atılan da ikincisi oldu. Bir daha da kullanılmadı. Bugün Rusya’nın gerekirse nükleer silah kullanabileceği korkusu da bundan gelir. 

Bugün, 78 yıl sonra atom bombasının ilk kullanıldığı Hiroşima’da yapılan G7 Liderler Zirvesi’nin ana konularından birisi de nükleer silahsızlanma. Diğer konular da kurala dayalı uluslararası düzen, enerji ve ekonomi güvenliği, Hint-Pasifik sorunu, Rusya-Ukrayna krizi, gıda güvenliği, iklim değişikliği. Zenginler bu konulara odaklanacak ve yeni taahhütler verecek.

Küresel düzeyde 1970'lerde enerji şokları ve yüksek enflasyon nedeniyle yaşanan ekonomik durgunluk sonrasında oluşturulan G7 platformunun amacı, çıkış noktası itibariyle iktisadi sorunlara çözüm bulmaktı. Fakat ekonomi sadece teknik olarak tartışılacak bir konu olmadığından sonraları buna dış politika, jeopolitik çatışmalar ve bölgesel güvenlik konuları da eklendi.

Zirveden sonuç çıkar mı? Çıkmaz.

Nasıl bu kadar emin olabiliriz? Şu nedenle. G7’de ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya var. Japonya haricindeki ülkeler Batı Avrupa ve Kuzey Amerika.

Nükleer silahsızlanma var ama nükleer silaha sahip bütün ülkeler olmadığı gibi bu ülkeleri nükleer silah kullanmakla tehdit eden Rusya da yok. Rusya’nın 1998’deki resmi üyeliği ile G8 olan platform, Kırım’ın işgali sonrasında Rusya’nın üyelikten çıkarılması ile yeniden G7 oldu. Şu an Ukrayna savaşında, üye ülkeler açıkça karşısında olduğundan Rusya gerekirse her türlü aracı kullanacağını söyledi. Bu her türlü aracın uç noktası nükleer silah oluyor tabi.

Diğer konu Hint-Pasifik sorunu ve Çin'e olan bağımlılık. G7 ülkeleri Çin’in yükselişini bir sorun olarak görüyor. Zirve’de Çin olmadığına göre toplantıdan nasıl bir sonuç çıkabilir?

G7 esasen ekonomik sorunlara çözüm arayan bir platform gibi görünmekle beraber muhtemelen en az ekonomik sorunlar konuşulacak. Şu an bu grubun ilgilendiği asıl konu, değişen küresel ekonomik yapının kendilerine verdiği zararlar. Çin’in ekonomik, Rusya’nın siyasal meydan okuması en büyük sorun. Zirvede muhtemelen Rusya’ya yaptırımlar yeniden gündeme gelecek ve Çin’in Tayvan’a yönelik adımları konuşulacak.

ABD, Rusya ve Çin’e karşı gruptaki ülkelerin desteğini arayacak. Tek blok gibi görünse de bu ülkeler arasında tam bir fikir birliği yok. Japonya ve Almanya İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ABD liderliğindeki küresel yapılanmaya hep ihtiyatla baktı. Son zamanlarda Fransa, ABD politikalarından zarar gördüğünü ısrarla dile getiriyor. ABD, Çin’in gelişimine karşı daha önce Kuşak-Yol projesine katılan İtalya’yı caydırmaya çalışıyor. Yani gruptaki ülkelerin çıkarları tam da örtüşmüyor. Hatta genel ilkeler dışarda tutulursa çoğunlukla örtüşmüyor.

Daha önceki açıklamalardan Japonya’nın, Doğu ve Güney Çin Denizi'nde etki alanını genişletmek isteyen ve Tayvan Boğazı'nda mutlak hakimiyet talep eden Çin'e karşı neler yapılabileceğini gündeme getirecek. Japonya’nın işi kolay değil. Kuzey Kore’nin nükleer tehdidi de var.

Nükleer silahsızlanma konuşulurken “ekonomik savaş” tam hız devam edecek gibi görünüyor ve muhtemelen zirveye de damgasını vuracak. Tedarik zincirlerinde Çin'e bağımlılığın azaltılması için gerekirse stratejik malzemelerin stoklanması bile konuşulacak. Küresel stokçuluk yani.

Japonya gruptaki tek Asya ülkesi olarak daha kapsayıcı davranmaya çalışıyor. Güney ile ilişkilerini arttırmaya çalıştığından zirveye Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Vietnam gibi ülkeleri de davet etti. İçinde Birleşmiş Milletler’deki veto yetkisine sahip iki ülkesi olan Çin ve Rusya’nın olmadığı bir ortamda güneydeki bu ülkelere dağıtılan mavi boncuktan bir şey çıkar mı? Sanmam. Sonuçta, mutabık kalınan konuların özeti bir bildiri olarak yayınlanıyor. Ancak bunun bir bağlayıcılığı yok.

Çok kutuplu dünya düzeninin konuşulduğu bu dönemde, kapsayıcı platformlar oluşturulmadan, eski bir tek kutbun etkili olması pek de mümkün görünmüyor.