ABD Hazine Bakanlığı 14 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Rus yapımı S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemlerinin alımı nedeniyle Türkiye’ye uygulanacak CAATSA (Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) yaptırımlarını ilan etti. Savunma Sanayii Başkanlığı ve Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ile aynı kurumdan Faruk Yiğit, Serhat Gençoğlu ve Mustafa Alper Deniz yaptırım listesine alındı.
Bilindiği üzere Türkiye, balistik füze tehdidine karşı savunma sistemi ihtiyacını karşılamak için ABD’den Patriot Hava Savunma Sistemi satın almak istemiş ancak uzunca bir süre geçmesine rağmen bu talebine NATO müttefiki tarafından olumlu cevap verilmemiş ve hava güvenliğini sağlaması engellenmiştir. Türkiye hava savunma güvenliği olmayan tek NATO ülkesi olmuştur.
Bu dostça olmayan tavır karşısında Türkiye, halkının ve ülkesinin güvenliğini sağlamak için savunma sistemi arayışına girmiş, “birlikte üretimi” kapsayacak şekilde Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almıştır. S-400 alımı bir tercih değil zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.
S-400’lerin teslim edilmesinden sonra ABD yönetimi ilk tepki olarak Türkiye’yi F-35 programından çıkarma kararı almış ve Kongre Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının verilmesini süresiz olarak yasaklayan kanun hükmünü kabul etmiştir.
Türkiye’ye karşı ABD’nin yaptırım uygulamaya kalkması sadece Rusya’dan hava sistemi almasına tepki sebebiyle değildir. Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak sahneye çıkması ve güçlü bir savunma sanayii oluşturma çabaları NATO’daki müttefiklerinin gizli ya da açık ambargolarıyla karşılaşmıştır.
ABD'nin CAATSA yaptırımları uyguladığı ilk NATO ülkesi Türkiye olmuş, NATO müttefikliği ciddi bir darbe almıştır. ABD’nin neden Türkiye’nin Hava Savunma Sistemine sahip olmasını engellemek istediği ise ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur
Şurası bilinmelidir ki söz konusu yaptırımlar, Türkiye’ye geri adım attırmayacak aksine kendi savunma sanayiini bağımsız olarak geliştirme kararlılığını artıracaktır. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in şu açıklamaları bu kararlılığın açık ifadesidir: “Biz endişe duymuyoruz. Kamuoyunun da endişe duymasına gerek yok. Maruz kalınan her zorluk bizi, milletimizi ve savunma sanayi sektörümüzü daha da güçlendirir. Fiili uygulamalarda da hayata geçirilen şeyler vardı. Bunlar bizim kararlılığımızı artırdı."
Evet, biz de ABD yaptırımlarından endişe etmiyoruz.
Devletimiz ve milletimiz bu kararın getireceği her türlü olumsuzluğun altından kalkacak güç ve kudrettedir. Bu tür hasmâne muameleler milli savunma sanayimizin güçlenmesine daha çok katkı sağlayacaktır.
ABD’nin uygulamaya koyduğu yaptırımlara karşı elbette Türk Devleti de gerekli adımları atacaktır. Bu konuda devletimizin alacağı her türlü kararın yanındayız.
ABD’nin almış olduğu yaptırım kararının müttefiklik hukukuna uygun olmadığına inanıyor ve kınıyoruz.
Stratejik Düşünce Enstitüsü