Cumartesi Sohbeti’nin bu haftaki konuğu Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl’dü. Konu ise “Küresel ve bölgesel dinamiklerin Türkiye ekonomi ve enerji politikalarına yansımaları”ydı. Karagöl değerlendirmelerini, akademisyenler, askerler, gazeteciler ve alanında uzman katılımcılarla paylaştı.
Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl Türkiye’nin enerjide politikasını değerlendirdi. “Rusya’ya doğalgazda yüzde 50-60 bağımlılığımız var. Rusya’ya bu yüksek bağımlılık, sadece enerji açısından değil siyasi ve güvenlik açısından da bir sorun. Rus uçağı düşürüldüğü zaman “Rusya gazı keserse ne yaparız” dedik hepimiz. Rusya’ya doğalgaz bağımlılığı hep bir soru işareti” diyen Karagöl, Türkiye’nin TürkAkımı ve TANAP’la enerjinin taşınması konusunda önemli başarılara imza attığını söyledi ancak Türkiye’nin kendi enerjisinin olmasının önemli olduğunu vurguladı:
“Enerji kaynaklarına sahip olmak kadar taşınması da önemli ve Türkiye Rusya’nın doğalgazını Avrupa’ya taşıma konusunda maliyeti en düşük yol. Türkiye konumu itibariyle hem Avrupa piyasalarına yakın hem de maliyet olarak en uygun geçiş seçeneği. Tabii boru hatlarının geçmesi ülkeyi ticaret merkezi haline getirmez. Bu yüzden Türkiye’nin kendi enerjisini ele alması lazım.”
Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, sözlerine şöyle devam etti:
“Batı doğu Akdeniz’i önemsiyor. Çünkü Rusya’dan gaz almak istemiyorlar. Türkiye üzerinden ulaştırılmasından da mutlu değiller. Bu yüzden apar topar East-Med anlaşmasını imzaladılar. Bu anlaşma ile Batı’nın Rusya ve Türkiye’den kurtulma çabası var.”
Ayrıca Prof. Dr. Karagöl, Libya ile yapılan Deniz Yetkisinin sınırlandırılması ve güvenlikte işbirliği anlaşmasının da çok önemli olduğunun altını çizdi.
“Libya ile yapılan Deniz Yetkisinin sınırlandırılması ve güvenlikte işbirliği anlaşması çok önemli. Batı 2000’li yıllardan beri orada. Biz ise o zamandan bu yana sadece sözlü tepki verdik, sahada hiç gözükmedik. Türkiye yokmuş gibi davranıyorlardı. Fırsat kaçmak üzereydi. Türkiye bu fırsatı değerlendirmeliydi. Eskiden tek taraflı hamle dönemi vardı. Türkiye’nin sahaya inmesiyle denklemin bir ucuna da Türkiye geçti ve karşılıklı hamleler dönemi başladı.”
Diğer İçerikler