Pakistan Milli Savunma Üniversitesi Heyeti, 14 Mayıs’ta Stratejik Düşünce Enstitüsü’nü ziyaret etti. Pakistan Ordusu'nun en üst eğitim kurumu olan Milli Savunma Üniversitesi’nde Pakistan Ordusu'nun, hava, kara, deniz kuvvetlerinden üst düzey komutanları bulunuyor.
SDE Başkanı Prof. Dr. Abuzer Pınar, SDE Onursal Başkanı Tümgeneral Güray Alpar, SDE Başkan Yardımcıları Alper Tan, Prof Dr. Tevfik Erdem ve SDE ekibi tarafından karşılanan misafirlerle görüşmede, iki ülke arasındaki kültürel benzerlik ve yakınlıklara dikkat çekilirken, Pakistan-Türkiye ilişkileri, bölge ülkeleriyle olan münasebetler ve tarihi-kültürel alanlardaki ortak noktalara değinilerek bölge ülkelerinin kendilerine ait bir jeostrateji geliştirmesi gerekliliği vurgulandı.
Ziyarette, Pakistan heyeti tarafından Türkiye’nin son yıllardaki hızlı gelişimine dikkat çekilirken, SDE heyeti tarafından yapılan konuşmalarda Türkiye’nin Batı merkezli politikaları terk ederek kendi özüne döndüğü, ancak Batı tarafından bu durumun eksen kayması olarak değerlendirildiğine ama Ankara’nın geri adım atmadığına değinildi.
Ayrıca, Türkiye’nin bu güne kadar Batı’yla olan ilişkilere kıyasla nispeten daha geri planda kalan coğrafyalar ile de dış ilişkilerini geliştirme yoluna gittiği ifade edildi. Fakat bu yapılırken Batı ile de ilişkilerin devam ettiği Doğu ve Batı toplumları arasındaki dengenin sağlanmasının ardından güçlü bir gelişme ve kalkınmanın yaşandığı ifade edildi. Her ülkenin yerli ve milli bir ekseni olması gerektiği, istikrarlı bir iç siyaset ile de gelişimin sağlanacağı dile getirildi. Bu istikrarlı siyasetin Pakistan için de temenni edildiği vurgusu yapıldı.
Görüşmede Türkiye’deki etnik yapı ve terör gibi konular da gündeme geldi. Konu, tarihi perspektiften ele alınırken Osmanlı’nın Balkanlardaki etnik çatışmaların sonucunda yıkıldığı, aynı durumun Türkiye’de Cumhuriyet döneminde de Batı tarafından tekrar uygulanmaya çalışıldığı ifade edildi.
Türk Devleti’nin terör ile daha zayıf bir devlet yapısına dönüştürülmek istendiği, Turgut Özal döneminde Türkiye’nin bir değişim sürecine gittiği ve terör ile mücadelede hız kazanıldığı ifade edildi. Türkiye terör ile mücadele noktasında gerekli silahlanmayı sağlayabilmek için yerli bir silah endüstrisi inşa ettiği belirtilirken bu durumun Türkiye’nin yükselişinde önemli bir faktör olduğu söylendi.
Öte yandan, Türkiye’de oluşturmaya çalışılan etnik bir çatışmanın olamayacağı hem tarihsel gerçekler ile hem de Türkiye’deki vatandaşlık vurgusu ile ifade edildi. Türkiye’nin sınır güvenliği, terörle mücadele ve bölge güvenliği konusunda verdiği mücadelelere kronolojik açıdan bakılarak 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sürecinde Türkiye’ye yapılan silah ambargosu gibi olumsuzlukların ters teptiği ve yerli silah endüstrisinin gelişimine katkı sağladığı ifade edildi. Türkiye’nin oyun kurucu, oyun değiştirici ve inşa edici bir aktör olduğu vurgulanırken hızla gelişen yerli silah endüstrisinin dengeleri değiştirdiği, dış ilişkileri dönüştürdüğüne vurgu yapıldı. Kuvvet çarpanının yani askeri gücün yerli ve milli olması gerektiği vurgusu yapıldı.
Ziyarette Pakistan, Türkiye ve bölge ülkelerinin ekonomik ilişkileri de ele alınırken SDE heyeti konu hakkındaki görüşlerini dile getirdi. SDE heyeti tarafından öze dönüş olarak nitelendirilen durumun dünyadan kopmak olmadığının altı çizilirken dünyadaki “merkez”in özellikle de ekonomik anlamda yavaş yavaş Batıdan Doğuya doğru kaymakta olduğu ifade edildi. Türkiye’nin ekonomik alanlarda yeni ilişkilere açık olduğu, bu durumu Türk Devletleri Teşkilatı ile de somutlaştırdığı vurgulanırken Türkiye ve Pakistan’ın çok daha iyi ekonomik ilişkiler kurabileceği, bu iş birlikleri için de tarihi ve kültürel temelin çoktan hazır olduğu ifade edildi.
Pakistan Milli Savunma Üniversitesi ile SDE arasında İşbirliği Protokolü imzalama kararı da alınan toplantıda taraflar memnuniyetlerini ifade ettiler.
Diğer İçerikler
