BRIC ülkeleri deyimi ilk olarak 2001 yılında Amerika kökenli Goldman Sachs firmasının ekonomi uzmanı John O’Neill tarafından hazırlanan raporda öne sürülmüştür. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in baş harflerinden oluşan BRIC ülkeleri GSYH artışı bakımından dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer almaktadır. Dünyanın yaklaşık %25’ini oluşturarak geniş coğrafyalara hükmeden, dünya nüfusunun %40 oranına sahip, çok zengin yer altı kaynakları bulunan, küresel ekonominin %20’den fazlasını temsil eden ve dünya ticaretinde %17 paya sahip bu dört ülkenin dünya ekonomisinde giderek büyüyen bir pay sahibi olacağı, dolayısıyla ekonomiye yön verilmesinde bu dört ülkenin konumunun önemli olduğu birçok kesim tarafından tartışmasız kabul edilmektedir. 2011 yılında Güney Afrika’nın da gruba katılmasıyla jeopolitik ve ekonomik anlamda önemi daha da artan ve adını BRICS olarak güncelleyen bu topluluk uluslararası sistemde söz sahibi olmaya başlamıştır. 2009 yılında 1.’si gerçekleştirilen BRICS Küresel Güney Zirvesinin ardından topluluk Batının ve Amerika’nın egemenlik kurmaya çalıştığı uluslararası sistemin Küresel Kuzey’den Küresel Güney’e doğru güç kaymasına ve bu yeni sistemde yükselen güçlerin güçleri oranında ağırlık ve temsil hakkı kazanmalarına yönelik çalışmalarını sürdürmektedir.
Bu yıl 10.’su gerçekleştirilen BRICS zirvesi 26-27 Temmuz 2018 tarihlerinde Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde “Afrika’da BRICS: 4. Sanayi Devriminde Paylaşılan Refah için Ortaklık ve Kapsayıcı Büyüme” başlığı altında düzenlendi. Zirveye katılan liderler şeffaf ve çok taraflı ticaret sisteminin desteklenmesi ile dünyanın çeşitli bölgelerinde devam eden çatışmaların sonlandırılması çağrılarında bulundular. Sonuç bildirgesinde her ne kadar isim verilmese de ABD Başkanı Donald Trump’un başlatmış olduğu ticaret savaşlarına göndermede bulunan liderler çok taraflı ticaret sisteminin benzeri görülmemiş tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirterek açık bir dünya ekonomisinin önemine dikkat çektiler. Ayrıca Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kurallarının benimsendiği, açık, kimseyi dışarıda bırakmayan ve çok taraflı bir ticaret sistemini desteklediklerini de vurguladılar. Diğer taraftan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere Filistin-İsrail, Suriye ve Yemen gibi dünyanın çeşitli bölgelerinde devam etmekte olan, çatışmaların sonlandırılması konusunda hem fikir olduklarını belirttiler.
IMF ve Dünya Bankasına Alternatif: BRICS Yeni Kalkınma Bankası (NBD)
BRICS ülkeleri tarafından ilk kez 2012 yılında ortaya atılan bu fikir 2015 yılında resmi olarak hayata geçirildi. Sürdürülebilir kalkınma projelerinin önünü açmak amacıyla merkezi Çin’in Şanghay şehrinde kurulan ve başlangıç sermayesi 100 milyar dolar olan New Development Bank (NBD), BRICS ülkelerinin para birimlerinin küresel sistemdeki dalgalanmalardan olumsuz yönde etkilenmeleri halinde o ülkelere destek sağlamak amacıyla İhtiyati Rezerv Düzenlemesi (Contingent Reserve Agreement-CRA) adı altında oluşturulan fon ile üye ülkelere destek veriyor. 100 milyar dolar olarak planlanan bu fona Çin 41 milyar dolar, Brezilya, Hindistan ve Rusya 18’er milyar dolar, Güney Afrika ise 5 milyar dolar katkı verme taahhüdünde bulundu. Yeni Kalkınma Bankası, IMF ve Dünya Bankası’nın küresel ekonomide oynadığı role alternatif getirebilecek güçte ve nitelikte olması ile dikkat çekiyor.
Ticarette yerel para
Zirvede görüşülen bir diğer madde, BRICS ülkeleri arasındaki ticarette altın, yerel para veya kripto para kullanılarak özellikle ABD dolarının devre dışı bırakılması için çalışmaların devam etmesi gerektiğidir. Özellikle Çin ve Rusya ikilisi yerel para kullanılması konuda kararlı gözüküyor. BRICS üyeleri arasında yüksek altın rezervlerine sahip ülkeler de mevcut, dolayısı ile ticaretin altınla yapılması veya artan teknoloji ile birlikte geleneksel ödeme yöntemlerine alternatif olabilecek ortak bir dijital para biriminin oluşturularak ticari ilişkilerin geliştirilmesi zirvede öne çıkan diğer başlıklar arasında yer almaktadır.
10. BRICS Zirvesinde Oluşturulan Çalışma Grupları
“Afrika’da BRICS: 4. Sanayi Devriminde Paylaşılan Refah için Ortaklık ve Kapsayıcı Büyüme” temasıyla toplanan zirve Güney Afrika’nın öncülüğünde beş yeni alanda ortaklığı güçlendirmeyi hedeflemektedir: Barışgücü ile ilgili bir çalışma grubu kurma, Aşı Araştırma Merkezi kurma, BRICS Cinsiyet ve Kadın Forumu kurma, BRICS Ekonomik Ortaklığını Kapsayıcı Büyüme ve 4. Sanayi Devrimini İlerletme amacıyla güçlendirme, BRICS Turizm Ortaklığı Kurma.
BRICS Plus ve Güney Afrika Dönem Başkanlığı
BRICS Zirvelerine, BRICS üyesi olmayan ülkeler ve bölgesel ya da kurumsal örgütler de konuk statüsüyle davet edilmektedir. Bu doğrultuda BRICS Plus’a davet edilen misafir ülkeler “BRICS Plus: Küresel Güney’in Refahı için Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyümeyi Sağlamak” temasıyla toplanıyor.
Zirveye Afrika ülkeleri Etiyopya, Angola, Zambiya, Namibya, Senegal, Gabon, Togo, Uganda, davetli olarak katıldı. Bölgesel ve kurumsal kimlikleri temsilen; Türkiye (İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanı olarak), Jamaika (Karayip Topluluğu’nu (CARICOM)’un bir sonraki dönem başkanı olarak), Arjantin (G20 Dönem Başkanı ve MERCOSUR’u temsilen), Endonezya (Yeni Afrika-Güney Afrika ile Asya Stratejik Ortaklığı yardımcı başkanı ve ASEAN’ı temsilen), Mısır (G77+Çin grubunun başkanı olarak) ve Antonio Guterres (Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri) de BRICS Plus davetlisi olarak zirveye iştirak ettiler.
Üç gün süren zirvenin ilk iki gününde BRICS üyesi ülkeler Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın liderleri toplantılar yaparken, son gün BRICS üyesi olmayan davetli ülkeler "BRICS Outreach Diyalog Oturumu" ve "BRICS Plus" oturumlarında bir araya geldi.
Türkiye’nin BRICS ile toplam ticaret hacmi 60,7 milyar dolar
Bu yılki zirveyi Türkiye açısından önemli kılan “İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı” sıfatıyla özel olarak davet edilmesi oldu. BRICS sadece ekonomik alanda değil siyasi alanda da güç kazanmaya devam eden uluslararası bir topluluk. Dolayısı ile Türkiye’nin bu topluluk ile ilişkileri sıcak tutması her iki taraf için de oldukça önem taşıyor. Rakamsal verilere baktığımızda Türkiye’nin BRICS ülkelerinden 2001 yılındaki toplam ithalatı 5,3 milyar dolar iken 2017 yılında bu rakam 53,4 milyar dolar seviyesindedir. Aynı şekilde Türkiye’nin BRICS ülkelerine 2001 yılındaki toplam ihracatı 1,4 milyar dolar iken 2017 yılında bu rakam 7,3 milyara dolara ulaşmıştır. BRICS ülkeleri Türkiye’nin toplam ithalatının %22,8’ini oluştururken, toplam ihracatının da %4,6’sını oluşturmaktadır ve iki tarafın birbiri ile toplam ticaret hacmi 60,7 milyar dolardır. Dolayısı ile ticari anlamda Türkiye BRICS için önemli konumdadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BIRCS Zirvesinde verdiği önemli mesajlar
Zirveyi Türkiye ile BRICS arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi için bir fırsat olarak gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha adil, daha tarafsız yeni uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu oluşturulması amacıyla hem BRICS bünyesinde hem de Türkiye’de ayrı ayrı yürütülen çalışmalarda da ortak hareket edebiliriz. Enerji alanında BRICS ülkeleriyle mevcut iş birliğimizi, ilişkilerimizi taşımak istiyoruz" dedi. BRICS Outreach Çalışma Toplantısına tüm Müslüman ülkeleri de temsilen bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, İslam Kalkınma Bankası ile BRICS Yeni Kalkınma Bankası arasında özellikle Afrika’nın kalkınma çabalarının desteklenmesine matuf iş birliği imkanlarının değerlendirilmesinde de fayda görüyorum" değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca Türkiye’nin milli gelirine oranla en fazla yardım yapan ülke konumunda olduğunu, kalkınma yardımları alanında 8,2 milyar dolarlık yardımla dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını belirtti. Erdoğan, 10. BRICS Zirvesinin ana temasının Afrika olması nedeniyle vurgulamak istediği bir diğer hususun Türkiye’nin Afrika’daki doğrudan yatırımlarının 6 milyar doları aştığı, bunun da Afrika kıtası ile kurulan yakınlığa örnek teşkil etmesi gerektiği oldu.
Türkiye ve BRICS
Türkiye’nin Güney Afrika zirvesine İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak davet edilmesi BRICS ve Türkiye arasında ilk kurumsal ilişki olması açısından önemli. Ancak burada belirtmekte fayda var. Türkiye-BRICS ilişkilerinin geleceğini büyük ölçüde belirleyecek olan bundan sonraki süreçte BRICS Plus’ın örgüt ve bölgesel bazda yapılacak seçimlerle mi yoksa dönem başkanı üyenin kendi çıkarları doğrultusunda yapacağı seçimlerle mi olacağına bağlı gözüküyor.
Türkiye’nin zirveye davet edilmesi BRICS + T yaratır mı bilinmez. Ancak iki taraf arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilerek uzun vadeli yatırımların artırılması oldukça önemli. Dünyadaki ekonomik ve siyasi gücün Batı temelinden çıkarak hem nüfus hem de ekonomik anlamda güç sahibi olan Çin ve Hindistan gibi ülkelere kayması küresel dengeleri her an değiştirebilecek gibi duruyor. BRICS’in 2025 vizyonu doğrultusunda “yeni bir finansal sistem”i hayata geçirmesi, yükselen ekonomilerin küresel sistemde ağırlık ve temsil haklarının güçleri oranında arttığı daha adil bir düzeni sağlayacaktır. Dolayısı ile böyle bir düzende yükselen bir güç olarak Türkiye’nin de yer alması hem ekonomi bakımından hem de dış politikanın çeşitlendirilmesi bakımından her iki tarafında lehine olacaktır. Ayrıca, Türkiye’nin Küresel Kuzey ile Küresel Güney arasında köprü işlevini yerine getirmesi hem Türkiye’yi yükselen bir güç haline getirebilir hem de BRICS’in küresel ekonomide statü artırmasında kilit rol oynayabilir.
28.07.2018