Gökberk DURMAZ
Tüm YazılarıDünya tarihinde, Anglo-Sakson kuşağın yönetimsel olarak “başı” kabul edilen İngiltere ile bölgesel ve küresel pek çok sahada rekabet halinde olan Fransa, bugün farklı alanlarda kaybettiği “eski güçlü günlerin” hırçınlığı ile siyasi hamleler yapmaktadır. Dünya üzerinde 18. ve 19. Yüzyıllarda başlayan Fransız etkisi; 20. Yüzyılın ilk yarısına kadar sürmüştür. I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı’nın kazananları arasında yer alan Fransızlar esasen her iki savaşta da ağır askeri, iktisadi ve siyasi tahribatlara uğramışlardır. Özellikle de Nazi Ordularının, Fransa içlerine kadar ilerleyişi sonrası ülke; büyük kayıplar vermiştir.
16. yüzyıldan itibaren Afrika Kıtası başta olmak üzere Atlantik Okyanusu’ndan; Pasifiğe kadar uzanan muhtelif lokasyonlardaki Fransız sömürgeleri sayesinde ülke sanayi ve iktisadi kalkınmasını “başkaca ulusların üzerinden” sağlamıştır. 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise, küresel ölçekteki Fransız siyasi nüfuzu azalmakta, buna paralel Fransızcanın etkisi de konumunu (etkinliği artan Amerikan ve İngiliz nüfuzu ile) İngilizceye kaptırmaktadır.
Günümüze gelindiğinde ise Fransa, kendi savunma sanayi ürünlerini ihraç etmek üzere farklı coğrafyalarda girişimlerde bulunmaktadır. Yakın coğrafyada Yunanistan’a satılan savaş jetleri ve yedek parçaları bir yana; uzak coğrafyalardan Avustralya ile denizaltı anlaşmaları yapmaktadır. 2018 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından uluslararası kamuoyuna deklare edilen “Fransa’nın Hint-Pasifik Stratejisi”[i]; elbette AUKUS ile her şeyin kendileri açısından altüst olacağını öngörememiştir.
Fransa’nın Asya-Pasifik Stratejisini etraflıca ele almak gerekirse, Metnin Cumhurbaşkanı Macron tarafından bizzat yazılan takdim yazısında 1.6 milyondan fazla Fransız vatandaşının ve 7.000 fazla Fransız askerinin anılan coğrafyada yaşadığından bahisle giriş yapılmaktadır. Bahsedilen 7.000 Fransız askerinin de; Fransız egemenliğini savunmada esas unsur olduğu dile getirilmektedir. Bu noktada, ülkenin sınırlarından on binlerce kilometre uzakta tesis edilen “sömürge” topraklar da “egemenlik” kavramı adı altında değerlendirilirken; sömürge ülke halklarının “kendi kaderlerini tayinine” (self-determination) dayalı egemenlik hakkı ise yok sayılmaktadır. Fransız Cumhurbaşkanı takdim yazısını; “Hint-Pasifik, Avrupa ajandamızda bizim en önemli önceliklerimizden biri olmalıdır. Avrupa Birliğinin de Hint-Pasifik stratejisini dört gözle bekliyorum” şeklinde tamamlamaktadır. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ise aynı belgedeki kendi takdim yazısında Hint-Pasifiğin önemini “Yarının dünyasının dengelerinin önemli bir kısmı bugün Hint-Pasifik'te oynanıyor” şeklinde vurgulamaktadır.
Kaynak: thediplomat.com
Takdim yazıları haricinde Metin beş ana bölümden oluşmaktadır. 1. Bölümde Hint-Pasifik, kutuplaşan gerginliklerin ve önemli küresel sorunların bölgesi olarak tanımlanmaktadır. Jeopolitik dengeler; küresel ekonominin ekseninin şekillendirmesi ve son olarak küresel meselelerin ve sürdürülebilir kalkınmanın kalbi; gibi anlamlı alt başlıklarla bölge, Fransız perspektifinden tahlil edilmektedir.
2. Bölüme gelindiğinde, Fransa’nın Hint Pasifikteki nüfuzu tahlil incelenmekte, sınır aşan sömürgelerinin ülkelerinin stratejilerinin kalbi olduğu iddia edilmektedir. Sonrasında, bir mevcut durum tahlili olarak Fransa’nın bölgedeki ağbağları ve aktörleri ortaya konulmaktadır. Fransa’nın Hint-Pasifikteki askeri-güvenlik varlığı; iktisadi ayak izleri ile bilimsel ve yenilikçi araştırmalardaki durumun altı özellikle çizilmektedir.
3. Bölüm tamamen Fransa’nın ortaklıkları ve işbirliklerine ayrılmış durumdadır. Bölge ülkeleri ile olan stratejik ortaklıklar; ASEAN ile ilişkiler; Pasifik ve Hint Okyanuslarındaki Fransız eylemleri özetlenerek ortaya konulmaktadır.
4. Bölüm ise (beklenildiği üzere), Fransa’nın Hint-Pasifik Bölgesindeki hedeflerinden bahsedilmekte, bu hedefler; Savunma-Güvenlik, Ekonomik ve yenilikçi, Çok Taraflılık ve Hukuk, İklim Değişikliği ve Biyolojik çeşitlilik olarak kategorilere ayrılmış durumdadır.
Bu Strateji Belgesinin bel kemiğini oluşturan 4. Bölümün en dikkat çekici kısmı ise Fransa’nın arttırmaya çalıştığı askeri varlığa zemin hazırlayacak şekilde; Bengal Körfezi, Yeni Kaledonya, Hindistan ve Avustralya açıklarında yapılan/yapılacak askeri tatbikatlardır. Dahası, Metin hazırlandığı tarihlerde kendilerine müttefik olarak gördükleri, bugünlerde ise müttefiklik ilişkilerini sorgular hale geldikleri ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya’nın yer aldığı QUAD ülkelerinin askeri unsurlarının müştereken faaliyet gösterebilmesi gibi bir hedef de ortaya konulmuştur.
Şunun altını üzülerek çizmemiz gerekir ki, Biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, küresel ısınma gibi kavramlar, “gelişmiş ülkeler” tarafından; “gelişmekte olan ülkelerin” gelişim ivmelerini sekteye uğratmak için araçsallaştırılmış durumdadır. Metinde, tam da bu noktadaki hedefler arasında küresel ısınmanın önünde cansiperane (!) durmaya çalışan Fransa; Japonya’da kullanılan fosil yakıtlara bir son verme sorumluluğunu kendi omuzlarına yüklemiştir. Bir başka örnek olarak ise; Fransa, ASEAN ülkeleri arasında “Doğa ve İnsanlar İçin Yüksek İstekli Bir Koalisyon” kurarak ASEAN ülkeleri üzerindeki nüfuzunu arttırmayı hedeflemektedir.
5. ve son bölümde ise, Fransa bir yandan bu strateji belgesi dahlinde Hint-Pasifikteki varlığını arttırırken, diğer taraftan da Avrupa Birliği’nin (AB) varlığını ve stratejisine öncülük etme hedefindedir. Esasen Fransa, AB içerisinde Hint-Pasifik Stratejisi’ni ortaya koyan ilk ülkedir. Bu planlamaya göre ise, AB; ASEAN, ASEM, IORA, PIF ve SPC gibi bölgesel örgütlerle işbirliği yapma çabalarını arttıracaktır. Öte yandan, AB için önem taşıyan; deniz yolları güvenliği, siber suçlar ile mücadele, terörizm ile mücadele konularında Hint-Pasifik de artık bir faaliyet alanı haline gelmektedir.
15 Eylül 2021 tarihine gelindiğinde ise ABD’nin Anglo-Sakson bir çizgi ile ittifak ilişkilerini sınırlandırması, bu doğrultuda da İngiltere’nin “direksiyonda” olduğu AUKUS ittifakına Avustralya ile birlikte müdahil olmasının deklare edildiği bir an yaşanmıştır. Sonuç olarak, bu günlerde yukarıda detaylarını anlattığımız “Hint-Pasifik Strateji Planı” ve bu planın getireceği askeri, iktisadi ve siyasi menfaatleri de boşa çıkan Fransa’nın veryansınlarına ve karşı hamlelerine şahitlik etmekteyiz.
Kaynak: www.tamilnet.com
[i] https://www.diplomatie.gouv.fr/IMG/pdf/en_a4_indopacifique_v2_rvb_cle432726.pdf
Bu site içeriğinin telif hakları Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne ait olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak alıntılar dışında önceden izin alınmaksızın hiçbir şekilde kullanılamaz ve yeniden yayımlanamaz. Bu sitede yer alan SDE'nin kurumsal bilgileri ile SDE Akademik Personeli'nin çalışmaları dışındaki diğer görüş ve değerlendirmeler, yalnızca yazarının düşüncelerini yansıtmaktadır; SDE'nin kurumsal görüşünü temsil etmemektedir.
Güncel Yazıları
“Kan Kardeşimiz” Kore ve Dışişleri Bakanı Park Jin’in Türkiye Ziyareti
01 Ağustos 2023, Sal
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Türkiye Ziyareti
29 Temmuz 2023, Cmt
Çin Nereye?
24 Temmuz 2023, Pzt
Dünyanın Beklediği Seçim: Türkiye 2023
29 Mayıs 2023, Pzt
Kuzey & Güney Kore ve Washington Deklarasyonu
10 Mayıs 2023, Çar
Yeni Zelanda ve AUKUS
05 Nisan 2023, Çar
İkilemde Güney Kore
23 Ocak 2023, Pzt
Çin, Suudi Arabistan ve Yeni Dünya Düzeni
17 Aralık 2022, Cmt
JIANG ZEMIN: Çin’in Dönüşümünde Önemli Bir İsim
10 Aralık 2022, Cmt
Post-Pandemi Dönemi, Çin’in “Sıfır Covid Politikası” ve Doğu Türkistan ..
05 Aralık 2022, Pzt
Pelosi Ziyareti ve Tayvan Meselesi Üzerine
08 Ağustos 2022, Pzt
Shangri-La Diyaloğu’nda Ne Konuşuldu?
17 Haziran 2022, Cum
ABD Başkanı Biden’ın Kore ve Japonya Ziyareti
26 Mayıs 2022, Per
Shangri-La Diyaloğu: Asya'nın "Münih Güvenlik Konferansı"
19 Mayıs 2022, Per
2+2 = ABD + Hindistan
15 Nisan 2022, Cum