Gökberk DURMAZ
Tüm YazılarıGüney Kore’nin bugünkü teknolojik atılımlarının ve doğru sanayileşme sayesinde gerçekleşen kalkınmasının altında pek çok trajedi yatmaktadır. Ülke yakın geçmişte “büyük güçler” tarafından bir oyun alanı olarak kullanılmıştır. Bugün dahi varlığını sürdüren Kuzey-Güney ayrımı; bu oyunun sonucunda vuku bulmuştur. Aynı dilden, aynı kökenden, aynı kültürden ve aynı dinden olan toplum siyaseten kamplaştırılmış, kutuplaştırılmış ve iki ayrı ülke halinde deyim yerindeyse “kolları kanatları kırılarak” dünya siyaset sahnesine sürülmüştür.
Ülkenin Kuzeyi 21.yüzyıl gerçeklerinden uzak bir siyaset belirlerken, ülkenin Güneyi ise “Kore Savaşı” ve daha öncesindeki Japon sömürge döneminde meydana gelen ağır tahribatlara rağmen dünya ekonomisinde özellikle de yüksek teknolojiye haiz üretim malları ile söz sahibi ülkelerden biri konumundadır.
Güney Kore siyaseti ise tarihinin de bir tezahürü olarak inişli-çıkışlıdır. Ülkeyi yöneten yöneticilerin pek çok kez görevlerinden el çektirilmeleri, muhtelif yolsuzluk haberleri, farklı kutupları, yönelimleri ve eğilimleri içerisinde barındıran siyasal hayatı ve seçmen kitlesi ile Güney Kore; Asya-Pasifik siyaseti içinde oldukça farklı ve önemli bir ülkedir.
Bugünlerde Güney Kore siyasetinin tartışmalı konularından birisi de Güney Kore Devlet Başkanlığı Sarayı: MAVİ SARAY (Blue House) ya da Korece ifadesi ile “Mavi Çinili Köşk” dür (Cheong Wa Dae 청와대).
Güney Kore Cumhurbaşkanının resmi ikametgâhı olarak tahsis edilen bu konutun kullanım dışı bırakılması ulusal ve uluslararası kamuoyunun gündeminde yankı buldu. İmparatorluk döneminin halktan uzak yönetim merkezi olması ve işgaller sırasında sömürge valilerinin konutu olarak hizmet etmesi, saray hakkında Kore halkı hafızasında çokta olumlu olmayan bir iz bırakmıştır.
Kaynak: www.koregram.com
Bu kararın gerekçeleri ise bir hayli derindir;
Mavi Saray 1395 yılında Joseon Hanedanlığı tarafından inşa edilmiştir. Bugünün “demokrat” ve “cumhuriyetçi” Güney Kore Devletinin siyasal pozisyonunu yansıtmadığı için eleştirilmektedir. Geçmişle hesaplaşma ve geçmişin “kötü” olduğu vurgusu maalesef pek çok “modern devlet” tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Oysa ki, “geçmiş” bir milletin köküdür. Köksüz ağaç ise olmaz. Olsa da ayakta kalamaz.
Kore tarihi incelendiğinde, Japon istilası ve sömürge dönemi Kore halkının maruz kaldığı trajedilerden en önemli olanlarından biridir. Mavi Saray ise; Japon işgali döneminde (1910-1945) uzunca bir süre Japon Müstemleke Valisi tarafından kullanılmıştır. Bu münasebetle Kore halkının kalplerinde ve zihinlerinde nahoş anıları çağrıştırmaktadır.
Çin basını, “Mavi Saray’ın Laneti”[i] olarak temas ettiği haberde Mavi Saray da ikamet eden 11 Güney Kore eski cumhurbaşkanlarından 1’inini sürgüne gönderildiği; 1’inin suikaste uğradığı; 3’ünün hapis cezası aldığı ve 1’inin de intihar ettiğine vurgu yapıyor.
İlaveten 1968 yılında Mavi Saray dönemin Cumhurbaşkanı Park’a suikast düzenlemek için Kuzey Koreli infaz timlerince işgal edilmeye çalışıldı. Bu sıcak temas sırasında 26 Güney Koreli 4 Amerikalı görevli ile 30 Kuzey Koreli operasyon timi mensubu öldü.
Nihayet, 9 Mart 2022’de gerçekleşen seçimlerde muhafazakârların adayı Yoon Suk-yeol kazandı ve Güney Kore’nin 13.Cumhurbaşkanı oldu. İşte tüm bu talihsiz vakaların ardından Mavi Saray’ı terk etmek yeni Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol’e nasip oldu.
Sonuç olarak, dünyanın en önemli sanayi ve teknolojilerine ev sahipliği yapan Güney Kore, bugün ulusal siyasetinde olduğu gibi, dış politikasında da inişli ve çıkışlı bir süreç yaşamaktadır. Bu ay içerisinde (Mart 2022) yeni seçilen “muhafazakâr” Cumhurbaşkanı’nı bekleyen en önemli meselelerden birisi de; bölgesel ittifakların öneminin arttığı yeni çok kutuplu dünya düzeninde yapacağı dış politika hamleleridir. Özellikle, yakın tarihte başlarına gelen muhtelif olumsuzlukların müsebbibi olan ülkelere alternatif olarak, tarihsel köklerinin uzandığı, aynı dil grubuna (Altay) dahil olması dolayısıyla aynı aileye mensup olduğu kabul edilen ve tarih boyunca kayda değer hiçbir husumetinin bulunmadığı Türkistan devletleri (Türk Devletleri Teşkilatı) ile güçlendirilecek çok boyutlu ilişkiler kanaatimce Kore halkının “baht-ı kara maderini kurtaracak” bir dönüm noktası olma fırsatını içermektedir.
[i] https://news.cgtn.com/news/33636a4e326b7a6333566d54/share_p.html
Bu site içeriğinin telif hakları Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne ait olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak alıntılar dışında önceden izin alınmaksızın hiçbir şekilde kullanılamaz ve yeniden yayımlanamaz. Bu sitede yer alan SDE'nin kurumsal bilgileri ile SDE Akademik Personeli'nin çalışmaları dışındaki diğer görüş ve değerlendirmeler, yalnızca yazarının düşüncelerini yansıtmaktadır; SDE'nin kurumsal görüşünü temsil etmemektedir.
Güncel Yazıları
“Kan Kardeşimiz” Kore ve Dışişleri Bakanı Park Jin’in Türkiye Ziyareti
01 Ağustos 2023, Sal
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Türkiye Ziyareti
29 Temmuz 2023, Cmt
Çin Nereye?
24 Temmuz 2023, Pzt
Dünyanın Beklediği Seçim: Türkiye 2023
29 Mayıs 2023, Pzt
Kuzey & Güney Kore ve Washington Deklarasyonu
10 Mayıs 2023, Çar
Yeni Zelanda ve AUKUS
05 Nisan 2023, Çar
İkilemde Güney Kore
23 Ocak 2023, Pzt
Çin, Suudi Arabistan ve Yeni Dünya Düzeni
17 Aralık 2022, Cmt
JIANG ZEMIN: Çin’in Dönüşümünde Önemli Bir İsim
10 Aralık 2022, Cmt
Post-Pandemi Dönemi, Çin’in “Sıfır Covid Politikası” ve Doğu Türkistan ..
05 Aralık 2022, Pzt
Pelosi Ziyareti ve Tayvan Meselesi Üzerine
08 Ağustos 2022, Pzt
Shangri-La Diyaloğu’nda Ne Konuşuldu?
17 Haziran 2022, Cum
ABD Başkanı Biden’ın Kore ve Japonya Ziyareti
26 Mayıs 2022, Per
Shangri-La Diyaloğu: Asya'nın "Münih Güvenlik Konferansı"
19 Mayıs 2022, Per
2+2 = ABD + Hindistan
15 Nisan 2022, Cum