Gökberk DURMAZ
Tüm YazılarıKore, ya da resmi adıyla Kore Cumhuriyetiyle ilişkilerimiz Kore Savaşından başlayarak tesis edildi zannedilse de esasen Kore halkıyla ilişkilerimiz binlerce yıl öncesine kadim Türkistan coğrafyasına dayanmaktadır. Bu durum Kore Cumhuriyeti büyükelçisi H.E. Won Ik LEE tarafından da sıklıkla dillendirilmekte, artık ilişkilerin temeli bu kadim bağların üzerine bina edilmektedir.
Kaynak: SpecialEurasia
Günümüz uluslararası siyasetinde Güney Kore jeo-stratejik bir denklemde yer almaktadır. Komşuları Japonya, Çin, Rusya ve Kuzey Kore’nin yanı sıra üsleri marifetiyle ABD tarafından da “kuşatılmış” konumdadır. Ayrıca ulusal savunmasını da Kore Savaşı’ndan bu yana ABD ile “paylaşmaktadır”. Bu müttefiklik ilişkisi zamanla asimetrik bir hal almıştır. Öyle ki kendisine ulusal tehdit oluşturmayan komşuları dahi ABD tarafından tehditleştirilmeye, Kore de bu suni konjonktür karşısında konumlandırılmaya çalışılmaktadır. Yakın zamanda ABD tarafından yoğun siyasi ve diplomatik baskılarla Kore QUAD+’ a üye olmaya ve bu suretle Çin’e karşı açık hedef haline getirtilmeye çalışılmıştır.[i] Bu noktada Kore Cumhurbaşkanı Sn. Yoon Suk-yeol’un ABD Kongresi üyeleri aleyhine söylediği ve basına sızan sözler de mevcut tek taraflı ve yönlendirici baskılardan Kore’nin de memnun olmadığı yönündedir.[ii]
Dünya siyasetinin ekseninin Asya lehine kaydığı tam da böyle bir konjonktürde Kore Cumhuriyeti de kendisine bir süredir farklı bir yol arayışına girmiştir. Kore Dışişleri Bakanı Park-Jin’in Türkiye 28-29 Temmuz 2023 tarihli Türkiye ziyaretini de bu bağlamda okumak, orta ve uzun vadeli dünya siyasetine ışık tutacaktır.
Peki bu yol ne olabilir?
Öncelikle, mevcut ABD jandarmalığındaki neo-liberal sistemin dayattığı müesses nizamın kimin yararına kiminde zararına olduğuna bir bakalım. ABD ve Batı Avrupa için yıllardır sürekli kazandıran modern bir sömürge düzeni olarak da tanımlayabileceğimiz bu düzenin mağdurları çok geniş bir coğrafyaya yayılmış dünya nüfusunun ekseriyetidir. Afrika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Avustralya yerlilerine kadar uzanan bu geniş coğrafyada artık işler istenildiği gibi gitmemektedir. Teknolojinin gelişmesi ve bilgiye ulaşımın da kolaylaşmasıyla artık, zaten kadim üretim geleneğine sahip mağdur halkların şikâyet konusu ortaklaşmıştır. Dolayısıyla yeni çözüm arayışları elbette mağdurların lehine ve birlikteliğinden kaynaklanacak; doğal olarak da müesses sömürü nizamına da kafa tutacak bir şekilde olacaktır.
Ancak, Kore-Türkiye ilişkileri potansiyeli itibariyle bunun bile ötesindedir. Henüz Türkler Türkistan coğrafyasından Anadolu’ya göç etmeden önce başlayan kadim bir ilişkiden bahsetmemiz mümkündür. Bunun nişanesi de aynı dil ailesinden gelen, bir takım ortak dil bilgisi kurallarına da sahip Korece ve Türkçe’dir.
Kaynak: Habertürk
Bu durumun üzerine bir de Kore Savaşında sırt sırta döktüğümüz kanları düşününce Kore ve Türkiye, tıpkı Dışişleri Bakanımız Sn. Dr. Hakan Fidan’ın da ifade ettiği gibi “kan kardeşi” olma derecesine ulaşmıştır. Kore Dışişleri Bakanı Sn. Park Jin’de bu güzel söze karşılık jestini konuşmasının önemli bir bölümünü hatasız Türkçe konuşarak yapmıştır. Sayın Bakanın Türkçe bilgisi belli ki üzerine çok da fazla çalışmasına gerek duymadan yapılan bir konuşmadır. Öyle ki dünya kamuoyuna iki dilin birbirine ne denli yakın olduğunu göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Bu doğrultuda beklentimiz ve umudumuz iki kan kardeşinin ilişkilerini olabilecek en üst zirve noktasına çıkarmasıdır. Bunun önünde artık bir engel yoktur. Türk Devletleri Teşkilatı da kucaklayıcı politikalarıyla bu noktada; benzer mağduriyetlere haiz ülkelere sunduğu küresel siyasetin bir çıkış yolu ve bir nefes kaynağıdır. Özlenendir, beklenendir ve kaçınılmaz olandır.
Kaynak: ENSONHABER
28 Temmuz 2023’de Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilen, 29 Temmuz’da da mevkidaşı Dr. Hakan Fidan ile bir araya gelerek “Dinamik Türkiye – Kore İlişkiler İçin Yol Haritası” belgesinin imzalanmasıyla sonuçlanan, Kore Dışişleri Bakanı Park Jin’in Türkiye ziyaretinde dile getirilen güncel konular:
-Altay tankı başta olmak üzere, savunma sanayinde kapsamlı iş birliği,
Türkiye son yıllarda zirve yapan savunma sanayi üretimleriyle yalnızca içerideki ihtiyacın karşılanarak, askeri teknolojiler kaynaklı uluslararası asimetrik bağımlılığın azaltılmasıyla kalmamıştır. Aynı zamanda bu teknolojileri gerçek anlamda dost, kardeş ve müttefik olarak gördüğü ülkelerle paylaşarak küresel asimetrik denklemin dönüşmesi yönünde önemli adımlar atmaktadır. Bu bağlamda, ülkemizde binler kilometre uzakta olan Kore’nin de savunma sanayinde Türkiye ile el ele vermesi bu teknolojilerde ve getirdiği siyasi özgüvende önemli bir ivmelenme potansiyeli taşımaktadır. Bu noktada karşılıklı ticaret hacmi hedefi şu an için 15 milyar dolar olarak konulmuştur. İleride bu rakam daha da artacaktır.
-Enerji, ulaştırma ve turizm alanlarında iş birliğinin ilerletilmesi,
Enerji Türkiye’nin en çok önem verdiği ve mevcut ithalat listelerinde ilk sırada olan stratejik bir kalemdir. Bu noktada Türkiye Rusya, İran, Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkelerle olan petrol ve doğalgaz çeşitlendirmesiyle kalmamıştır. Aynı zamanda, Rusya, Çin ve Kore ile yenilenebilir enerji ve nükleer enerji görüşmelerini sürdürmektedir. Unutulmamalıdır ki, enerji arz güvenliği Türkiye için hayati bir öneme haizdir.
Koreli şirketler Çanakkale 1915 köprüsü gibi Türkiye’nin birçok önemli ve büyük ölçekli yatırımında etkin rol oynamaktadır. Bu bağlamda ulaştırma projelerinde iş birliği Türkiye ekonomisi ve altyapı yatırımları için önemlidir.
Turizm ise iki ülke arasında maalesef yıllardır oldukça sınırlı bir ölçekte kalmaktadır. Bayrak taşıyıcı havayolumuz THY’nin Seul’e olan haftalık sefer sayılarını arttırmak ve diğer turizm yatırımları da yine bugünkü görüşmelerin konusunu oluşturmaktadır.
-Uluslararası platformlarda iş birliğinin ilerletilmesi,
Uluslararası platformlarda iş birliği iki ülke açısından da oldukça önemlidir. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğinde destek vermesi, Kore tarafınca büyük bir mutlulukla karşılanmıştır. Son yıllarda, Türk dış politikasının temelini oluşturan anlayışlardan birini oluşturan “Dünya beşten büyüktür” yaklaşımı Kore de dahil olmak üzere pek çok ülke tarafından kabul görmüştür.
Ayrıca, uluslararası platformlardaki iş birliğinin boyutunu bununla sınırlı tutmamak gerekmektedir. Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere sorun çözmesi gereken uluslararası teşkilatlar bizatihi sorun üreten konumdaysa; Türk Devletleri Teşkilatı gibi alternatif yol arayışlarını durdurmak mümkün olmayacak, orta ve uzun vadede kazanan haklılar olacaktır. Unutulmamalıdır ki, hiçbir asimetri sürdürülebilir değildir. Esas olan hakkaniyet temelinde kurulan ilişkilerdir.
[i] https://www.sde.org.tr/gokberk-durmaz/genel/ikilemde-guney-kore-kose-yazisi-29557
[ii] https://www.sde.org.tr/gokberk-durmaz/genel/kuzey-guney-kore-ve-washington-deklarasyonu-kose-yazisi-33163
Bu site içeriğinin telif hakları Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne ait olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak alıntılar dışında önceden izin alınmaksızın hiçbir şekilde kullanılamaz ve yeniden yayımlanamaz. Bu sitede yer alan SDE'nin kurumsal bilgileri ile SDE Akademik Personeli'nin çalışmaları dışındaki diğer görüş ve değerlendirmeler, yalnızca yazarının düşüncelerini yansıtmaktadır; SDE'nin kurumsal görüşünü temsil etmemektedir.
Güncel Yazıları
“Kan Kardeşimiz” Kore ve Dışişleri Bakanı Park Jin’in Türkiye Ziyareti
01 Ağustos 2023, Sal
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Türkiye Ziyareti
29 Temmuz 2023, Cmt
Çin Nereye?
24 Temmuz 2023, Pzt
Dünyanın Beklediği Seçim: Türkiye 2023
29 Mayıs 2023, Pzt
Kuzey & Güney Kore ve Washington Deklarasyonu
10 Mayıs 2023, Çar
Yeni Zelanda ve AUKUS
05 Nisan 2023, Çar
İkilemde Güney Kore
23 Ocak 2023, Pzt
Çin, Suudi Arabistan ve Yeni Dünya Düzeni
17 Aralık 2022, Cmt
JIANG ZEMIN: Çin’in Dönüşümünde Önemli Bir İsim
10 Aralık 2022, Cmt
Post-Pandemi Dönemi, Çin’in “Sıfır Covid Politikası” ve Doğu Türkistan ..
05 Aralık 2022, Pzt
Pelosi Ziyareti ve Tayvan Meselesi Üzerine
08 Ağustos 2022, Pzt
Shangri-La Diyaloğu’nda Ne Konuşuldu?
17 Haziran 2022, Cum
ABD Başkanı Biden’ın Kore ve Japonya Ziyareti
26 Mayıs 2022, Per
Shangri-La Diyaloğu: Asya'nın "Münih Güvenlik Konferansı"
19 Mayıs 2022, Per
2+2 = ABD + Hindistan
15 Nisan 2022, Cum