Cezayir Kamuoyu Macron'un Açıklamalarına Tepki Gösterdi: Osmanlı Tarihinde Böyle Bir Şey Yok

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, ülkesinin sömürgeci geçmişini bir tarafa bırakarak, Cezayir'deki Osmanlı hakimiyetini "sömürgecilik" olarak lanse etme çabası ters tepti.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Fransa'nın Le Monde gazetesinde yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Macron, ülkesinin kanlı bir sömürge mazisine sahip olduğu Cezayir'deki resmi tarih yazımına ilişkin eleştirilerde bulundu.

Cezayir'de "askeri-siyasi bir sistemin" hüküm sürdüğünü ve ülkenin resmi tarihinin tamamıyla yeniden yazılarak "gerçeklere dayalı olmadığını ve Fransa'ya düşmanlık üzerine inşa edildiğini" savunan Macron, şu görüşleri ileri sürdü:

"Cezayir'in bir ulus olarak inşası, izlenmesi gereken bir fenomendir. Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı? Soru bu. (Cezayir'de) Daha önce sömürgeler vardı. Türkiye'nin Cezayir'de oynadığı rolü ve kurduğu hakimiyeti tamamen unutturabilmesi beni büyüledi ve tek sömürgecinin biz olduğumuzu açıklamak, bu harika. Cezayirliler buna inanıyor." diye konuştu.

Emmanuel Macron, Mağrip'te "daha çok Türkler tarafından yapılan dezenformasyon ve propaganda" ile "yeniden yazılan tarihe" karşı Arapça ve Berberice yayınlar üretmek istediklerini belirtti.

Macron'un bu açıklamaları Cezayir'de hem resmi hem de sivil kanattan tepki gördü.

Cezayir Cumhurbaşkanlığı'ndan kınama

Macron'un açıklamaları üzerine Cezayir Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Macron'un yorumları, (1830-1962 yılları arasında) Fransız sömürgeciliğine karşı yiğit direnişle kendilerini feda eden 5 milyon 630 bin şehidin anısına kabul edilemez bir hakarettir." ifadesine yer verildi.

Fransa'nın işlediği sayısız sömürge suçunun Cezayir halkına karşı yapılmış "soykırım" olduğu ve "sömürge güçlerinin suçlarını hiç kimsenin hiçbir şekilde affedemeyeceği" belirtilen açıklamada, Macron'a atfedilen açıklamaların resmi olarak yalanlanmadığına dikkati çekilerek, bu tavrın kınandığı kaydedildi.

Cezayir'in, iç işlerine müdahale edilmesinin kesinlikle reddedildiğinin vurgulandığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un, Cezayir'in Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud'u istişare için derhal ülkeye çağırdığı kaydedildi.

"Cezayir'deki Osmanlı varlığında utanılacak bir taraf yok"

Macron'un Fransa'nın Cezayir'deki sömürgeci tarihine karşı 16. Yüzyıldan 19. Yüzyılın başlarına kadar devam eden Osmanlı hakimiyetine işaret eden açıklamaları, Cezayir kamuoyu tarafından da kabul edilemez olarak değerlendirildi.

Cezayirli siyasi aktivist Hurşi Nevi, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, Cezayir'de "Fransız işgali öncesindeki Osmanlı varlığının milliyetçi bir maksat taşımadığına ve İslami bir unsur olduğuna" işaret etti.

Hurşi, paylaşımında "Cezayir'deki Osmanlı varlığında utanılacak bir taraf yok. Bilakis bu Batı sırtlanlarının hesaplarını yüzyıllar boyunca durduracak bir duvardı." ifadelerine yer verdi.

Cezayir'in önde gelen gazetecilerinden Hafız Deraci, Twitter'da yaptığı paylaşımda Fransız Cumhurbaşkanı Macron'u, "söylediklerinin ağırlığını bilmeyen bilinçsiz bir ergene" benzeterek, Cezayirlilerin "öldüren, yağmalayan ve suçlar işleyen Fransa sömürgeciliğine öfkeli olduğunu" vurguladı.

Macron'un Türkiye ve Cezayir arasında gedik açma girişimini kabul etmeyeceklerini kaydeden Deraci, "Senin Haçlı atalarına karşı durmak için Cezayirliler, Osmanlı Devleti'ni buraya çağırdı." ifadelerini kullandı.

Cezayir basını da sessiz kalmadı

Cezayir'de Arapça yayın yapan ulusal gazete Şuruk, Macron'un açıklamalarının iki ülke arasındaki "birçok zehirli dosyayla dolu ikili ilişkileri sıfır noktasına çektiğini" yazdı.

Macron'un Fransız sömürgesiyle Osmanlı varlığını karşılaştırmasını hatalı bulduğunu değerlendiren gazete, "Fransa'nın Cezayir'deki ilk 7 yılında 500 bin Cezayirliyi öldürdüğü tarih kayıtlarında geçerken Osmanlı varlığında böyle bir şeye rastlanmadığına" dikkati çekti.

Gazete, Macron'un Cezayir'deki Osmanlı tarihine ilişkin açıklamalarını okurlarına şu şekilde aktardı:

"Macron, yitip giden Fransız mirasına karşın gelişen Cezayir-Türk yakınlaşmasını durdurmak için yumuşak bir karın arıyor. Ancak bu ilişkilerin seyrini ancak Cezayirliler belirleyebilir. Bu arayış umutları boşa çıkacaktır. Cezayir kimin dost kimin düşman olduğunu iyi biliyor ve kimsenin de nasihatine ihtiyacı yok."

Cezayir'de Arapça yayın yapan Halk gazetesi, "Fransa Cumhurbaşkanı, ülkesinin uluslararası alandaki nüfuzunun gerilemesi ve Cezayir'deki ekonomik pozisyonunu yitirmesiyle, feci bir öfke ve kızgınlık yaşıyor." yorumunu yaptı.

Gazete, Cezayir'de su ve ulaşım gibi stratejik sektörlerde aktif görev alan Fransız şirketlerinin ayrılması, Cezayir'in tahıl gibi alanlarda ithalat kaynaklarını çeşitlendirmesinin Fransa Cumhurbaşkanı'nı hoşnut etmediğini ve "çılgınca" açıklamalar yapmasına yol açtığını yazdı.

"Macron'un açıklamaları karşısında şaşırmadık"

Cezayir Meclisi'nin en büyük partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi'nden yapılan yazılı açıklamada, Macron'un ifadelerinin "Cezayir'e yönelik gizli nefretini ve şüpheli tarihine karşı cehaletini yansıttığı" belirtilerek, açıklamaların büyük bir memnuniyetsizlikle karşılandığı kaydedildi.

Macron'un Cezayir'e ağır hakaret içeren ciddi suçlamalarda bulunduğu aktarılan açıklamada, "Macron'un açıklamaları Fransa'nın sömürge kompleksinden henüz kurtulmadığını ve hala geçmişinin tutsağı olduğunu teyit ediyor." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Macron'un söz konusu açıklamaları, "Fransa'da yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yürüttüğü kampanyanın bir parçası, ülkesindeki aşırı sağcı seçmene yaranmak için kendini lekeledi." şeklinde değerlendirildi.

Cezayir'deki en büyük İslami eğilimli parti Barış Toplumu Hareketi'nin yöneticilerinden Nasır Hamdaduş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Parti olarak Macron'un açıklamaları karşısında şaşırmadık, bu Fransa'nın resmi tutumu ve Cezayir'e yönelik sömürgeci bakış açısı." dedi.

Hamdaduş, "Bu açıklamalar sahte dostluk ilişkisini gün yüzüne çıkarıyor. Fransa ne dün ne de bugün değişti; yarın da değişmeyecek. Tarihin tahrif edilmesi, devletin egemenliğine açık bir saldırı ve iç işlerine müdahale anlamı taşır." şeklinde konuştu

Cezayirli siyasetçi, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika döneminde (1999-2019) askıya alınan "Fransız sömürgesini suç sayan" yasa tasarısının yeniden önünün açılması ve iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.

Cezayir Cumhurbaşkanı, Türkiye ile ilişkileri vurgulamıştı

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, herhangi bir siyasi beklenti içine girmeden ülkede yaklaşık 5 milyar dolarlık yatırım yapan Türklerle mükemmel ilişkileri olduğunu belirtmişti.

Fransız haftalık dergisi Le Point’a haziranda verdiği röportajda Tebbun, Fransa’nın Cezayir’i sömürdüğü yıllar boyunca halkın acı çektiğini, kabilelerin yok edildiğini ve köylerin toptan yakıldığını söylemişti.

Tebbun, 1945’te 45 bin kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Cezayir, (Fransa’dan) tüm suçların eksiksiz tanınmasını bekliyor." ifadesini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Tebbun, sömürgeciliğin Cezayir'e medeniyet getirdiği masalından artık vazgeçilmesi gerektiğini kaydetmişti.

Türkiye’nin Mağrib bölgesindeki varlığını Cezayir’in nasıl değerlendirdiği sorusuna, "Bizi rahatsız etmiyor." şeklinde cevap veren Cumhurbaşkanı Tebbun, iki ülke ilişkilerinin mükemmel olduğunun altını çizmişti.

Cezayir Cumhurbaşkanı, "Türkler, siyasi karşılık beklemeden Cezayir’de 5 milyar dolar yatırım yaptı. Bu ilişkiden rahatsız olanlar, onlar da gelsin ve burada yatırım yapsınlar." ifadelerini kullanmıştı.

Cezayir Yatırım ve Kalkınma Ajansı, 2018 sonunda Türkiye'nin Fransa'yı geride bırakarak Cezayir'deki en büyük yatırımcı olduğunu ve 800'den fazla Türk şirketinin farklı sektörlerde ülkede faaliyet gösterdiğini duyurmuştu.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA