Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'de yerleşik ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği basın toplantısında konuştu.
Bakan Fidan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor
“Türkiye'nin dış politika gündemi oldukça geniş. 2024'ü özel kılan şüphesiz Suriye'de yaşanan gelişme. 2011'den bu yana sabırla sürdürdüğümüz politikamızla hakkı adaleti savunduk Bugün tarihin doğru tarafında yer almanın haklı gururunu yaşıyoruz. Geldiğimiz noktada milletimize de Suriyeli kardeşlerimize de mahcup olmadık.
Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor diyebilirim. Komşumuzun yeniden imar ve kalkınma çabalarına destek olmaya başladık. Türkiye'nin dış politikasında ana eksen barış ve iş birliğidir. Komşularımızdan ve bölge ülkelerden de beklentimiz bu yönde. Önümüzdeki döneminde temennimiz Suriye'nin toprak bütünlüğünün geçiş sürecinde tamamlanmasıdır.
Irak'ın güvenlik ve istikrarını da kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz
Türkiye tüm tehditleri kaynağında yok etme kapasitesine ve kararlığına sahiptir. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Terörle mücadelede ikircikli tavır sergileyen ülkelerin de terör saldırılarından ders çıkarması gerekmektedir. DEAŞ ve PKK arasında ayrım yapmaksızın aynı kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz.
Irak'ın güvenlik ve istikrarını da kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz. Irak ile ahdi zeminimizi güçlendirdik. İkili ilişkilerimizi kurumsallaştırdık.
Filistin meselesi geçtiğimiz yıl da gündemimizde yer almaya devam etti. Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülkeyiz. 2 Mayıs'tan itibaren İsrail'le ticaretimizi tamamen durdurduk. Uluslararası Ceza Mahkemesindeki davaya dahil olduk. Girişimlerimiz sayesinde 9 ülke daha Filistin'i tanıdı. Lübnan'da sağlanan ateşkes bölgemizdeki yangını tek başına söndürmeye yeterli değildir. Gazze'de ateşkes sağlanması için çabalarımızı sürdürüyoruz. Orta Doğu'da kalıcı barış Filistin İsrail arasında iki devleti çözümden geçmektedir. Türkiye Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya devam etmektedir.
Uluslararası bir sorun haline geldi. Sadece Türkiye'nin bir sorunu değil. Küresel aktörlerle ortaklarımızla karşılayacağız ve üstesinden geleceğiz.
Bizim muhatabımız ABD'dir. ABD'nin arkasına sığınan ülkeleri muhatap almıyoruz
Türkiye-Yunanistan arasındaki olumlu ilişki miras aldığımız sorunları çözmede olumlu bir ortam sağlıyor. Yunanistan tarafında iç politik baskı var. Biz odağımızı yitirmedikçe biraz zaman kaybına yol açıyor ama kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. Olumlu mesafe alabileceğimize inanıyorum. Önemli olan lider cesaretidir. İnşallah iki ülke de seçim menziline girmeden önemli adımlar atar diye düşünüyorum.
Bir terörist örgütü hapiste tutmak için başka bir terörist örgütü desteklemek yanlış. ABD'li ortaklarımızla bir terör operasyonu gerçekleştirdiğimizde kendilerini hedef almadıkça bir sorun yaşamadık.
Avrupa'daki bazı küçük ülkelerin Amerika'nın şemsiyesi altında söz söylemeye dönük politikalarının kendilerine hiçbir katkısı yok. Amerikalılar yokken bölgeye gelebiliyorlarsa görelim.
Bizim muhatabımız ABD'dir. ABD'nin arkasına sığınan ülkeleri muhatap almıyoruz. Fransa'nın yapacağı bir şey varsa, kendi vatandaşı olan teröristleri yargılayıp kendi ülkesinde hapse atmaktır.
Sen kendi tutuklunu kabul etmeyip bunu hapiste tutan teröristi destekliyorsun. Bunun izahı yok.
İki devletli çözüme gitmeden bölgede barış kalıcı olmayacaktır. Bir an önce ateşkesin sağlanıp kanın ve gözyaşının sağlanması gerekiyor. İsrail'e zaman kazandırmak için diplomatik süreç yürütenler var.
Yeni hükümetin attığı adımlara bağlı olarak Türkiye'de ilişkileri gözden geçiriyor. Çok yeni bir süreçteyiz. Daha bir ay oldu. Oradaki varlığımızın artık farklı bir boyuta evrilmesi gerekecek. Her şey yolunda giderse.
BAE'ye geçtiğimiz günlerde yaptığımız ziyarette bölgesel konuları ele aldık. Bunlardan biri de Sudan. Bölgemizdeki diğer savaşlar gibi Sudan'daki savaş da çok sayıda can kaybına neden olmakta. Uluslararası toplum olarak Sudan'ı mercek altına almamız gerekiyor. Türkiye olarak başka coğrafyalardaki hassasiyetimizin Sudan'da gösterilmesine inanıyoruz.
Tam üyelik perspektifine destek verildi. AB tarafında maalesef biz bunu göremedik. Siyasimizi dilimizi güncelleyebilecek miyiz? Türkiye bunun mücadelesini 20 yıldır verdi. AB'de de tam tersi bir mücadele oldu. Türkiye olmasın diye. Bu siyasal denklem değişmezse mevcut ilişkileri daha ileriye götüremeyiz. 27 ülkeli AB'de Türkiye ile ilgili konuların rehin alındığını görüyoruz. Avrupa'da en büyük sorun siyasal körlük.
Türkiye'deki bakanlıklarımızın Suriye'de ne yapılacağına yönelik çalışmaları devam ediyor. Türkiye'nin çabalarıyla devam eden bir insanı yardım faaliyeti var. Kalkınmayla ilgili, elektrikle çalışmalar var. Katar'ın Ürdün'ün projeleri var. Bu bizim için artık kalıcı bir uğraşı konusu. BM'nin ABD'nin çalışmaları var. Bütün aktörlerin bu konuda koordineli çalışması sevindirici bir konu. Suriye'deki yeni yönetimin bu iş birliğine olumlu bakması fevkalade. Kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, finansal araçların gündeme alınması önemli.
Terör örgütü PKK Suriye'yi terk etmeli. Yabancı teröristlerin ülkeyi terk etmesini istiyoruz. Geri kalanların Suriye'nin yeni ortamına entegre olmasını destekliyoruz. Parçalanmış bir Suriye görmek istemiyoruz.
Karabağ işgalinin son bulması kalıcı barışın sağlanması için önemli bir aşamaydı. Bölgesel barışın kalıcı hale geterilmesi, kurumsallaştırılması gerekmektedir. Bunu daha da ileri taşımak mümkün. Sayın Aliyev'in kararlı tavrını takdir ediyoruz.