IRNA
Ayetullah Hamenei bugün kendileri ile görüşen binlerce kişiye hitaben yaptıkları konuşmada, ‘’Sözün özü budur ve bunu tüm İran halkı bisin’’ dedi.
ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanının İran ile müzakere sözlerine değinen İslam İnkılabı Rehberi, ‘’Amerikalılar müzakere konusunda da eskimiş bir oyun oynuyorlar. Birisi ön şartlı müzakere diyor, diğeri de ön şartsız müzakereden söz ediyordur’’ dedi.
Ayetullah Hamenei, Amerikalıların müzakerelerde söz verip fakat uygulamadıklarını ifade ederek, KOEP’in bunun açık örneği olduğunu söyledi.
Amerika’nın müzakere konusunun yeni bir şey olmadığını ve İslami Devrimin zaferinden bu yana (1979 yılı) yıllarca ortaya atıldığını belirten İslam İkılabı Rehberi, ‘’İran İslam Cumhuriyeti ne zaman Amerika’nın baskıları ve yaygarasının kendisine etki etmeyecek güce ulaşırsa Amerika ile müzakere edebilir. Bugün böyle bir şey yoktur, bundan dolayı İmam Humeyni Amerika ile müzakereyi yasakladı, bende yasaklıyorum’’ dedi.
Ayetullah Hamenei, İran milli parasının değerinin düşmesinin mevcut ekonomik sıkıntılardan kaynaklı olduğunu belirterek, ekonomik uzmanlar bu konunun nedeninin yabancı meseleler olmadığını ve ülke içinden kaynaklı olduğu görüşünde olduğunu belirtti.
Ayetullah Hamenei, ‘’Ambargoların bu konuya etkisi yoktur demiyoruz fakat milli paramızın değerinin düşmesindeki çoğu neden ülke içindeki yapılanlardan dolayıdır’’ dedi.
İslam İkılabı Rehberi, ‘’Eğer uygulamalar daha iyi, tedbirli, yerind ve güçlü olursa ambargoların fazla etkisi olmaz, örneğin altın ve döviz konusunda, bazı tedbirsizlikler ve dikkatsizlikler sonucu ülkenin dövizi onu su istimal edenlerin eline geçti. Bu sorun, yönetin ve icra politikaları ile ilgilidir’’ dedi.
Ayetullah Hamenei müfsitlere adaletli ve kesin karşılık verilmesi gerektiğini ifade ederek, ‘’Denetçi kurumlar güçlü ve gözleri açık şekilde meydanda olmalılar, hem Meclis, hem Yargı, hem tüm halk bu hususta kendilerini sorumlu hissedip rol ifa etmeliler. Yozlaşma yolları kapanmalı. Döviz ve altın meselesinde eğer yozlaşmaya karşı çıkılsaydı, yol kapanmış olurdu’’ dedi.
