Irak’ta gelecek yıl kurulacak seçim sandığında Ekim 2019’da başlayan sokak hareketlerinden doğacak siyasi yapılarla geleneksel siyasi partiler arasında kıyasıya siyasi rekabete dönüşeceği tahmin ediliyor.
Bu yüzden de eski Başbakan Nuri el-Maliki, Mustafa el-Kazımi’nin 6 Haziran 2021 olarak erken seçim tarihini açıklamasından dolaylı olarak rahatsızlığını dile getirdi ve seçim tarihi açıklamanın başbakanın görev ve yetkileri dahilinde olmadığını söyledi.
Tahran’a yakın diğer bir Şii lider Hadi Amiri, erken seçimi desteklediklerini ifade etse de, bunun haziran değil, nisan ayında olması gerektiği görüşünü dile getirdi.
Şii milis yapıları Asaib Ehlilhak ve Irak Hizbullahı’nın siyasi kanatları ise konuya dair henüz herhangi bir görüş açıklamadı. Ancak sokağın tepkisini alan bu grupların da, uluslararası toplum denetiminde olası şeffaf bir erken seçimde siyasi geleceklerinin tehlikeye girebileceği endişesi taşıdıkları belirtiliyor.
Asi lider Sadr, renk vermedi
Irak siyasetinin dizayn edilmesinde ve hükümetlerin kurulmasında etkin rolü olan ve geniş bir tabana sahip Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr da, yaşanan erken seçim tartışmasında henüz topa girmedi. Zaman zaman İran’a başkaldıran Şii asi liderin konuyla ilgili henüz renk vermemesi dikkatleri çekiyor.
Sünni liderlerden Meclis Başkanı olan Muhammed el-Halbusi de, Kazımi’nin hamlesine zımnen karşı çıkarak, erken seçim için meclisin kendisini feshetmesini içeren anayasanın 64’üncü maddesini adres gösterdi. Halbusi, Kazımi’nin erken seçim önerisine "daha erken seçim" ifadesiyle karşılık vererek, Başbakan'ın belirlediği tarihe bağlı kalmak istemediklerini ima etti.
Halbusi, Sünnilerin meclisteki en büyük grubu olan Ulusal Güçler Birliği Koalisyonu'nun da başkanlığını yapıyor. Genç Sünni lider, 2018 seçimleri sonrasında mecliste İran güdümlü Maliki ve Amiri gibi radikal Şii liderlerin kurduğu Bina Koalisyonu'nun içerisinde yer almıştı.
Kürtler sessiz
Irak Meclisi’nde 50’nin üzerinde sandalyesi bulunan Kürt siyasi partileri de erken seçime karşı tavırlarını henüz belirtmedi.
Meclisin iki büyük partisi Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) özellikle bu konudaki sessizliği dikkatlerden kaçmıyor. Bağdat’ta Mecliste bulunan tüm Kürt partilerin erken seçime karşı ortak bir tavır içerisinde mi hareket edeceği yoksa farklı tutumlar sergileyeceği merak konusu.
Erken seçimin diğer bir tartışma konusu da, meclis tarafından tamamlanan ve bağımsız adayların önünü açan yeni seçim yasasının onaylaması için Cumhurbaşkanı Berhem Salih’e henüz gönderilmemesi. Bunun, gelecek seçimde olumsuz etkileneceğini düşünen siyasi partiler tarafından gönderilmek istenmediği ileri sürülüyor. Kazımi ise, erken seçim tarihini açıklarken meclise söz konusu yasayı onaylaması için cumhurbaşkanına göndermesi için çağrı yapmıştı.
"Kazımi, ‘yumuşak devrim’ yaptı"
Irak Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şammari, erken seçim ekseninde yaşanan tartışmaları ve bu seçimin ülkedeki siyasi haritayı değiştirme ihtimaliyle sokak hareketlerinin gelecek siyaset denkleminde yer alabilme gücünü AA muhabirine değerlendirdi.
"Mustafa Kazımi hükümeti zaten bir erken seçim hükümetidir." sözleriyle değerlendirmesine başlayan Şammari, "Kazımi’nin bu adımı. siyasi partileri göstericilerin en başat talepleri arasında yer alan erken seçime zorlayacak ve bunun için baskı oluşturacak. Kazımi aynı zamanda bazı siyasi grupların erken seçime karşı oluşturabileceği engelleri peşinen aşmak ve buna izin vermemek için seçim tarihini açıkladı. Çünkü Kazımi, bazı siyasi çevrelerin erken seçim istemediğini anladı." dedi.
Şammari, Irak Başbakanı'nın erken seçim tarihini açıklamasıyla sokaktaki kredisini artırdığını ifade ederek, Kazımi’nin aynı zamanda ülkeyi yolsuzluk ve hizmet yetersizliği nedeniyle yaşanmaz hale getiren siyasi partileri de zor bir imtihanla karşı karşıya bırakmak istediğini söyledi.
Eski Başbakan Maliki ile Hadi Amiri ve Meclis Başkanı Halbusi’nin erken seçime karşı gösterdiği tavırları da değerlendiren Şammari, şunları kaydetti:
"Bu liderler, Kazımi’nin erken seçim tarihi açıklamasını ‘yumuşak devrim’ olarak algıladı ve kendilerini seçmen karşısında zor durumda bırakmak istediğini düşündü. O yüzden tutarsız açıklamalarda bulundular. Söz konusu siyasi liderler, elde ettikleri nüfuz ve ayrıcalıklarının bir kısmını kaybetme endişesi içerisindeler."
"Kemik oya sahip Kürt partiler için seçim takviminin önemi yok"
Şammari, Kürt grupların açıklanan seçim takvimiyle ilgili görüş belirtmemesine ilişkin soruya da, "Kürt partilerinin ise, seçim takvimiyle ilgili hiçbir sorunu olmaz çünkü kemik oyları var ve herhalükarda adaylarını meclise gönderirler. Kürt grupları için önemli olan seçim sonrası oluşacak siyasi harita ve dengede yer alabilmek." yanıtı verdi.
Erken seçim siyasi haritayı değiştirecek mi?
Şammari, erken seçimin 2003’ten beri süren siyasi haritaya etkisini de değerlendirerek, şöyle devam etti:
"Erken seçim var olan siyasi haritayı kökten değiştirmeyecek ama bazı siyasi grupların (İran’a yakın Şii partiler) nüfuzunda kırılmaya neden olacak. Ne var ki; bu gruplar gölge oluşum ve şahsiyetlerle siyasi hayatını sürdürmeyi deneyecek. Bunlar, yine silah zoruyla ayrıcalık peşinde olacaklar ancak uyanan seçmen sandıktaki seçimini daha bilinçli şekilde yapabilecek. Halk gösterilerinin de erken seçimde etkisi büyük olacak ve kendini dizayn ederek siyasi projesini geliştirecek. Böylece geleneksel siyasi güçler ilk defa karşılarında sokak hareketlerinin oluşturduğu ve oluşturacağı alternatif siyasi proje ve yapılarla karşılaşacak. Erken seçim aynı zamanda İran yanlısı siyasi tarafların hatalarını teşhis edecek. Muhalif çevrelerle gösterilerden çıkacak siyasi yapıların önünü açabilecek. Bu gruplar, İran’ın nüfuzunu kırmak ve ülkeyi çatışma sahası olmaktan çıkarmayı istiyor."
Göstericiler erken seçimle ilgili ne düşünüyor?
Bağdat’ta Ekim 2019'da başlayan gösterilere önderlik edenlerden Ali Mümtaz ise, erken seçim ihtimalinin düşük olduğunu ifade ederek, seçimi ancak öne sürdüğü şu şartlarda kabul edeceklerini kaydetti:
"Irak’ta geçici değil, güçlü ve devamlılığı olan bir iktidar için gereken seçim zemini hazırlanmalı. 2003 sonrası yapılan yolsuzluklarda sorumlu olan tüm partilerle iktidarı paylaşmamak. Halkı mezhepçi ve farklı tabakalara göre sınıflandırmayı bırakıp, kapsayıcı bir ulusal kimlik inşa etmek. Ekim devriminin bölgesel ve uluslararası çatışma alanına çekilmemesi ve ABD’nin desteğiyle hareket eden yapı algısının kırılması lazım."
Sokak hareketlerinin gelecekteki siyasi ittifaka bakışı
Gösterilere karşı ılımlı yaklaşım benimseyen Şii siyasi ve dini liderlerden Ammar el-Hekim ve eski Başbakan Haydar el-İbadi’nin oluşturduğu siyasi gruplarla olası siyasi ittifak zemininde buluşulmasında sakınca görülmeyeceğini de aktaran Mümtaz, "Geleneksel siyasi grupların dışına çıkan ülke siyasetinde deneyimli siyasi akım ve hareketlerle de seçim sonrası ittifak düşünülebilir. Ancak temennimiz, siyasi haritanın kitlesel halk gösterilerinin rahminden doğacak tarafların resmetmesi olacak." ifadelerini kullandı.
Ulusal Hikmet Akımı lideri olan Hekim, mecliste diğer bazı gruplardan vekilleri de yanına alarak "Iraklılar" adı altında koalisyon kurmuştu. İran’a eskisi kadar bağlı olmayan Hekim’in bu adımı, mecliste siyasi oluşumu bulunmayan Başbakan Kazımi için siyasi destek ifade ettiği yorumları yapılıyor. Kazımi’ye siyasi destek anlamında İbadi’nin de aynı yerde durduğu biliniyor.