ABD Başkanı Donald Trump'ın geçtiğimiz salı günü İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Gazze Şeridi'nin ABD tarafından devralınacağı açıklaması dünya gündeminde. Başta Arap ülkeleri olmak üzere Rusya, Kanada, Çin gibi ülkeler planın kabul edilemez olduğunu belirtti.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM, Gazze için herhangi bir planlarının olmadığını duyururken açıklamaya dünyadan tepkiler yağdı. İsrail merkezli Haaretz ve ABD merkezli New York Times görüşmenin perde arkasına ilişkin çarpıcı analizler yayınladı. Haaretz'in analizine göre Trump, Bibi'yi tuzağa çekiyor. Peki ama nasıl?
Trump'ın daveti üzerine Washington'a giden Netanyahu, gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından basın açıklamasında bulundular. İkilinin masasında Gazze'de ateşkesin devamı ve İran'ın sahip olduğu öne sürülen nükleer programları engelleme girişimleri görüşüldüğü tahmin edilirken, Trump'tan gündemde bomba etkisi yaratacak açıklamalar geldi.
Filistinlileri Gazze ve Mısır'a skandal tehcir etme planını yineleyen Trump, "Gazze, onlarca yıldır sadece ölüm gördü. Gazze halkı, başka bir seçenek bulamadığı için orada yaşıyor. Gazze'de artık fazla hedef kalmadı. Gazze halkının bölgeden ayrılmaktan başka seçeneği yok." dedi.
Beyaz Saray çalışanları şaşkın
Gazzelileri sürgün planının ardından ABD'nin Gazze Şeridi'ni devralacağını öne sürdü. ABD merkezli Wall Street Journal gazetesinin aktardığına göre Trump'ın çıkışı birçok Beyaz Saray yetkilisi dahil olmak üzere tüm dünyayı şoke etti.
Trump Neyi Hedefledi?
Peki Trump'ın Gazze Şeridi'ni imara açmak ve ABD'nin devralmasını sağlamak açıklamalarıyla neyi hedefledi? İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz'de yayınlanan analize göre Trump'ın açıklamaları Bibi'nin tuzağa çekilmesinden başka bir şey değil.
Haaretz'de "Uygulanamaz, Anlaşılmaz, Yasadışı: Trump, ABD'nin Gazze'yi Ele Geçirme Planıyla Netanyahu'yu Tuzağa Düşürüyor ve Kaos Ekiyor" başlığıyla yayınlanan analizde, "Trump'ın 2 milyon Filistinlinin taşınmasını içeren Gazze Şeridi planı mantıklı veya uygulanabilir değil. İster emperyalist bir öfke nöbeti olsun, ister gerçek bir 'alışılmışın dışında' girişim olsun, bunu onaylamanın, çürütmenin veya incelemenin gerçekten bir yolu yok." ifadeleri yer aldı.
"Peki Trump ne istiyor?" sorusuna yanıt olarak analizde "Dikkat dağıtma. Yarattığı kaos ve sürekli dikkat dağıtmada başarılı oluyor. Kanada ve Meksika'ya %25 gümrük vergisi koymadı mı ve sonra da zaten yaptıkları şeyleri yapacaklarına söz verdikleri için onlara 30 günlük bir uzatma vermedi mi?" cevabı verildi.
Anlaşmanın Devamlılığı İçin Mi Söylendi?
Analizde ABD'nin "Gazze'yi ele geçirene" kadar, ateşkes ve rehine serbest bırakma anlaşmasının ikinci aşaması devam etmesi gerektiğine dikkat çekildi ve şöyle denildi:
"Aksi takdirde Amerikalılar Gazze'yi nasıl ele geçirecek?"
ABD'nin İran'a yeni bir nükleer anlaşmaya girmesi için "maksimum baskı" uyguladığı bilgisi paylaşılan analizde, bu durum şimdilik İran'la bir savaşa girilmeyeceği şeklinde yorumlandı.
Lojistik, Politik, Finansal, Bölgesel...: İmkansızlar Silsilesi
Ardından "Suudi-İsrail normalleşme" sürecine değinildi. Haaretz'e göre Trump iktidara döndükten sonra, başlangıçta her şey Kanada'yı ilhak etmek ve onu 51. eyalet yapmakla ilgiliydi . Sonra Meksika Körfezi'nin adının Amerika Körfezi olarak değiştirilmesi geldi. Sonra Grönland'ı Danimarka'dan satın alma cüretkar teklifi geldi - ve şimdi Amerika Birleşik Devletleri Gazze'yi ele geçirip onu bir Riviera'ya dönüştürmek istiyor.
Haaretz, Trump'ın bu beklenmedik çıkışlarında hukuki konulara hiçbir atıfta bulunmadığını hatırlattı ve şöyle devam etti:
"Amerika Birleşik Devletleri Gazze'yi hangi güç ve yetkiyle ele geçirebilir? Lojistik: Çoğu ayrılmak istemeyen 2 milyon insanı nasıl yeniden yerleştirirsiniz? Politik: Bu süreci kim yönetecek? Finansal: Bu muazzam girişimi kim finanse edecek? Bölgesel: Çoğu Arap ülkesi bu fikri şiddetle reddetti."
"Sadece Birkaç Hafta Bekleyin"
Alon Pinkas'ın imzasını taşıyan analiz, Trump'ın fikrinin onaylamanın, çürütmenin veya uygulanabilirliğini incelemenin bir yolu olmadığı savunuldu. Pinkas, birkaç hafta her şeyin değişebileceğine şu sözlerle işaret etti:
"O halde sonuç şu: Mantık, tutarlılık veya kalıplar bulmaya çalışmayın. Sadece birkaç hafta bekleyin. Her şey değişebilir."
Pınkas: Netanyahu'nun İşi Bitti: Önünde İki Seçenek Var
İsrailli diplomat yazar Pinkas, analizinde "Netanyahu'nun işi bitti." dedi.
Trump'ın Beyaz Saray "şovunda" Bibi'nin bir destekten başka bir şey olmadığını belirtirken "Trump Gazze, İran ve diğer her şeyde oyun alanını altüst etti. Sürdürülebilir olmayabilir, ancak bugün itibariyle Netanyahu Trump'ın kurallarına göre oynamak zorunda." açıklamasında bulundu.
Pinkas'a göre Netanyahu Washington'a gitmeden önce ve Trump ile görüşmesinden sonra, kendisine bir yol ayrımı, ikili bir seçim sunuldu: rehineleri terk et, golsüz bir savaşı sürdür ve hükümetini yakın zaman diliminde kurtar. Ya da imzaladığı ateşkes anlaşmasına uy, ikinci aşamaya geç ve iktidar koalisyonunu kaybetme riskini al.
Peki Netanyahu Ne Elde Etti?
Analizde Netanyahu'nun ülkesine dönünce Trump'ın planlarına dahil olduğuna dair bir serap pazarlamaya çalışacağı ifade edildi.
Pinkas'a göre bu durum İsrail-Filistin ilişkilerinin geleceğini değiştirmeyecek. Pinkas öngörülerine şöyle devam etti:
"Şimdi Batı Şeria'yı ilhak edebilir mi? Edemez. Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilere istikrar ve öngörülebilirlik katar mı? Katmaz."
"Peki Netanyahu Washington gezisinden ne elde etti?" sorusuna Pinkas, "Koalisyonu için birkaç günlük erteleme, bu esnada Trump'ın İsrail'in savaşa devam etmesine izin vereceğini kanıtladığına onları ikna edebilir. Peki Trump bunu yaptı mı? Hayır." yanıtını vererek analizini sonlandırdı.
CENTCOM'un Öyle Bir Planı Yok
Diğer taraftan ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM), Başkan Donald Trump'ın Gazze'yi "devralma" niyetinin ardından bölgeye girme planları yapmadığı bildirildi.
Wall Street Journal'ın ABD savunma yetkililerine dayandırdığı haberine göre, ABD Genelkurmay Başkanlığına böyle bir planın hazırlanması için resmi bir talep gelmedi.
Savunma yetkilileri, bu fikri ilk olarak Trump'ın salı günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile yaptığı basın toplantısı sırasında öğrendiklerine işaret ederek, "Kimse ne olduğunu bilmiyor." dedi.
NYT: Hükümetin Üst Düzey Yetkilileri Şaşkınlığa Uğradı
ABD'nin önde gelen gazeterlinde New York Times'ın (NYT) aktardığına göre Başkan Trump Salı günü ABD'nin Gazze'ye sahip çıkması yönündeki teklifini açıkladığında, kendi Beyaz Saray'ındaki ve hükümetindeki üst düzey yetkilileri bile şok etti.
Tartışmalar hakkında bilgi sahibi olan ve kamuoyuna konuşma yetkisi olmayan dört kişiye göre, duyurusu resmi ve iyi düşünülmüş görünse de (planı bir kağıt parçasından okudu), yönetimi fikrin uygulanabilirliğini incelemek için Trump en temel planlamayı bile yapmamıştı.
Sadece Amerikalılar telaş içinde değildi; duyuru, Bay Trump'ın İsrailli ziyaretçileri için de aynı derecede sürpriz oldu.
Hiçbir Plan Yoktu
NYT'nin aktardığına göre ABD hükümetinin içinde, normalde herhangi bir ciddi dış politika önerisi için, hele ki böylesi büyüklükte bir öneri için olacağı gibi, Dışişleri Bakanlığı veya Pentagon ile hiçbir toplantı yapılmamıştı. Hiçbir çalışma grubu yoktu. Savunma Bakanlığı, gereken asker sayısı, maliyet tahminleri veya nasıl çalışabileceğine dair bir taslak bile üretmemişti.
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Yumuşatmaya Çalıştı: Asker Gönderme Söz Vermedi
Trump, Filistinlilerin yeniden yerleştirildikten sonra Gazze'ye neden geri dönmek istediklerini sorgularken ve bölgenin turistler için bir cennet olabileceğini öne sürerken, Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın sadece Ürdün ve Mısır'ın Filistinlileri "geçici olarak" kabul etmesini istediğini savundu.
Ayrıca, Trump'ın "Gerekeni yapacağız. Ve eğer gerekirse, bunu yapacağız." demesine rağmen, başkanın sahaya asker gönderme sözü vermediğini söyledi.
Kısa Sürede Anlaşıldı: Gerçek Bir Ayrıntı Yok
NYT'ye göre Leavitt'in sunumu cevaplardan çok soru bıraktı, örneğin: Bu plan nasıl işleyecek? Hamas'ı ve moloz dağlarını temizlemek ve patlamamış tüm mühimmatı etkisiz hale getirmek için kaç ABD askeri gerekecek? Las Vegas büyüklüğünde bir yıkım alanını yeniden inşa etmenin maliyeti ne olacak? Filistin topraklarına el koymak uluslararası hukuka göre nasıl haklı gösterilecek? Ve iki milyon Filistinliye ne olacak?
Duyurudan sonraki saatlerde, üst düzey yönetim yetkilileri kayda değer ölçüde özlü yanıtlar vermekten uzaktı. Kaçamak cevaplarının nedeni kısa sürede anlaşıldı: Gerçek bir ayrıntı yoktu.
Trump'a yakın iki kişi NYT'ye verdiği demeçte bunun sadece onun fikri olduğunu iddia etti; biri Salı gününe kadar ABD birliklerinin dahil olmasından hiç bahsetmediğini söyledi.
"Hala Anlamaya Çalışıyoruz"
Hassas görüşmeleri anlatmak için isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuşan birkaç üst düzey yetkili, The New York Times'a, fikrin nasıl ortaya çıktığını hâlâ anlamaya çalıştıklarını ve bunun Trump için bile fantastik olduğunu düşündüklerini söyledi.
NYT'ye göre Trump ikinci başkanlık döneminde emperyalist dürtülerini sergiledi. ABD'nin Grönland'ı satın almasını istediğini söyledi ve orada bir ABD üssü olmasına rağmen askeri gücü dışlamayı reddetti. Panama Kanalı'nı geri almak istediğini ve Kanada'nın Amerika'nın 51. devleti olması gerektiğini belirtti. ABD'nin Ukraynalıların kendilerini Ruslara karşı savunmalarına yardımcı olmak için Amerika'nın gönderdiği tüm askeri yardımların geri ödemesi olarak Ukrayna'nın doğal kaynaklarına hak kazanması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Shapıro: Süreç İçerisinde Uygulanamaz Olduğunu Anlayacaktır
NYT'ye göre Trump dış politikayı bir emlak anlaşması olarak görüyor.
Trump'ın birkaç danışmanı, Gazze'nin mülkiyeti fikrinin, Trump için uygulanabilir olmadığı netleştikçe sessizce ortadan kalkmasını beklediklerini söyledi. Bu, Çarşamba öğleden sonra itibariyle gerçekleşiyor gibi görünüyor.
New York Times'a konuşan ABD'nin eski İsrail Büyükelçisi Daniel B. Shapiro, "Trump'ın Gazze planı ciddi bir plan değil. Trump, süreç içerisinde bu planın uygulanabilir olmadığını anlayacaktır. Tehlike, İsrail hükümeti içindeki aşırılık yanlılarının ve çeşitli çizgilerdeki Gazzelilerin (Hamas) bunu tam anlamıyla ve ciddiye alıp buna göre hareket etmeye başlamalarıdır. Bu, rehinelerin daha fazla serbest bırakılmasını tehlikeye atabilir, ABD personelinin sırtına bir hedef koyabilir ve Suudi-İsrail normalleşme anlaşmasının umutlarını zayıflatabilir." dedi.
Diğer İçerikler