MİT Başkanı İbrahim Kalın, MSC 2025'te Türkiye'nin görüşlerini ve tecrübelerini aktardı. Konferansta, çok kutuplu dünya düzeni, bölgesel ittifaklar ve Türkiye'nin proaktif istihbarat diplomasisi vurgulandı.
Gazze'deki ateşkesin kırılgan olduğunu belirten Kalın, İsrail'in saldırılarının durdurulması ve insani yardımların engelsiz ulaşması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Suriye'deki geçiş sürecinin önemine değinerek, terör örgütlerinin bölgedeki varlığına izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.
Kalın, Rusya-Ukrayna savaşının müzakerelerle çözülmesinin küresel ekonomi için kritik olduğunu belirtti. Türk istihbaratının terörle mücadele, yasa dışı göç ve siber güvenlik alanlarında çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 61. Münih Güvenlik Konferansı'nda açıklamalarda bulundu. Fidan, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi egemenliğinin sağlanmasını istiyoruz. Kapsayıcı bir yönetim görmek istiyoruz. Bugün, korumak için orada (Suriye) olduğumuz tüm insanlar, Allah'a şükür ki, ülkeyi hep birlikte yönetiyorlar. Umarım onları parlak bir gelecek bekliyordur." diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 61. Münih Güvenlik Konferansı'nda, Suriye'deki geçiş süreciyle ilgili konuştu. Fidan, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından bölge ülkeleriyle bir araya gelerek, yeni yönetimden beklentilerini görüştüklerini belirtti. Suriye'deki istikrarsızlığın 10 yıldan fazla süredir devam ettiğini ve artık bu sorunu çözme fırsatının doğduğunu ifade etti.
Bölge ülkelerinin ortak beklentilerini sıralayarak, komşu ülkelere yönelik tehditlerin istenmediğini, terörizmin gelişmesinin engellenmesi gerektiğini, azınlıkların kötü muamele görmemesi gerektiğini ve Suriye'nin toprak bütünlüğü ile siyasi egemenliğinin korunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kapsayıcı bir yönetim beklentisini dile getirdi.
Fidan, Suriye'deki yeni yönetimin uluslararası ve bölgesel toplumun taleplerine iyi yanıt verdiğini dile getirerek mevkidaşlarından ve diğer yetkililerden Suriye yönetimine ilişkin büyük şikayetler almadığını, bu kişilerin Suriye'nin aşması gereken zorlukların farkında olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de istikrarı sağlamak için silahlı grupların birleştirilmesinin önemli bir konu olduğunu belirtti. Suriye yönetiminin bu konuda doğru adımlar attığını ifade eden Fidan, her ülkede yalnızca bir yasal silahlı kuvvet olması gerektiğini vurguladı.
Silahlı grupları tolere edemeyeceklerini ve bunun bölgeye kaos getirdiğini belirterek, düzenin sağlanabilmesi için tüm silahlı grupların tek bir milli ordu altında birleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki sürecin devam ettiğini ve her adımın dikkatle hesaplandığını belirtti. Suriye ile ilgili önceliklerinin, ülkenin yeniden yapılanmasına nasıl yardımcı olabilecekleri, ekonomiyi eski haline getirebilecekleri ve devlet kurumlarını yeniden inşa edebilecekleri olduğunu ifade etti.
Ayrıca, muhaliflerin kontrolündeki nüfusu korumak için askeri açıdan adımlar atıldığını hatırlatarak, bu adımların Astana sürecinin bir sonucu olduğunu söyledi.
Fidan, o dönemde yaklaşık 5 milyon kişiyi korumak için harekete geçtiklerini ve şu an bu insanların ülkeyi birlikte yönettiklerini belirterek, parlak bir gelecek umudu taşıdıklarını dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki terör örgütleriyle mücadelede Türkiye'nin desteğinin beklendiğini vurguladı. PKK/YPG'nin Suriye ve bölge için DEAŞ gibi büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Suriye'nin kuzeyinde uluslararası teröristlerin toplandığını ve DEAŞ'a karşı savaşma bahanesiyle gizlendiklerini söyledi.
Ayrıca, DEAŞ mahkumlarının ABD ordusu tarafından "hapishane hizmeti" olarak tutulduğunu ifade etti. Fidan, bu durumun ülke kaynaklarını ele geçiren DEAŞ'ın ülkenin üçte birini işgal etmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti. ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle de bu konuda görüşmeler yapıldığını, umutla bir anlaşmaya varılmasını beklediklerini belirtti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin bölgedeki 14 yıllık desteğinin, Suriye'nin egemenliği üzerinde söz sahibi olacağı anlamına gelmediğini belirtti. Bölgedeki tahakküm kültüründen kaçınmak istediklerini vurgulayan Fidan, bölgede kimsenin hakimiyet kurması değil, işbirliği, saygı, dayanışma ve egemenliğe bağlılık kültürünün yerleşmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin bölgedeki tavrının, yaşananlardan önemli dersler çıkararak şekillendiğini belirten Fidan, Suriye'nin geleceği konusunda iyimser olduğunu düşündüğünü söyledi.
Diğer İçerikler