Kolombiya Devlet Başkanı Petro, Trump’ın Tehdidine Mektupla Meydan Okudu

Beyaz Saray, yaptığı açıklamada, Kolombiya'nın göçmenlerin dönmesini kabul ettiğini açıkladı.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Trump, sosyal medya platformu Truth Social'da, Kolombiya'nın "çok sayıda yasa dışı ve suçlu göçmenin yer aldığı iki uçağı kabul etmediğini" belirterek bu durumun ülkesinin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini ifade etmişti.

Kolombiya'ya yönelik,

-ABD'ye gelen tüm mallara acil olarak yüzde 25 gümrük vergisi

-Kolombiya hükümeti yetkilileri, bütün müttefikleri ve destekçilerine seyahat yasağı ve vizelerinin iptali

-Kolombiya hükümetinin bütün parti yetkilileri, aile üyeleri ve destekçilerine vize yaptırımı kararı almıştı.
Beyaz Saray, Pazar günü yaptığı açıklamada, Kolombiya'nın göçmenlerin dönmesini kabul ettiğini ve Washington'ın bu yaptırımları uygulamayacağını açıkladı.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, ABD'den gelen uçakları geri çevirdiklerini belirterek, ABD'yi eleştirmiş ve sınır dışıların insani koşullarda gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirmişti.

Petro, göçmenlerin suçlu muamelesi görmemesi, sivil uçaklarda insan onuruna yaraşır bir şekilde geri dönüşlerinin gerçekleşmesi gerektiğini aktarmıştı.

Kolombiya Devlet Başkanı Petro, yayınladığı mektupla Trump’a meydan okudu

Öte yandan Kolombiya Devlet Başkanı Petro, X sosyal medya platformu üzerinden yayınladığı mektupla Trump’a meydan okudu: " ABD'ye seyahat etmekten özellikle hoşlanmıyorum; biraz sıkıcı buluyorum. Yine de takdire şayan yönleri olduğunu kabul etmeliyim. Washington'da siyahilerin yaşadığı mahallelere gitmeyi seviyorum.

Orada, bir keresinde siyah ve Latin toplulukları arasında barikatlar ve yoğun bir çatışma gördüm. Bana hem saçma hem de yürek parçalayıcı geldi. Saçmalık, çünkü bölünmeleri değil birleşmeleri gerekir.

Walt Whitman'ı, Paul Simon'ı, Noam Chomsky'yi ve Arthur Miller'ı sevdiğimi itiraf ediyorum.

Ayrıca mücadeleleri ve fedakarlıkları benim köklerimi yansıtan Sacco ve Vanzetti'nin ABD tarihinde özel bir yere sahip olduğunu itiraf ediyorum. (Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti, siyasi inançlarına ve göçmen statülerine karşı önyargılarla lekelenmiş bir davadan sonra 1927'de idam edilen İtalyan göçmen anarşistlerdi. İşçi haklarının ve adaletsizliğe karşı direnişin küresel sembolleri haline geldiler.)

Onların mirasını derin bir dayanışma duygusuyla takip ediyorum. Onlar, yalnızca ABD'de değil; aynı zamanda ülkemde de var olan faşistler tarafından elektrikli sandalyede işçi liderleri olarak katledildiler.

Petrol politikalarını beğenmiyorum Trump. Açgözlülüğün insanlığı yok edecek. Belki bir gün, bir bardak viski eşliğinde -ki gastritim olmasına rağmen kabul edeceğim- bunu açıkça konuşabiliriz. Ama bu zor çünkü beni aşağı bir ırkın parçası olarak görüyorsun ve ben değilim, hiçbir Kolombiyalı da değil.

İnatçı birini arıyorsanız, o benim. Nokta. Ekonomik gücünüz ve kibrinizle, Allende'ye yaptığınız gibi bir darbe yapmayı deneyebilirsiniz. (Şili'nin demokratik olarak seçilmiş başkanı Salvador Allende, 1973'te Başkan Nixon yönetiminde ABD destekli bir askeri darbeyle devrildi. Allende'nin darbe sırasında ölmesi, Amerikan müdahaleciliğinin trajik bir sembolü olmaya devam ediyor.)

Ben prensiplerimle yaşıyorum. İşkenceden sağ kurtuldum ve sizden de sağ kurtulacağım. Kolombiya'nın yakınlarında köle tüccarları istemiyorum. Zamanında çok sayıda köle tüccarı buralara geldi ve kendimizi kurtardık.

Kolombiya'nın yakınında istediğim şey özgürlük severlerdir. Bana katılamazsanız, başka yere yönelirim. Kolombiya dünyanın kalbidir ve siz bunu anlamada başarısız oldunuz.

Sarı kelebeklerin (Gabriel García Márquez'in Yüzyıllık Yalnızlık romanında büyü ve dönüşümün simgesi) ülkesi burası; Güzel Remedios'un (aynı romanda saflığı ve aşkınlığı temsil eden bir karakter) ülkesi ama aynı zamanda Aureliano Buendía albaylarının (direnci, adaleti ve özgürlük için yılmaz mücadeleyi simgeleyen devrimciler) ülkesi burası.

Ben onların mirasını taşıyorum; belki de geriye kalan son ses olarak.

Beni öldürebilirsiniz, ama ben sizinkinden çok önce bu Amerika kıtasında var olan halkımda yaşamaya devam edeceğim. Biz And Dağları'nın rüzgarları, Karayip Denizi'nin ihtişamı ve özgürlüğe olan yılmaz bir aşk tarafından şekillendirilmiş halklarız.

Özgürlüğümüzü beğenmiyor musunuz? Tamam. Beyaz köle tüccarlarıyla el sıkışmam ama mezarlarında ağladığım ve savaş alanında dua ettiğim ABD'nin siyah ve beyaz çiftçilerle el sıkışırım.

Toskana dağlarında yürüyerek ve COVID'den sağ kurtulduktan sonra oraya vardım. Onlar gerçek ABD'yi temsil ediyor ve ben onların önünde diz çöküyorum; başka hiç kimsenin önünde değil.

Sayın Başkan, beni devirin, Amerika ve insanlık buna cevap verecektir.

Kolombiya artık kuzeye bakmıyor. Dünyaya bakıyor. Kanımız Kordoba Halifeliği'nden (İspanya'da bilim, felsefe ve kültürdeki ilerlemeleriyle bilinen bir ortaçağ İslam devleti); Akdeniz'in Roma Latinlerinden (hukuk ve yönetimi ilerleten); ve Yunanlılardan (Atina'da demokrasi ve felsefenin temellerini atan) geliyor.

Bu miraslar bize kültürümüzün insanlığın en büyük entelektüel ve politik başarılarına bağlı olduğunu hatırlatıyor. Ve kanımız da sizin köleleştirdiğiniz dirençli siyahi halklardan geliyor.

Kolombiya, Amerika'daki ilk özgür bölgeye ev sahipliği yapmaktadır (Amerika'daki ilk özgür Afrika topluluğu olan Palenque de San Basilio, Afrika kültürel geleneklerini ve bağımsızlığını korumasıyla ünlüdür). Orada yankılanan Afrika şarkılarında huzur buluyorum.

Ülkemin kuyumculuk gelenekleri Mısır firavunlarının zamanına kadar uzanıyor ve Chiribiquete'de korunan sanatı, insanlığın en eski ve en derin yaratıcı ifadelerinden geliyor. (Chiribiquete, antik kaya sanatı ve kültürel önemiyle bilinen bir UNESCO Dünya Mirası alanıdır.)

Bize asla hükmedemeyeceksin. Sana karşı duran, bir zamanlar bu topraklarda at sırtında dolaşan ve özgürlük için haykıran savaşçının ruhudur; adı Bolívar'dır ve mirası Kolombiya'nın her köşesinde varlığını sürdürmektedir. (Kurtarıcı Simon Bolívar, Kolombiya da dahil olmak üzere Güney Amerika'nın çoğunu İspanya'dan bağımsızlığa götürdü ve birleşik bir Latin Amerika hayal etti.)

Halklarımız korkak, zaman zaman ürkek, nazik ve masum olabilir, ancak nasıl savaşılacağını biliyoruz. Şiddetli müdahale ve ihanetle elimizden alınan Panama Kanalı'nı geri alacağız. Latin Amerika'nın dört bir yanından iki yüz kahraman, Panama'daki Bocas del Toro'da (Panama, 1903'te ABD desteğiyle ilhak edildi) yatıyor ve onları siz öldürdünüz.

Bir bayrak kaldırıyorum ve Gaitán'ın (Jorge Eliécer Gaitán'ın (1948'de suikasta uğrayan Kolombiyalı siyasi lider) dediği gibi, tek başıma kalsam bile bu bayrak dalgalanmaya devam edecek.

Latin Amerika'nın onurunu taşıyor; büyük büyükbabanızın bilmediği ama benim bildiğim tüm Amerika kıtalarının onurunu.

Ablukanız beni korkutmuyor. Kolombiya, olağanüstü güzellikteki bir ülke olmanın ötesinde, dünyanın kalbidir. Güzelliğe benim kadar değer verdiğinizi biliyorum; bu yüzden ona saygı gösterin ve karşılığında o da size tatlılığını ve gücünü gösterecektir. Eşitler olarak buluşalım ya da kendi yolumuza gidelim.

Biz özgürlük, hayat ve insanlık işçileriyiz.

Bana, emeğimizin ürünlerinin ABD'ye girmesine %50 gümrük vergisi koyduğunuz söylendi. Ben de aynısını yapacağım.”

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA