Korkunç Senaryo; Ege'de "Kötülüğün Zamanı" Mı?

Yunanistan'ın Türkiye'ye 170 kilometre uzaktaki adası Santorini, günlerdir depremlerle sarsılıyor. Adanın Güney Ege Volkanik Yayı üzerinde bulunması akıllara depremlerin yanardağ aktivitesi kaynaklı olabileceği ihtimalini getiriyor.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Bir haftada irili ufaklı yüzlerce deprem oldu. Bölge sarsılmaya devam ediyor. Ege Adalarında yaşayanlar günlerdir diken üstünde. Nitekim adanın birkaç kilometre uzağındaki Kolumbo Volkanı, tarihte oldukça korkutucu bir yere sahip. En son 1650 yılında püsküren volkanın yarattığı yıkımın gizemi ancak 373 yıl sonra aydınlatılabildi. Peki Santorini halkının "Kötülüğün Zamanı" adıyla nesilden nesle aktardığı o günlerde neler yaşanmıştı?

Evi Nomikou, dedesinden, "Kolumbo parlarsa işimiz biter evladım" sözlerini duyduğunda henüz ilkokuldaydı.

Takvimler 1980'li yılları gösteriyordu. Nomikou'nun Santorini'ye bağlı bir köy olan Vothonas'ta çiftçi olan dedesinin bahsettiği Kolumbo, adanın 8 kilometre kuzeydoğusunda, Ege Denizi'nin derinliklerinde uyumakta olan bir volkandı.

O volkan Santorini'de son 3 günde yaşanmakta olan büyüklü küçüklü depremler nedeniyle bir kez daha akıllara geldi.

Günümüzde Yunanistan'ın en tanınmış deniz jeologları arasında ilk sıralarda yer alan Nomikou, dedesinden işittiği bu sözleri kulağına küpe etmiş olsa gerek, geçtiğimiz yıllarda Kolumbo Volkanı'na dair en kapsamlı ve detaylı araştırmalardan biri olan SANTORY'i (Santorini Deniz Zemini Volkanik Gözlemevi) gerçekleştiren ekibe liderlik etti.

Özel su altı cihazlarını ve kameraları kullanan bilim insanları 500 metre derindeki hidrotermal sıvıların ve volkanik gazların yanı sıra deniz yatağındaki değişimleri ve sıcaklık dalgalanmalarını analiz etti. Bütün bunlar bilim insanlarını "öncü olgu" adını verilen ve volkanik aktivitenin yaklaşmakta olduğuna işaret eden sonuçlara ulaştırdı.

Atina Üniversitesi Jeoloji ve Jeoçevre bölümünde görev yapan Nomikou, 2021 yılında Kathimerini gazetesine yaptığı açıklamada, "Bugün bile birçok insan Kolumbo'yu bir kara volkanı olan Nea Kameni ile karıştırıyor. Kolumbo en son patladığında, ya da patlaması çıplak gözle görülebildiğinde diyelim, 1650 yılıydı. Ortaya çıkan toksik gazlar Santorini'de onlarca kişinin ve yüzlerce hayvanın ölümüne yol açtı ve bir tsunami yarattı. Bu olay yerel halkın hafızasına öylesine kazındı ki nesilden nesle anlatılır oldu. Nihayetinde dedemden de bana ulaştı" ifadelerini kullanmıştı.

Nomikou'nun bahsettiği Nea Kameni, Santorini kalderasının merkezinde yer alan bir kara volkanı. Aslına bakılırsa Nea Kameni de geçmişte oldukça aktifti. 1707-1712, 1866-1870, 1925-1928 ve 1939-1941 yılları arasında burada da çeşitli patlamalar yaşandı. Bilinen son püskürme 1950'de meydana geldi ve suyun üstünde lav kaynaklı bir kubbe oluşumuna neden oldu. Ancak Nomikou'nun aktardığı üzere, Kolumbo şu an Ege Denizi'ndeki en aktif volkan olarak değerlendiriliyor.

Peki ülkemize 170 kilometre uzaktaki Santorini'nin tarihinde çok büyük bir yere sahip olan Kolumbo Volkanı hakkında neler biliyoruz?

Santorini adası, 1650 yılında Kolumbo Volkanı'nın patlamasıyla büyük bir yıkıma uğradı. Volkan patlamadan önceki günlerde insanlar suyun kaynamaya ve renk değiştirmeye başladığını, denizin yüzeyinde bir koninin yükseldiğini gördü. Ardından yanan kayalar, alevler, yoğun duman bulutları göğe yükselmeye başladı.

Çeşitli kaynaklara göre, gökten yağan küller ve ponza taşları Anadolu topraklarına kadar ulaşırken, 20 metre yüksekliğindeki tsunami dalgaları Santorini çevresindeki alçak kara parçalarında sellere yol açtı.

Patlamaların sonucunda Nomikou'nun da vurguladığı üzere 70 kişi hayatını kaybederken yüzlerce hayvan telef oldu.

ABD'nin Massachusetts eyaletinin Falmouth şehrinde bulunan Woods Hole Oşinografi Kurumu'ndan araştırmacı Rich Camilli, "Yarattığı doğal yıkımın ötesinde Kolumbo'nun atmosfere saçtığı karbondioksit ve diğer gazlar, Santorini'deki insanların ve hayvanların boğularak ölmesine neden oldu" dedi.

Kolumbo, bir ucu Kos'a bir ucu Sousaki'ye dayanan Güney Ege Volkanik Yayı üzerindeki çok sayıda volkandan biri.

‘Kötülüğün Zamanı’

Bu detaylar ilk olarak Fransız jeolog Ferdinand A. Fouque'nin 1879'da derlediği bir eserde yayımlandı. Fouque'nin aktardığına göre, Santorini 1649 yılından itibaren güçlü depremlerle sarsılmaya başladı. Sarsıntılar 1650'nin mart ayında en üst seviyeye çıktı.

27 Eylül 1650 tarihinde bu sarsıntılara denizden yükselen "yoğun duman bulutları ve alevler" de eklendi. Oluşan yükseltiden ışık ve alevler çıktığı sık sık gözleniyordu. Püskürme sütunları sık sık yükseliyor, "tüm gökyüzünü gizliyor" ve yeniden yıkılıyordu.

Depremler, gökyüzünü karartan püskürme sütunları, toksik gaz bulutları, suyun üzerinde yüzen ponza taşından kitleler ve tsunamiler 4 ay devam etti. Bu 4 aylık dönem Yunanistan'ın tarihine "Kötülüğün Zamanı" olarak geçti.

Püskürme 6 Aralık 1650'de sona erdi ancak krater bölgesindeki yüksek sıcaklıklar ve zayıf depremler yıllarca devam etti.

Santorini'de MÖ 1630 yılı civarında meydana gelen ve "insanlık tarihinin en büyüklerinden biri" olarak nitelendirilen volkanik patlama da 28-41 kilometreküp maddenin püskürmesiyle sonuçlanmış ve Akrotiri'deki Minoa yerleşiminin sonunu getirmişti. Bu patlama sonucunda önceden yuvarlak olan adanın büyük bir kısmı denize gömülmüş ve Santorini bugünkü hilal şeklini almıştı. Ne var ki Helen Yayı İzleme Komitesi'ne başkanlık eden sismolog Efhtymios Lekkas, geçen hafta yaptığı açıklamada, "Santorini volkanının 20.000 yılda bir çok büyük patlamalar yarattığının farkında olmalıyız. Son büyük patlamadan bu yana 3.000 yıl geçti. Dolayısıyla önümüzde büyük bir patlama için çok fazla zaman var" diye konuştu.

Ars Technica'nın aktardığına göre, SANTORY projesi modern bilim teknolojinin imkânlarını kullanarak Kolumbo sayesinde kapsamlı bilgi sahibi olmamızı sağladı. Alman ve Yunan bilim insanlarının birlikte yürüttüğü çalışmada üç boyutlu sismik haritalar ve bilgisayar simülasyonları kullanılarak volkanik patlamanın tsunamiye yol açmasının sebepleri ortaya çıkarıldı.

Araştırmacıların Ekim 2023'te Nature Communications dergisinde yayımladıkları makalelerinde, tsunaminin volkanik patlamanın yol açtığı toprak kaymasının bir sonucu olduğu bildirildi.

Santorini'de bulunan bu plaj, siyah ve kırmızı renklerdeki volkanik taşlarıyla ve sıcak sularıyla ünlü.

2020'li yıllarda yapılan çalışmalarda volkanın üzerindeki sülfit-sülfat hidrotermal bacaların, başka hiçbir yerdeki hidrotermal bacalarda bulunmayan nadir mikroorganizma türlerine ev sahipliği yaptığı keşfedildi. Dahası volkanın halen aktif olduğu ve tehlike yaratabileceği de anlaşıldı.

2022 yılında daha önceden var olduğu bilinmeyen bir magma odası keşfedildi. Bu odanın her yıl 4 milyon metreküp civarında büyüdüğü tespit edildi. Bilim insanları bu hızla devam etmesi halinde, 150 yıl içinde 1650'de püsküren hacimde magmanın burada toplanacağı sonucuna vardı.

2016'da yapılan başka bir araştırmada, 1650'de Santorini'ye çarpan tsunaminin aynı yıl 29 Eylül tarihinde su altında yaşanan bir patlamanın yarattığı dalgaların sonucu olduğu, o esnada volkanik patlamanın birinci fazından ikinci fazına geçmekte olduğu öne sürülmüştü. Ancak SANTORY araştırması çok daha karmaşık bir tablo ortaya koydu.

POSEIDON adlı araştırma aracını kullanan bilim insanları Kolumbo'nun kraterinin 500 metre derinlikte ve 2,5 kilometre genişlikte olduğunu gözler önüne serdi. Kraterin boyutları dev bir patlama olduğu anlamına geliyor.

Araştırmanın yazarlarından GEOMAR Helmholtz Okyanus Araştırmalar Merkezi uzmanı Gareth Crutchley, volkanın konisinin yan tarafının ağır deformasyona uğradığını bunun volkanın kaymış olmasından kaynaklanıyor olduğuna inandıklarını belirtti

Bilim insanları ayrıca volkanik patlamanın yol açacağı tsunami dalgalarının 6 metreyle sınırlı kalacağını, bu hesaplamaların görgü tanıklarının aktardığı 20 metre yükseklikteki dalgalarla uyuşmadığını bildirdi. Bilim insanlarının dalgaların kıyıya vuruşuyla ilgili simülasyonu da görgü tanıklarının ifadeleriyle uyuşmuyordu. Aynı şekilde toprak kayması simülasyonları da tarihsel anlatılarla tutarlı değildi.

Ancak püskürme ve toprak kayması simülasyonları bir araya getirildiğinde, tarihsel anlatılarla uyumlu bir senaryo ortaya çıktı

. Santorini Helen Yayı olarak da bilinen Güney Ege Volkanik Yayı üzerinde yer alıyor. Peloponez Yarımadası'ndan başlayan yayın ucu Kiklad Adaları üzerinden Yunanistan'ın güneyine uzanıyor. Geçtiğimiz hafta Yunanistan İklim Krizi ve Sivil Koruma Bakanlığı, izleme sensorlarının adanın kalderası içinde "hafif sismik-volkanik aktivite" teslit ettiğini bildirdi. Bölgede volkanik aktiviteler 2011 yılından bu yana kayıt altında tutuluyor. O dönemde 14 ay süren volkanik hareketlilik, büyük bir sorun yaratmadan sona ermişti.

 

Associated Press'in haberine göre, sismologlar şu an yaşanmakta olan depremlerin volkanlarla ilişkili olmadığı görüşünde. Hükümet yetkilileri ile bilim insanları arasında yapılan değerlendirme toplantısında, Santorini'nin kalderasındaki sismik aktivitenin "son günlerde düşük seviyesini koruduğu" ancak Santorini ve Amorgos arasında "özellikle arttığı" bildirildi.

Kaynak Hürriyet Gazetesi

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA