The Economist, Türkiye’nin gelişen savunma sanayi ve askeri kapasitesinin, Avrupa’nın güvenliği için önemli bir rol üstlendiğini vurguladı. Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye, Ukrayna’daki etkisiyle Avrupa’nın savunma politikalarında kritik bir müttefik haline geliyor.
Makaleye "Amerika geri çekiliyor. Rusya'dan gelen tehdit artıyor. Ukrayna savunmaya geçmiş durumda. Yeni harcama taahhütlerine rağmen, silah üretimi hala iç rahatlatacak seviyede değil. Korkmayın Avrupalılar. Recep Tayyip Erdoğan sizin yanınızda" sözleriyle başlayan The Economist'in haberinden öne çıkan vurgular:
Türk ordusu Avrupa'nın güvenlik mimarisini güçlendirmek için gereken kas gücü ve tecrübeye sahip
"Ordusu, NATO içinde ya da dışında Avrupa'nın güvenlik mimarisini güçlendirmek için gereken kas gücü ve tecrübeye sahip. Ukrayna hariç, Avrupa’daki hiçbir ordunun büyüklüğü Türkiye'nin 400 bin aktif askere sahip ordusuyla yarışamıyor."
“Savunma alanında Türkiye, harcadığı paranın karşılığını fazlasıyla alıyor. Ülkenin savunma sanayii hızla büyüyor. Zırhlı araçlar, saldırı ve keşif dronları, savaş gemileri, hafif silahlar ve mühimmat Türk üretim hatlarından hızla çıkıyor. Gecikmelere rağmen Türkiye’nin Altay tankı ve Kaan adlı hayalet savaş uçağının bu on yılın sonunda hizmete girmesi bekleniyor. Avrupa genelinde Türkiye ile iş yapma ilgisi artıyor.
Türk dron üreticisi Baykar, kısa süre önce İtalyan savunma devi Leonardo ile ortak girişim anlaşması imzaladı. Bu hamle, şirketin Avrupa’daki insansız hava aracı pazarındaki payını artırmasına yardımcı olabilir. Türkiye, Avrupa’nın mühimmat talebinin en azından bir kısmını karşılayabilecek sanayi altyapısına sahip.”
Erdoğan: Türkiye dinamik bir bölgesel güç, Avrupa’yı ise zayıflamış bir eski kıta
Erdoğan sık sık Türkiye’yi dinamik bir bölgesel güç, Avrupa’yı ise zayıflamış bir eski kıta olarak betimliyor; bu nedenle söylediklerini tamamen doğru kabul etmeyebilirsiniz. Üstelik Türkiye ekonomisi ciddi sıkıntılar yaşıyor ve ülkenin geçen yıl savunmaya ayırdığı 24 milyar dolar (GSYİH’nın %2,1’i), Almanya’nın harcamalarının dörtte biri kadar. Buna rağmen Erdoğan merkezde. Güvenlik işbirliği, yeniden silahlanma ve Ukrayna konusunda Avrupa'nın Türkiye’ye her zamankinden fazla ihtiyacı var.
'Liderliği üstlenmeye kararlılar'
Avrupa, Ukrayna konusunda da Erdoğan'ın desteğine güveniyor. Türkiye, olası bir ateşkes durumunda Ukrayna’ya barış gücü göndermeyi teklif etti. Türkiye’nin, özellikle Suriye ve Libya'da Rusya'yı dengeleme tecrübesi göz önünde bulundurulduğunda, bu teklif önemli bir adım. Türkiye, Karadeniz’de de hem Rusya'nın hem de NATO'nun savaş sonrası deniz gücü yığmasından kaçınmak istiyor. Bir Batılı diplomat, “Deniz kuvvetleri barış gücünde liderliği üstlenmeye kararlılar” diyor.
Türkiye için Avrupa ile savunma ve Ukrayna işbirliği, ekonomik anlamda da cazip. Türk şirketleri, Avrupa Birliği’nin önümüzdeki dört yıl içinde açmayı planladığı yüz milyarlarca dolarlık savunma harcamalarından pay almayı hedefliyor. Ukrayna’da sahada bulunmak da iş fırsatları yaratabilir. Türkiye, Ukrayna’nın önde gelen yatırımcılarından biri konumunda. Erdoğan, Türk barış güçlerinin, Türk müteahhitleri için kapı aralayacağını düşünüyor.
Türkiye, Amerika'dan daha güvenilir bir müttefik
Ancak Türkiye Erdoğan yönetiminde NATO için serseri bir mayın oldu. Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelikleri gecikti, hem Kiev'e silah sağladı hem de Rusya ile ticareti artırdı. Ancak “MAGA” (Make America Great Again-Amerikayı Yeniden Harika Yap ) döneminin üç ayında her şey değişti. Türkiye aynı Türkiye; değişen Amerika oldu. Donald Trump’ın Amerika’sı ile karşılaştırıldığında, Türkiye artık daha güvenilir bir müttefik gibi görünüyor.
'Avrupa Erdoğanca konuşmayı öğreniyor'
Makalede, sivil özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve basın özgürlüğü gibi demokratik göstergelerde Türkiye, Avrupa’dan uzaklaştığı iddia ediliyor, ancak Avrupa Birliği (AB) bu baskıları yeni güvenlik öncelikleri çerçevesinde ikinci plana atıyor.
Türkiye’nin AB üyelik başvurusu hâlâ beklemede. Normlar geri planda, çıkarlar ön planda. Bu durum Ukrayna ve Avrupa savunması için iyi; Türkiye demokrasisi için ise kötü haber.
"Bugün, mülteci endişelerinin yerini Rusya korkusu alırken, Avrupa adeta 'Erdoğanca' konuşmayı öğrenmiş durumda. Türkiye'nin üyelik başvurusu hala derin dondurucuda. Normlar dışarıda, çıkarlar içeride."
Diğer İçerikler