Trump Tüm Dünyaya Ödemeler Dengesi Savaşı Açtı, Peki Ne Olacak?

Michael Hudson, “Trump'ın Meksika'ya ve Tüm Dünyaya Karşı Ödemeler Dengesi Savaşı” başlıklı Counterpunch’ta yayınlanan makalesinde, Trump’ın dünyanın geri kalanına karşı açtığı ekonomik savaşı ve muhtemel etkilerini değerlendirdi.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Michael Hudson, “Trump'ın Meksika'ya ve Tüm Dünyaya Karşı Ödemeler Dengesi Savaşı” başlıklı Counterpunch’ta yayınlanan makalesinde, Trump’ın dünyanın geri kalanına karşı açtığı ekonomik savaşa ve muhtemel etkilerine ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Hudson’a göre Trump, seçmenlerine ABD'nin herhangi bir uluslararası ticaret ya da mali anlaşmada mutlak "kazanan" olması gerektiği sözünü verdiğinden oyunun kurallarını - Amerika'nın Kurallara Dayalı Düzeni – değiştirerek dünyanın geri kalanına karşı ekonomik savaş ilan etmiştir.

Dünyanın hegemonu olarak kibirli, zorba ABD diplomasisinde, yabancı ülkelerin nasıl tepki vereceği genellikle dikkate alınmadığından ülkelerin ABD'nin eylemlerine tepki vermeden pasif bir şekilde boyun eğecekleri varsayımı hakimdir.

Artık ABD diplomasisinin, sponsoru olduğu ekonomik düzenin diğer ülkeleri de müreffeh kılacağına dair bir vaadi bulunmuyor. Trump modelinde, ticaret ve yabancı yatırımlardan elde edilen kazançlar Amerika'ya gönderilecek ve Amerika'da yoğunlaşacaktır. Aslında Trump yeni bir şey yapmıyor,  1945'ten beri ABD politikasında zaten örtük olarak yürütülen politikayı takip ediyor. Amerika'nın kendi imajı, dünyada ekonomik olarak tamamen kendi kendine yeterli olabilecek tek ekonomi olduğu yönündedir. Kendi enerjisini, kendi yiyeceğini üretir ve bu temel ihtiyaçları diğer ülkelere de sağlar ancak dilerse musluğu kapatma yeteneğine sahiptir.

Amerika Birleşik Devletleri, aynı zamanda finansal kısıtlamaları olmayan tek ekonomidir de. Amerika'nın borcu kendi para birimi cinsindendir ve dünyayı fazla dolarla doldurarak imkanlarının ötesinde, bir sınırlamayla karşılaşmadan, harcama yapma kabiliyetine sahiptir ve diğer ülkeler bunu sanki dolar hala altın kadar iyiymiş gibi para rezervleri olarak kabul etmektedir. ABD'nin bir düğmeye basarak, 1945'te olduğu gibi endüstriyel olarak kendi kendine yeterli hale gelebileceği varsayımı Trump yönetiminde hakimdir.

Trump, uluslararası ticaret ve finansın mevcut bağlantılarını ve karşılıklılığını koparma girişiminin yaratacağı kaosun Amerika'yı zirveye çıkaracağını inanıyor ve bu güven, jeopolitik bağlantılarını koparma isteğinin altında yatıyor. ABD başkanı, ülke ekonomisinin kozmik bir kara delik gibi olduğunu, yani dünyanın tüm parasını ve ekonomik fazlasını kendine çekebilen bir ağırlık merkezi olduğunu düşünüyor. “Önce Amerika”nın açık amacı budur. Trump'ın programını dünyanın geri kalanına karşı bir ekonomik savaş ilanına teşvik eden şey budur.

ABD bu politikası ile diğer ülkeleri, geliştirmeye zorladığı yeni jeopolitik ekonomik düzenin bir parçası olarak pozisyon almaya zorlamaktadır.

Dünyanın dolar borçlarının fazlalığının siyasi sorun olması Amerika Birleşik Devletleri'nin borçlu ülkelerin ABD doları cinsinden dış borçlarını ödemek için para kazanmalarını engelleyecek şekilde hareket etmesinden dolayıdır. ABD politikası, kendi ekonomilerini yok etmeden bu borçları pratik olarak ödenemez hale getirerek, borçlarını dolar cinsinden ifade eden tüm alacaklılar için bir tehdit oluşturmaktadır.

Trump tarife politikası ile Avrupa, Rusya ve Çin ile ticarete yaptırımlar uygulayacak ve önde gelen endüstrilerini Amerika Birleşik Devletleri'ne taşımaya zorlayacak, bir bütün olarak endüstriyel yıkıma uğrayan Avrupa, ABD İmparatorluğu'nu kurtarmak için umutsuz ama beyhude çabada kurban olacaktır. Tarife politikası, ABD fiyat enflasyonunu hızlandıracak ve daha da ölümcül bir şekilde ABD ve yabancı finans piyasalarında kaosa neden olacaktır. Tedarik zincirleri bozulacak ve ABD'nin uçaktan bilgi teknolojisine kadar her şeyin ihracatını kesintiye uğratacak. Ve diğer ülkeler, ekonomilerini artık ABD ihracatına veya dolar kredisine bağımlı hale getirmek zorunda kalacaklar.

ABD dolarının kuru, Trump'ın ithalatı tarifeler ve ticari yaptırımlarla engellemesinin bir sonucu olarak kısa vadede yükselecektir. Bu döviz kuru değişimi, Meksika ve Kanada'nın sıkışacağı gibi, dolar borcu olan yabancı ülkeleri de sıkıştıracaktır. Kendilerini korumak için dolar borç servisini askıya almaları gerekecektir.

Birçok Küresel Güney ülkesinin siyasi liderleri, karşılaştıkları ödemeler dengesi sıkışıklığında ya borç ödemelerini durdurmak zorunda kalacaklar ya da iç kemer sıkma (yerel ekonominin deflasyonu) ve yükselen ABD döviz kurlarının dayatmasıyla ithalat fiyatlarının enflasyonuyla karşılaşacaklar. Neticede, borç servisini askıya almak zorunda kalacaklar ya da görevden alınacaklar.

Ne Trump ne de ekonomi danışmanları, politikalarının dünya genelinde ödemeler dengesi ile döviz kurlarını radikal bir şekilde dengesiz hale getirerek ve mali bir kopuşu kaçınılmaz hale getirerek ne tür bir zarara yol açmakla tehdit ettiğini anlamıyorlar.

Asıl soru, Trump oyunun kurallarını - Amerika'nın Kurallara Dayalı Düzeni - değiştirirken kaç ülkenin Almanya kadar sessiz kalacağıdır Bir bütün olarak dünya düzenini değiştiren kritik bir kütle hangi noktada elde edilecek?

Koşullar, dünyayı ABD merkezli finansal düzenden kopmaya zorluyor.

 

Hazırlayan: Sinan Tavukcu

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA