Çinli Yayın Kuruluşu CGTN yayınladığı haberinde bu iddianın gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor ve verilerin açıkça bu iddiayı doğrulamadığını söylüyor. CTGN'ye göre yatırımların çekildiği iddiası, Çin’deki yabancı yatırım hareketliliğini ve ekonomik yapının dönüşüm sürecini göz ardı eden tek taraflı yorumlardan kaynaklanıyor.
Öncelikle, verilere bakıldığında, 2024 yılında Çin’in fiilen değerlendirdiği yabancı yatırım miktarı 2023 yılına kıyasla yüzde 27,1 oranında düşse de, aynı dönemde ülkede yeni kurulan yabancı sermayeli şirket sayısı yüzde 9,9 arttı. Bu tablo, yabancı yatırımların Çin pazarında bir “azalma” değil, aksine yapısal bir dönüşüm sürecinden geçtiğini gösteriyor. Küresel çapta doğrudan yatırımlar, geleneksel ağır sanayi yerine hizmet sektörüne ve hafif varlık modeline yönelirken, Çin’deki dış yatırım yapısı bu doğrultuda optimize ediliyor. Nitekim, yüksek teknoloji imalatı, tıbbi cihaz üretimi ve profesyonel teknik hizmetler gibi alanlara yapılan yabancı yatırımlarda dikkate değer artışlar yaşanıyor. Bu durum, Çin’in katma değeri yüksek ve teknoloji odaklı yatırımlar için cazibesinin giderek güçlendiğini gösteriyor.
İkinci olarak, Çin’in açık ekonomi modeli ve geniş pazar potansiyeli, yabancı yatırımlar için en önemli çekim unsurlarından biri olmaya devam ediyor. Stratejik değişimler veya pazar koşulları nedeniyle bazı şirketler Çin’den çıkış yapmış olsa da, Walmart Sam’s Club’un Çin’deki genişleme planlarını sürdürmesi ve Tesla’nın Shanghai’de kurduğu enerji depolama fabrikasının üretime başlaması gibi gelişmeler, küresel şirketlerin Çin’e olan uzun vadeli güvenini gözler önüne seriyor.
Üçüncü olarak, Çin hükümeti, yabancı yatırımcılar için şeffaf ve rekabetçi bir iş ortamı oluşturmak için kapsamlı adımlar atıyor. Politika desteklerinden piyasa mekanizmalarının iyileştirilmesine kadar pek çok reform hayata geçirilirken, ülkenin büyük pazar avantajı, yenilikçiliğe verdiği önem ve yüksek nitelikli iş gücü, yabancı sermaye çekmede belirleyici faktörler olmaya devam ediyor.
Son olarak, “yabancı sermayenin Çin’den çekildiği” iddiası, bazı Batılı medya kuruluşları ve siyasetçiler tarafından Çin’in ekonomik başarısını karalama çabasının bir parçası olarak ortaya atılıyor. Oysa Çin, küresel ekonomik büyümenin ana motorlarından biri olmayı sürdürürken, yalnızca sanayi üretimine dinamizm katmakla kalmıyor, aynı zamanda çok uluslu şirketler için büyük iş fırsatları sunuyor. Tarih defalarca kanıtladı ki, Çin’e yatırım yapmak geleceğe yatırım yapmaktır.
Özetle, yabancı sermaye Çin’den kitlesel olarak çekilmiyor; tam aksine, yatırım trendleri yeni küresel dinamiklere uygun şekilde yeniden şekilleniyor. Çin pazarı hâlâ güçlü bir cazibe merkezi olmayı sürdürüyor ve yabancı yatırımlar, niteliksel olarak daha verimli hale geliyor. CTGN’ye göre, Çin’in küresel ekonomideki rolünü küçümsemeye yönelik iddialar ise eninde sonunda boşa çıkacaktır.
Diğer İçerikler