Hatice ÇELİK
Tüm YazılarıAsya – Avrupa Toplantısı (Asia-Europe Meeting, ASEM) 1996 yılında kurulan, Asya ve Avrupa arasında diyaloğu ve işbirliğini artırmayı hedefleyen hükümetler arası bir mekanizmadır. Halihazırda 53 katılımcısı bulunmaktadır. Bunlar 30 Avrupa ülkesi, 21 Asya ülkesi, Avrupa Birliği ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Sekretaryası’dır. ASEM, siyasi, ekonomik, finansal, kültürel, sosyal alanlarda ve eğitimle ilgili konularda ortak faydaya karşılıklı saygı ve eşit işbirliği ruhuyla katkıda bulunmaya çalışmaktadır.
1996 yılında kurulduğunda15 AB üyesi ülke, 7 ASEAN üyesi ülke, Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya ve Güney Kore ve Avrupa Komisyonu’nunda oluşmaktaydı. ASEM Toplantısı, iki yılda bir yapılan bir toplantı olup devlet ve hükümet başkanları, Avrupa Konseyi Başkanı, Avrupa Komisyonu Başkanı, ASEAN Genel Sekreteri’nin katılımıyla gerçekleşmektedir.
Bu yıl 18-19 Ekim tarihlerinde Brüksel’de 12.si gerçekleşen toplantının AB Konseyi Başkanı Donald Tusk tarafından yapılan kapanış konuşmasına ve sonuç bildirisine yakından bakmakta fayda var. “Küresel Zorluklara karşı Küresel Ortaklar” sloganıyla toplanan devlet başkanları, dışişleri bakanları ve uluslarararsı kuruluşların başkan ve genel sekreterleri dış politika ve güvenlikten küresel ticarete, çevre konularından göç ve buna bağlı ortaya çıkan sorunlara kadar çok çeşitli meselere dair görüş alışverişinde bulundular. Bu toplantının tam da ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası sistemin taraflarını özellikle küresel ticaret ekseninde zorlu bir sürece soktuğu son dönemde yapıldığını düşünerek, ASEM mensuplarının bir araya gelmekle ABD’nin sarstığı küresel işleyişi yeniden düzenleme fırsatını değerlendirip değerlendiremediklerini incelemek önemli olacaktır. Ancak öncesinde iki kıtanın gündemine bakalım.
Son dönemde Avrupa ve Asya’da yaşanan gelişmeleri sıralayacak olursak: Avrupa’da Brexit tartışması, İtalya’nın yaşadığı ekonomik ve siyasi sıkıntılar, yükselen ırkçı yanlısı görüşler; Asya’da ise Japonya’nın AB ile serbest ticaret anlaşmasını tamamlamak üzere olduğu, Güney Kore’nin kardeş komşusu ile yarımadada kalıcı barışa ulaşma çabası, Hindistan’ın yaklaşan seçimlere odaklandığı (Nisan 2019), Çin’in ise bir süredir ABD ile yaşadığı ticaret savaşından en az zararla çıkmaya çalıştığı farklı ve karmaşık durumları görmekteyiz. Bütün bu konularda Asya ve Avrupa ülkelerinin aynı görüşü paylaşıp çözüm konusunda hemfikir olmalarını beklemek rasyonel olamaz ancak özellikle Kuzey Kore rejiminin nükleer silahlardan vazgeçmesi bütün paydaşların destekleyebileceği tek konu olabilir.
Avrupa’nın bu toplantıdan bekletisinin ne olabileceğini anlamak için Eylül ayının ortalarında açıkladığı yeni strateji belgesine[1] bakılmalıdır. Bu belgede AB’nin bağlantı (connectivity) vurgusu dikkat çekmektedir. Bahsedilen bu bağlantısallığın da sürdülebilir olması arzu edilmektedir. AB strajesini güçlü olduğu dört noktaya dayandırmaktadır. Bunlar: sürdürülebilir bağlantının temeli olarak iç pazarı, sınırların ötesinde bağlantı kuraabilme deneyimi, ortaklıklar inşa edebilme kabiliyeti ve yatırımı harekete geçirebilmek için kurduğu kapsamlı finansal çerçevedir. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini strateji belgesisnin önemini, “ulaşım, enerji, insan gücü ve dijital ağlar sayesinde birbirine daha fazla bağlanacak olan Asya ve Avrupa’nın halklarının bu sayede çok daha dirençli olacağını ve bunun hem Asya hem de Avrupa için faydalı olacağını düşünüyorum” şeklinde belirtmiştir. Bu strateji belgesinin bir anlamda Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ne bir alternatif olduğunu düşünenler olmakla birlikte, bu ölçek bakımından mantıklı görünmemektir. Çin’in Kuşak ve Yol Projesi kapsadığı alan, ekonomik pazar potansiyeli ve uğruna harcanan para düşünüldüğünde tıpkı eski zamanlardaki İpek Yolu gibi türünün en geniş kapsamlısı olarak değerlendirilmelidir. Bu da AB’nin önerdiği yeni bağlantı stratejisinin rakip ve alternatif olabilmesini mümkün kılmamaktadır. AB’nin bu strateji ile amacının en azından kendi gücüyle doğru orantılı olarak bir adım atmaya ve özellikle çevre ve insan hakları (AB, Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ni zaman zaman çevreye karşı duyarlı olmayışı ve işçi haklarına yeterli özeni göstermeyişi nedeniyle eleştirmektedir) üzerinden Çin’den farklı noktalara da önem verdiğini göstermeye çalışması olarak yorumlayabiliriz.
Bu genel arka planı verdikten sonra başta belirttiğim gibi Donald Tusk’un kapanış konuşmasına bakabiliriz. Tusk, “liderlerin ticareti kuvvetlendirmek, güvenliği geliştirmek, çevreyi korumak ve toplumların daha fazla yakınlaşmasını sağlamak için iki kıtanın bağlatısını güçlendirme konusunda hemfikir olduklarını”[2] belirtmiştir. Kore yarımadasının nükleer silahlardan arınması için de çağrıda bulunan liderler İran nükleer anlaşmasını da desteklediklerini ifade ettiler. Vurgulanan bir diğer konu ise Dünya Ticaret Örgütü’nün daha sağlıklı ve günümüz koşullarına daha uygun şekilde işleyebilmesi için gerekirse reforma tabii tutulması oldu. Unutulmamalıdır ki Çin ABD’nin olduğu kadar Avrupa’nın da önemli bir ticaret partneridir ve ekonomik ilişkileri oldukça derindir. Çin’in yaşayacağı herhengi bir ekonomik durgunluk veya yavaşlama Avrupa için de olumsuz sonuçlar doğuracaktır. İklim değişikliği ve çevre konularına da değinen liderler Paris İklim Anlaşması’na olan bağlılıklarını da tekrar dile getirdiler. Ayrıca göç ve buna bağlı sıkıntılar da gündeme gelmiş ve daha fazla işbirliği çağrısında bulunulmuştur.
Tekrar bakıldığında Asya ve Avrupa’nın birbirlerini küresel sistemde vazgeçilmemesi gereken birer ortak olarak gördüklerini söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle ABD’nin son aylarda küresel ekonomik normlar üzerinde yarattığı değişiklik talepleri ve uyguladığı ek vergiler Asya ve Avrupa kıtalarını çözüm bulma noktasında daha fazla işbirliği yapmaya zorlamış, liderlerin de bu fırsatı bir araya gelerek yakalamaya çalıştıkları gözlenmiştir.
[2] https://www.consilium.europa.eu/en/meetings/international-summit/2018/10/18-19/
20.10.2018
Güncel Yazıları
Japonya Başbakanı’nın İstifası ve Sonrası
04 Eylül 2020
Çin-Hindistan Sınırında Gerilim
22 Haziran 2020
Asya’da Güncel Gelişmeler: Pekin’de “İki Toplantı”
26 Mayıs 2020
Düzen mi Adalet mi?
26 Mayıs 2020
Hangi Son?
31 Mart 2020
Korona Virüsünden Çin Dış Politikasına
31 Ocak 2020
2019'a Genel Bakış
01 Ocak 2020
Hindistan’da Vatandaşlık Yasası’nda Değişiklik
16 Aralık 2019
ASEAN 35. Zirvesi: Güneydoğu Asya’nın Potansiyeli, Sorunları ve Dünyaya Bakışı ..
09 Kasım 2019
Çin Halk Cumhuriyeti’nden Barış ve Silahsızlanma Enstitüsü’nün (Chinese People’s Asso..
26 Ekim 2019
The Visit of Chinese People’s Association for Peace and Disarmament, CPAPD to Institu..
26 Ekim 2019
Birleşmiş Milletler’in 74. Genel Kurulu: Gündem, Tartışmalar, İtirazlar
09 Ekim 2019
Kuzey Asya’dan Güney Asya’ya Açılım: Güney Kore Cumhurbaşkanı'nın Güneydoğu Asya Ziya..
07 Eylül 2019
Asya’nın Yeni Ticaret Savaşı: Güney Kore – Japonya
20 Ağustos 2019
Hindistan Seçim Sonuçları Üzerine Bir Değerlendirme
03 Haziran 2019