Hatice ÇELİK
Tüm YazılarıGüney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-in bu hafta içerisinde Güneydoğu Asya’nın üç önemli ülkesi olan Tayland, Myanmar ve Laos’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret Çin Halk Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri arasında bir süredir devam eden ticaret savaşının çözüme kavuşamadığı bu günlerde hem Güney Kore için hem de bahse konu Güneydoğu Asya ülkeleri için birkaç açıdan önem arz etmektedir. Öncelikle Güney Kore’nin bu ziyaretten kazanımları ve kazanmak istedikleri nelerdir sorusuna cevap bulmaya çalışalım sonra da bu üç ülkenin kazanımları ve beklentileri nelerdir sorusuna geçelim.
Güney Kore, özellikle 1990’lara gelindiğinde ülke içerisinde nihayet demokratik rejime ve sivil yönetime geçmeyi başarmış, otoriter yönetimler altında başarıyla ayağa kaldırdığı ekonomik refahının da etkilerini daha fazla hissetmeye başlamıştır. Hem ekonomik kalkınma hem de içerideki demokratikleşme çabalarının bir noktaya gelmiş olması dış politika alanında da kendisine bir yansıma bulmuştur. Soğuk Savaş boyunca Kuzey Kore ile olan ilişkiler öncelikli dış politika meselesi olmuşken, Soğuk Savaş sonrasında Güney Kore kendine yarımada dışında da alanlar ve odaklanmalar yaratma çabasına girmiştir. Bir önceki Cumhurbaşkanı Park Geun-hye döneminde Rusya ve Orta Asya’ya yönelinmiş ancak bu politika pek başarılı olamamıştır. Ardından gelen girişimlerden en belirgin olanı ASEAN (Association of South East Asia Nations, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği)’dır. Güneydoğu Asya olarak bilinen bu bölge tarihsel olarak hem farklı Batılı güçler tarafından sömürge olarak yönetilmiş hem de yukarıdaki komşuları Çin ve Japonya’nın da etki genişletme alanlarından biri olarak görülmüştür. Ancak Güney Kore’nin pozisyonu bu noktada farklıdır. Zira ne bölgeyi sömürebilecek kadar ne de etkisi altına alabilecek kadar büyüktür.
Uzun on yıllar boyunca Japonya bu bölgeye kendini ekonomik kalkınma modeli olarak sunmuş ve gerek doğrudan yatırımlar aracılığıyla gerekse yardım paketleri aracılığıyla bölgede aktif aktörlerden biri olmuştur. Ancak son yıllarda yavaşlayan Japonya ekonomisi bir rakiple karşı karşıyadır. Bu da Güney Kore’dir. Bir diğer ifade ile bu kez Güney Kore benzer bir rol üstlenmektedir.
Bu ziyarette Moon Jae-in Tayland ile askeri istihbarat anlaşması imzalamış, aynı zamanda Myanmar ve Laos’a toplam 1 milyar $’lık yardım paketi sözünde bulunmuştur.[1] Güney Kore’nin bu bölgeye olan ilgisinin birkaç nedeni şu şekilde sıralanabilir. Birincisi ekonomik olarak gelişmeye müsait bir pazar olan bölge Güney Kore yatırımları için ideal görünmektedir. İkincisi Güney Çin Denizi’ndeki hak iddiaları nedeniyle bölge ülkeleri ve Çin arasında yaşanan gerilime bir de ABD’nin müdahil oluşu eklenirse Güney Kore tarafsız bir duruş sergileyerek bölge ülkelerinin nezdinde güvenilir ve dostane bir imaj çizmektedir. Hem ekonomik yaklaşımı hem de siyasi duruşu karşılığında Güney Kore’nin en temel beklentisi Kuzey Kore konusunda bölge ülkelerinin desteğini almaktır. Zira Kuzey Kore ASEAN Bölgesel Forum’u (ASEAN Regional Forum) üyesidir ve bu platform iki Kore’nin buluşabilmesi adına kıymetli bir zemindir.
Tayland, Myanmar ve Laos için bu ziyaretin ne ifade ettiğine bakacak olursak bunu da ekonomik ve siyasi beklentiler olarak ikiye ayırmak mümkün olacaktır. Bilhassa ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının tüm Asya’yı etkilediği düşünülecek olursa bölgenin Güney Kore’den yardım çekebilmesi oldukça önemlidir. Çünkü iki büyük gücün birine veya ikisine birden daha fazla bağımlı olmak ekonomik güvenlik için göz ardı edilemeyecek kadar risklidir. Ayrıca 2019 Ocak ayında Singapur’un önemli düşünce kuruluşlarından olan Yusuf bin İshak Merkezi’nce yapılan ankette ASEAN bölgesi paydaşlarının %70’inin bölgeyi büyük güçlerin mücadelesine sahne olacak bir yer haline dönüştüğünü düşündükleri tespit edilmiştir.[2] Güney Çin Denizi’ndeki hak iddiaları sebebiyle sürekli karşı karşıya gelen Güneydoğu Asya ülkelerinden bazıları için ise Güney Kore’nin daha tarafsız bir tavır sergiliyor olması bu ülkeler için de değerli bir ittifak olarak algılanmaktadır. Güney Çin Denizi sorununda ABD de geçiş serbestliği argümanı üzerinden konuya müdahil olurken ASEAN ülkelerinin atabileceği adımlardan biri ne Çin’in ne de ABD’nin şemsiyesi altına girmeden kendine uluslararası platformda daha fazla destekçi kazanmaya çalışmak olacaktır. Güney Kore tam da bu noktada güçlü bir adaydır.
Bu şartlar altında Güney Kore’nin genelde ASEAN özelde de ikili ilişkiler bazında Güneydoğu Asya ülkelerine verdiği önem açıktır. Hem siyasi hem ekonomik alanda ikili ilişkilerin geliştirilmesi mevcut haldeki büyük güç çekişmesine bir nebze olsun engel olabilir ve bölgenin istikrarının korunmasına katkı sunabilir.
___________________________
[1] https://www.scmp.com/week-asia/politics/article/3025965/amid-us-china-trade-war-gloom-south-korean-cash-shines-bright
[2] https://www.iseas.edu.sg/images/pdf/TheStateofSEASurveyReport_2019.pdf
Güncel Yazıları
Japonya Başbakanı’nın İstifası ve Sonrası
04 Eylül 2020
Çin-Hindistan Sınırında Gerilim
22 Haziran 2020
Asya’da Güncel Gelişmeler: Pekin’de “İki Toplantı”
26 Mayıs 2020
Düzen mi Adalet mi?
26 Mayıs 2020
Hangi Son?
31 Mart 2020
Hindistan'da Neler Oluyor?
29 Şubat 2020
Korona Virüsünden Çin Dış Politikasına
31 Ocak 2020
2019'a Genel Bakış
01 Ocak 2020
Hindistan’da Vatandaşlık Yasası’nda Değişiklik
16 Aralık 2019
ASEAN 35. Zirvesi: Güneydoğu Asya’nın Potansiyeli, Sorunları ve Dünyaya Bakışı ..
09 Kasım 2019
Çin Halk Cumhuriyeti’nden Barış ve Silahsızlanma Enstitüsü’nün (Chinese People’s Asso..
26 Ekim 2019
Birleşmiş Milletler’in 74. Genel Kurulu: Gündem, Tartışmalar, İtirazlar
09 Ekim 2019
Kuzey Asya’dan Güney Asya’ya Açılım: Güney Kore Cumhurbaşkanı'nın Güneydoğu Asya Ziya..
07 Eylül 2019
Asya’nın Yeni Ticaret Savaşı: Güney Kore – Japonya
20 Ağustos 2019
Hindistan Seçim Sonuçları Üzerine Bir Değerlendirme
03 Haziran 2019