Şehit Başbakan Adnan Menderes
Türkiye’ye karşı yapılan ABD/NATO ürünü ilk askeri darbe 27 Mayıs 1960 utancının eseri olarak Başbakan Adnan Menderes'in 17 Eylül 1961'de idam edilmesinin üzerinden 63 yıl geçti. O dönem yaşananlar ise tarihte kara bir leke olarak yer aldı.
14 Mayıs 1950’de büyük bir halk desteği ile iktidara gelen Menderes, Demokrat Parti'nin seçim zaferini şu ifadelerle yorumlamıştı:
"14 Mayıs, bir devre son veren ve yeni bir devir açan müstesna ehemmiyette tarihi bir gün olarak daima anılacaktır. Bu tarihi günün hatırasını yalnız partimizin değil Türk demokrasisinin bir zafer günü olarak yad ediyoruz..."
18 yıl süren ezan yasağını Menderes kaldırdı
Menderes, Demokrat Parti iktidarında, Anadolu halkı tarafından kabul görmeyen çok sayıda politikaya son verdi. Dini özgürlüklerle ilgili attığı adımlar kapsamında Menderes, 1932 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığının talimatıyla uygulanan "Arapça ezan okuma yasağı"nı 18 yıl aradan sonra kaldırdı.
Din eğitimini yeniden başlattı
Eğitim ve öğretim kurumlarından laiklik adına kaldırılan din eğitimi, Menderes döneminde, dördüncü sınıftan itibaren velinin isteğine bağlı olarak yeniden verilmeye başlandı.
Menderes: “Türkiye bir Müslüman devletidir ve Müslüman kalacaktır. Müslümanlığın bütün icapları yerine getirilecektir."
Menderes'in İzmir İl Kongresi'nde yaptığı konuşmadaki şu ifadeleri oldukça dikkati çekmişti. "Şimdiye kadar baskı altında bulunan dinimizi baskıdan kurtardık. İnkılap softalarının yaygaralarına ehemmiyet vermeyerek ezanı Arapçalaştırdık. Mekteplerde din derslerini kabul ettik. Radyoda Kur'an okuttuk. Türkiye bir Müslüman devletidir ve Müslüman kalacaktır. Müslümanlığın bütün icapları yerine getirilecektir."
Ülkede etkin olan CHP güdümlü basın sürekli DP aleyhine yayın yapıyordu. Menderes, seçimlerin ardından parti içinde bir özeleştiriye giderek seçim sonuçlarını teşkilatın yeterince çalışmamasına, basında yer alan yalan haberlere bağladı.
18 Nisan 1960'ta TBMM'de "muhalefet ve basının faaliyetlerini incelemek" amacıyla Demokrat Partili 15 milletvekilinden oluşan Tahkikat Komisyonu kuruldu. Bu komisyon nedeniyle, CHP yöneticileri Demokrat Parti'yi diktatörlüğe gitme amacında olmakla suçladı.
İnönü "Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır."
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü "Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır." şeklindeki meşhur sözünü, bu komisyonun kurulmasının hemen ardından ifade etmişti.
Basında yer alan iddialar ve oluşturulan hava, büyük öğrenci olaylarının yaşanmasına neden oldu. İlk büyük öğrenci gösterisi 19 Nisan'da Kızılay'da düzenlendi.
Devletin ekonomiye müdahalesine karşı çıktı
Devletin ekonomik hayata müdahalesini yoğun bir şekilde eleştiren Menderes, iktidara geldiği ilk günden itibaren ekonomide liberal bir politika izledi. Menderes'in gerçekleştirdiği politikalarla ekonomide kalkınma dönemine giren Türkiye'de, serbest piyasa ekonomisine geçişe hız verildi.
Tarımda makineleşme hızlandı
İthalata getirilen kısıtlamaları kaldıran Menderes hükümeti tarafından kredi faizleri düşürülerek özel sektörün daha fazla kredi kullanımı teşvik edildi. Gelen kredilerin özellikle tarım alanında kullanılması önerilirken tarımda makineleşme çalışmaları başladı. Yabancı sermaye girişini teşvik etmek amacıyla yasal mevzuat hazırlanarak KİT'lerin özel sektöre devri öngörüldü.
Marshall Planı'nın da katkısıyla ülkede yeni sanayi tesisleri kuruldu. 1954 yılında Türkiye Vakıflar Bankası kuruldu. Bu dönemde Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası yılda ortalama yüzde 9 büyüdü.
Boğazını sıkan gence ne dedi?
Öğrenciler, bu olayların ardından "555K" koduyla, 5 Mayıs'ta saat 5'te Kızılay Meydanı'nda toplandı. Adnan Menderes, kendisine karşı eylem yapılan yere giderek, eylemcilerin arasına girdi. O sırada bir genç Menderes'in boğazını sıktı. "Ne istiyorsun?" diye sorduğu gençten "Hürriyet istiyorum." cevabını alan Menderes, "Bir başbakanın boğazını sıkıyorsun bundan âlâ hürriyet mi var?" ifadelerini kullandı.
Basın CHP ve darbecilerin suç ortağı oldu
Yaşanan bu hadiseden sonra basında doğruluğu kanıtlanamayan haberlere yer verildi. Menderes'in "öğrencileri toplatarak kıyma makinelerinden geçirdiği, cesetlerini asfalta karıştırdığı" iddiaları, kamuoyunda tepkiyle karşılandı ancak bu iddiaların gerçek olmadığı, 1960 askeri darbesinden sonra Milli Birlik Komitesi'nin bu öğrencilerin tespiti için açtığı araştırma komisyonuna hiçbir ailenin başvurmamasıyla ortaya çıktı.
ABD’nin Türkiye’de yaptığı ilk askeri darbe 27 Mayıs
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı general ve subayların oluşturduğu cunta, 38 kişilik Milli Birlik Komitesi adıyla, 27 Mayıs 1960'ta sabaha karşı darbe yaptı. Darbenin azmettiricisi, planlayıcısı ABD idi.
Adnan Menderes, aynı gün yurt gezisi kapsamında bulunduğu Kütahya'da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü ve daha sonra diğer tutuklu Demokrat Parti üyeleriyle Yassıada'da hapsedildi.
Darbecilerin Yassıada’da mahkeme maskeli yargılama tiyatrosu
Yassıada'daki yargılamalar, 14 Ekim 1960'ta başladı ve 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Emir-komuta ile yürütülen düzmece yargılamalar sonucunda Adnan Menderes 17 Eylül 1961'de Yassıada'da idam edildi.
Şehit başbakanın son sözleri
Menderes'in son sözleri ise "Devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim." oldu. "Kimseye dargın değilim, kırgınlığım yok." diye de ekledi.
Darbecilerin öfkesi idamla da dinmedi. Aydın Çakırbeyli'de Adnan Menderes'in adını taşıyan Demokrasi Müzesi o günlere dair hatıralarla dolu. Adnan Menderes'in ölümünden sonra Menderes ailesine ekonomik ambargo uygulandı. Adnan Menderes'in eşi Berrin hanım, oğlu Aydın Menderes'i okutmak için gümüş şekerliğini Pakdemirli ailesine hediye etmek zorunda kaldı.
1990’da Özal’ın isteği ile iade-i itibar
TBMM tarafından 11 Nisan 1990'da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun naaşı, 17 Eylül 1990'da İmralı'dan alınarak devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıt mezara taşındı.
Cemal Gürsel: İdamları İsmet İnönü istedi
Darbe sonrası Cumhurbaşkanı yapılan Cemal Gürsel yazdığı mektupta Menderes'in idamını CHP ve İsmet İnönü'nün istediğini anlatıyor. Mektubun ilgili bölümünde şunlar yazılı:
“…...Emekli olup İzmir'e yerleştim. 27 Mayıs sabahı hiç haberim olmadığı halde yapılan ihtilalin (MBK) başına geçmem için teklifte bulunuldu. Bu teklifin İnönü tarafından yapıldığını söyleyerek apar topar beni Ankara'ya götürdüler. Toplantıdan önce İnönü'nün notu iletildi. İnönü (MBK) başına geçip DP yöneticilerinin yargılanması ve cezalandırılmasının şart olduğunu, başarılar dilediği yazan notu okuduktan sonra kabul etmek durumunda kaldım.”
“...Menderes'in yargılanmasında tarafsız olmaya çalıştım. İnönü ve CHP'den gelen baskılara sesimi çıkartamadım. İnönü Menderes'in ve yanındaki bakanların mutlak surette idam edilmesi gerektiğini mahkeme heyetine ve MBK'ya sürekli telkinde bulunuyor. Menderes ve arkadaşlarının yargılanmaları, müdahalelerle -adaletsiz şekilde yürüyordu. Menderes ve arkadaşlarına büyük bir haksızlık yapıldı kanısını hala taşımaktayım. İdam üzerinden demokrasinin kurulamayacağını bu toplum mutlak bir gün anlayacaktır.”