Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Doğu Akdeniz Depremiyle İlgili Yabancı Uzmanların Görüşleri

Jeoloji Profesörü Marc De Batist, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı büyük hasarın sebeplerinin çok şiddetli, yüzeye yakın, uzun süreli olmalarının yanı sıra fay hareketinin türü ve çok geniş alanı etkilemesi olduğunu söyledi.
SDE Editör
09 Şubat 2023 11:14
A+
A-

AA
Avrupa Yerbilimleri Birliği (EGU) Stratigrafi, Sedimantoloji ve Paleontoloji Bölümü Başkanı ve Gent Üniversitesi Jeoloji Profesörü De Batist, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremlerle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

"İki depremin neden olduğu büyük hasar, öncelikle bunların çok, çok, çok güçlü depremler olmasından kaynaklanmaktadır." diyen de Batist, bunun sallanma sırasında çok fazla enerjinin salındığı anlamına geldiğini vurguladı.

De Batist, 7,7 büyüklüğündeki ilk depremle ilgili, bunun 1939 Erzincan Depremi ile beraber Türkiye tarihindeki en güçlü 1-2 depremden biri olduğuna işaret ederek bunlardan daha güçlü tek depremin 1668 Kuzey Anadolu Depremi olduğunu belirtti.

Belçikalı uzman, 7,6 büyüklüğündeki ikinci depremin ise Türkiye tarihinde en büyük depremler arasında ilk 11'de yer aldığını kaydetti.

"Hasarın çoğuna neden olan, sallamanın süresi ile birlikte sallamanın yoğunluğu"

De Batist, şöyle devam etti:

"Bu kadar çok hasarın olmasının ikinci bir nedeni, deprem kaynağının, yani odak merkezinin sığ olmasıdır. İlk deprem 17 kilometrede, 7,6 büyüklüğündeki ikincisi ise 10 kilometre derinlikte gerçekleşti. Deprem ne kadar sığ olursa, zeminde yaşanan sarsıntı o kadar güçlü olur. Hasarın çoğuna neden olan, sallamanın süresi ile birlikte sallamanın yoğunluğudur."

"Durumu daha da kötü yapan şey, çok güçlü ikinci depremin, binaların zaten ilk depremde hasar görmüş olduğu aynı bölgeyi vurmasıydı." diyen de Batist, şunları aktardı:

"Bu kadar geniş bir bölgede bu kadar çok hasarın olmasının üçüncü bir nedeni, fayın ve depreme neden olan fay hareketinin doğasıdır. Fayın her iki tarafındaki iki parça birbirine göre yatay hareket ediyordu. Büyük şiddetli depremler tipik olarak bir fayın büyük parçalarının kırılmasını içerdiğinden, bu yatay hareket çok geniş bir alanı etkiledi. İlk büyük deprem için kırılma uzunluğu 360 kilometreydi."

De Batist deprem bölgesinde kalabalık şehirleşmenin de yıkımı etkileyen unsurlardan biri olduğunu kaydetti.

Amerikalı sismologlar Türkiye'deki depremin büyüklüğüne dikkat çekti

ABD'nin en tanınmış sismologlarından "Deprem Kadın" lakaplı, California'dan Dr. Lucy Jones ve tektonik hareketler uzmanı Georgia Üniversitesi Skidaway Oşinografi Enstitüsü Direktörü Profesör Clark Alexander, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere ilişkin AA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Doğu Anadolu fay hattının, California'daki San Andreas fay hattına çok benzeyen, "doğrultu atımlı" dikey bir fay hattı olduğunu belirten Jones, "Bu da sarsıntının insanlara çok yakın şekilde Dünya yüzeyinin yakınına kadar salındığı, yani insanların, diğer birçok deprem türünden çok, sarsıntının kaynağına daha yakın konumlandığı anlamına gelir ve bu nedenle tam fay boyunca, gerçekten çok yüksek seviyelerde sallanma görebilirsiniz." dedi.

Jones, Türkiye'de ilk depremden sonra yaşanan ikinci büyük depremin de sıra dışı olmadığını düşündüğünü belirterek benzer durumlarda görülen artçı şokların ana şoktan daha büyük olmasının aynı dağılımın bir parçası olduğunu ve büyük fayların bu şekilde hareket ettiğini ifade etti.

Türkiye'deki depremin derinliğine ilişkin de Jones, "Yaklaşık 17 kilometre derinlikte başladı ancak yüzeye doğru parçalandı. Yani onun gerçekten 17 kilometrede olduğunu düşünmeyin, orası ile Dünya yüzeyi arasındaki alandaydı. Bu sığ bir deprem olarak kabul edilir." dedi.

Jones, 7,8 büyüklüğünde depremin tipik olarak dünyada yılda bir iki defa görüldüğünü ancak bunların genellikle derin tabakalarda veya insanları çok etkilemeyen uzak noktalarda meydana geldiğini söyledi.

İnsanların büyük fay hatlarına yakın olmasının depremlerde büyük yıkıma yol açtığına dikkati çeken Jones, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin California gibi Uluslararası Yapı Kanunu'na uyduğunu ve mükemmel mühendislere sahip olduğunu söyleyebilirim. Burada, ABD'de, onlarla çalıştım. Onlar uluslararası deprem mühendisliği topluluğunun ayrılmaz bir parçası. Dolayısıyla Türkiye'nin ABD’de sahip olduğumuzdan farklı kodları veya farklı mühendisleri olduğu söylenemez. Ancak harika bir tasarıma sahip olmanız, harika bir binaya sahip olduğunuz anlamına gelmiyor. Binaların olmasını istediğiniz gibi olmamasının da çeşitli sebepleri vardır."

Eski binaların önceki yapı kanunlarına göre dikildiğine işaret eden Jones, bu konuda ikinci sorunun da yeni yapı kanunlarının yerel makamlarca denetlenmesi ve uygulanmasının önemli olduğunun altını çizdi.

Jones, Kahramanmaraş merkezli depremlerin zamanla azalacak artçı sallantılar dışında başka fay hatlarında şiddetli depremlere neden olma riskinin çok düşük olduğunu düşündüğünü sözlerine ekledi.

"Fayın türü ve bulunduğu deprem sistemi için oldukça büyük bir depremdi"

Profesör Clark Alexander da California'da depremlere aşina olarak büyüdüğünü belirterek Türkiye'deki Doğu Anadolu fay hattı için, "Bu tektonik kuvvetler milyonlarca yıldır aktif, dolayısıyla bu var olan fay sistemleri muhtemelen aynı tür zaman dilimlerinde depremler üretmektedir." dedi.

Alexander, "Eğer bu depremi dünyanın diğer yerlerindeki diğer depremlerle karşılaştırırsanız, büyük ancak şiddeti bakımından kesinlikle benzersiz değil." şeklinde konuştu.

Türkiye'deki depremin şiddetinin fay hattında meydana gelen parçalanmaya bağlı olduğunu vurgulayan Alexander, "Yani bu, fayın türü ve olduğu deprem sistemi için oldukça büyük bir depremdi." ifadesini kullandı.

Alexander, bu tür depremlere daha dayanıklı yeni bina standartlarına da dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerek "Gelecekte başka olayların da olacağını biliyoruz ve kendimizi hazırlamalıyız. Bunların ne zaman olacağını tahmin edemeyiz ama bu depremleri yaşanabilir kılmak için ilerleme kaydedebiliriz." dedi.

ABD'li sismolog Tobin: neredeyse eşi benzeri görülmemiş bir olay

Washington Üniversitesi Yer Bilimleri Bölümü'nde Profesör ve Kuzeybatı Pasifik Sismik Ağı Direktörü olan Profesör Harold Tobin, Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen depremlerin büyüklüğünü ve yapısını AA muhabirine anlattı.

Çocukluğunun 5 yılını Osmanlı araştırmaları yapan babasının doktora döneminde İstanbul ve Ankara'da geçirdiğini belirten Tobin, üzerinde çalıştığı alanlardan birinin de Anadolu Fay Hattı olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin depreme en yatkın ülkelerden biri olduğunu kaydeden Tobin, Kahramanmaraş merkezli depremlerin gerçek anlamda çok büyük olduğuna işaret etti.

Tobin, "Bunlar, sadece Türkiye'de son yıllarda yaşadığımız en büyük deprem değil, dünyada da son yüzyılda ya da daha uzun süredir meskun bölgelerde yaşanan en büyük deprem." yorumunda bulundu.

"Depremin şiddeti öngörülenden daha büyük"

Tobin, 7,7 büyüklüğündeki ilk depremin yıllardır bilinen bir fayda meydana geldiğini belirtti.

"Bu bölgede depremler bekleniyordu ancak depremin şiddeti öngörülenden daha büyük." diyen Tobin, şunları kaydetti:

"Doğu Anadolu Fay Hattı'nda bu kadar büyük bir depremin tarihte olduğunu düşünmüyorum. Bu kadar büyük bir deprem, fay hattında çok büyük bir alana yayıldı. Tabii ki fay hattındaki başka bölgeleri etkileyen artçıları görürüz ancak 9 saat sonra 7,6 büyüklüğünde yaşanan deprem bu hatla bağlantılı ama tamamen farklı bir hatta. Bu hat da daha önceden biliniyordu ancak bu kadar büyük depremler bilinmiyordu. Bu ikisinin bir araya gelmesi ne yazık ki korkunç bir trajedi. İlk deprem çok hasara yol açtı ve ikinci zaten hasarlı bölgeleri salladı. Bu, arama kurtarma ekipleri ve bölgedeki insanlar için gerçekten çok zor bir durum."

Depremlerin ardından Anadolu levhasının 3 metre kadar kaydığına ilişkin bilgilere de değinen Tobin, Anadolu'nun iki fay hattının arasında sıkışmış durumda olduğunu söyledi.

"Yüzlerce yıl sonra oluşan bir depremde santimetrik hareketler, metrelere dönüştü"

Tobin, yerin kaymasının ardındaki bilimsel gerçekleri ise şöyle anlattı:

"Afrika, kuzeye doğru hareket ediyor, Suudi Arabistan ülkeyi doğuya itiyor, bu da levhaların çok yavaş bir şekilde hareket etmesini sağlıyor. Bu hareket her yıl santimetrik oluyor ancak bu levhalar fay hatlarının arasında sıkışmış durumda. Ağır bir mobilyayı itmeye çalıştığınızda ne olur bilirsiniz, önce direnir, hareket etmez. Bu, yer kabuğundaki gerginliği oluşturur ancak sonra deprem olduğunda bir dakika gibi bir sürede tüm enerjisini salar. Bu fay hatlarında birkaç metre hareket meydana geldi. Bu da yüzlerce yıllık levha tektonik hareketlerinin biriken gerginliğiydi. Yüzlerce yıl sonra oluşan bir depremde santimetrik hareketler, metrelere dönüştü."

"Sismolojik aletlerin icadından bu yana böyle bir olay görmedik"

Ana karalarda depremlerin yan yana duran levhaların yanal hareketleriyle oluştuğuna ve Türkiye'deki depremin karakterinin farklı olduğuna işaret eden Tobin, "24 saatten daha kısa bir zaman diliminde 7,7 ve 7,6 kadar büyük bir şiddette depremi son 200 yılda dahi bilmiyorum." dedi.

Tobin, art arda yaşanan depremlerin daha önce 1940'larda Japonya'da ve 2004 ile 2005'te Endonezya'da görüldüğünü ancak bu depremlerin arasında aylar olduğunu belirterek, "Ancak 24 saatten kısa bir süre içinde bu kadar büyük iki deprem neredeyse eşi benzeri görülmemiş bir olay. Çok çok uzun zamandır ki tahminim sismolojik aletlerin icadından bu yana böyle bir olay görmedik." ifadelerini kullandı.

Türkiye'deki fay hatlarının 500 ila 800 kilometrelere ulaştığının altını çizen Tobin, "Fay hattında bir bölgede deprem olduğunda bir sonraki bölgenin üzerindeki basınç değişiyor. Son 2 günde gördüğümüz de ne yazık ki 7,7 büyüklüğündeki deprem, yer kabuğundaki basınç dağılımını değiştirdi ve bu da 7,6 büyüklüğünde başka bir depreme yol açtı. Bu artan baskı fay hattındaki başka bölgelerin durumunu da değiştirebilir. 7,7 ve 7,6'nın gerçekten korkunç olaylar olduğunu biliyoruz ve başka büyük depremlere yol açmamasını diliyoruz ancak insanların Anadolu Fay Hattı'nda daha çok depreme hazırlıklı olması gerekir." diye konuştu.

İçeriğe Yorum Yapabilirsiniz.