Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

İsrail-Arap ilişkileri ve anormal bir “normalleşme”

Bu yazı 12/03/2021 tarihinde yayınlanmıştır.

*Alper Tan/SDE Başkan Yardımcısı

 

İsrail-Arap ilişkileri ve anormal bir “normalleşme”

Bu yazıda çok kısa olarak İsrail ile bazı Arap ülkelerinin ilişkilerini hatırlatıp Amerika Birleşik Devletleri‘nin mimarlığında duyurulan “Asrın Anlaşması” ve “normalleşme” konularının geldiği noktayı irdelemeye çalışacağız.

ÖNCESİ:

Yahudiler, İsrail devletini savaşarak kurmadılar. Önce, Osmanlı hükümranlığındaki Filistin toprakları İngiltere tarafından işgal edilerek ele geçirildi. Kurgusal bir devlet olarak inşa edilen İsrail’in hükmettiği topraklar, Yahudilere İngiltere tarafından hediye edildi. Bölgenin rahatlıkla kontrol altında tutulabilmesi için, İngiltere tarafından bu topraklar üzerinde kendisi ile işbirliği yapacak suni bir Siyonist Yahudi devleti ihdas edildi.

Ülke toprakları İngiltere tarafından hediye edilen İsrail devletinin halkı ise, Nazi Almanyası’nın soykırımcı lideri Hitler’in politikalarıyla Almanya’dan, diğer Avrupa ülkeleri ve Rusya’dan çeşitli yöntemler kullanılarak gönderildi/oluşturuldu.  

Osmanlı devletini dört bir yandan işgal ederek parçalayan ve yıkan ülkelerin belki de en önemli amaçlarından birisi, İslam ülkelerini taşeron İsrail devleti eliyle meşgul etmek, istikrarsızlaştırmak ve kontrol altında tutabilmekti.

Bu maksatla hem Avrupa hem de Amerika Birleşik Devletleri, Siyonist Yahudi devleti İsrail’e akılalmaz derecede maddi ve manevi destek sağladılar.

Kendi aleyhine çıkan yüzden fazla BM kararlarının hiçbirini İsrail uygulamadığı halde uluslararası toplum, Tel Aviv’e herhangi bir yaptırım uygulama yoluna gitmedi.

BM’de 1948’den bu yana; İsrail’in insan hakları ihlallerinden, işgalci tutumuna, komşu ülkelere düzenlediği saldırı eylemlerinden Filistin topraklarında inşa ettiği yeni yerleşim bölgelerine kadar yüzlerce konuda karar alındı. Ama hiçbirine İsrail uymadı. ABD, bugüne kadar BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail aleyhine aldığı 70’ten fazla kararı ise veto etti.

iNCELEME:

Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından Amerika Birleşik Devletleri bu defa İsrail’e Tel Aviv yerine, Filistin’e ait Kudüs’ü başkent olarak “bağışlamaya” kalkıştı. 

Öyle bir devlet düşünün ki ülke toprakları ve “bağımsızlığı” İngiltere tarafından hediye ediliyor, halkı çeşitli usullerle farklı farklı ülkelerden-insanlık dışı yöntemler de kullanılarak-oluşturuluyor. Başkenti, dünyanın öbür ucundaki başka bir devlet tarafından belirleniyor ve siz bu devletin bağımsız olduğunu düşünüyorsunuz!

Amerika Birleşik Devletleri, yukarıda izah etmeye çalıştığımız şartlarda ihdas edilmiş bu devleti, siyasi nüfuzunu, sert gücünü, tehdit ve şantaj unsurlarını, askeri ve ekonomik yaptırımları kullanarak “ikna ettiği” küçük devletlere zorla ve şerle tanıtmaya çalışıyor.

Bu devlet, Akdeniz’de 1600 km’den fazla kıyısı bulunan koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni devre dışı bırakıp, Yunanistan, Kıbrıs Rumları, Mısır, Fransa ve ABD ile iş tutarak kendince meydan okumaya kalkışıyor.

Akdeniz’de keşfettiğini ve kendisine ait olduğunu iddia ettiği gaz ve petrolü Türkiye’yi gözardı ederek ve Ankara’dan izinsiz Türkiye’nin hükümranlık sahalarını da kullanarak Yunanistan üzerinden Avrupa’ya pazarlamaya teşebbüs ediyor.

SONUÇ VE TEKLİFLER:

Peki bütün bu meydan okumalara ve sözüm ona güç gösterilerine rağmen İsrail’in geldiği nokta nedir?

Libya ile yaptığı deniz mutabakatı anlaşmasıyla Türkiye, hasım devletlerin Akdeniz’deki plan ve projelerini paramparça ederek paçavraya çevirip çöpe attı. 

Ankara, Libya adımlarının dışında Lübnan, Ürdün, Tunus, Cezayir, Fas, Malta, İtalya ile yürüttüğü fevkalade bir siyasetle hasım ülkeleri stratejik olarak kuşattı.

Bu kuşatmanın ardından, yıllardır İsrail’in etkisi altına sokulmuş bulunan Mısır ile çeşitli şekillerde kurulmuş olan ilişkiler daha da geliştirilerek Kahire’nin şer ekseninin dümen suyundan uzaklaştırılması aşamasına gelindi. Şimdi bu süreç olumlu vaziyette ve hızla ilerliyor.

Son haber, bugüne kadar Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın bölgedeki diğer oyuncağı olduğu düşünülen Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi. İsrail ile normalleştiği iddia edilen Birleşik Arap Emirlikleri, görünen o ki Tel Aviv yönetimini şaşırtmış durumda.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Birleşik Arap Emirlikleri‘ne yapmak istediği ziyareti üçüncü kez iptal etmek zorunda kaldı. İsrail’den yapılan açıklamayla ziyaretin iptal sebebinin Ürdün kaynaklı olduğu iddia edilse de gerçek iptal sebebinin Birleşik Arap Emirlikleri yönetiminden kaynaklandığı anlaşılıyor.

Bütün bu gelişmeler, Ortadoğu’da, Akdeniz’de ve etrafında suni olarak oluşturulan şer ittifakının hızla dağıtılmaya başlandığını gösteriyor. 

Bölgemizde ve çevremizde Türkiye’yi gözardı ederek uygulanmaya çalışılan her türlü plan, proje, oyun, siyaset, ittifak, denge ve daha her ne varsa akim ve başarısız kalmaya mahkumdur.

Dünyada ve bölgemizde son iki asırdır hiç olmadığı kadar büyük ve derin bir uluslararası oyun sahneleniyor. Bu oyun, inşaallah zülüm üreten uluslararası sistemin sonunu getirecek bir umut vadediyor.

Netice olarak mazlumların yüzünü güldürecek, zalimlerin ise uykularını kaçıracak, tahtlarını devirecek, sömürgelerini bitirecek, hükümranlıklarını yerle bir edecek yeni bir dünya düzenine doğru hızla ilerlenmekte olduğu görülüyor.