Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Katliam Karargâhı Mavi Köşk

Bu yazı 22/05/2024 tarihinde yayınlanmıştır.

*Mithat IŞIK/SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü

 

Barış harekâtından önce meşhur mavi köşkün sahibi İtalyan asıllı bir Rum olan Paula Paolides’dir. Mavi Köşk, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra turizm amaçlı olarak ziyarete açılmış. Köşkü iki defa ziyaret etme imkânım oldu.

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ellinci yıl münasebetiyle belgesel çekimi için 6 Mayıs- 15 Mayıs 2024 tarihinde KKTC’ye gittim. Mavi Köşk’ü bir ekiple yine ziyaret ettik. Köşke her gidişimde değişik bir şahıs anlatıyor, sözde tanıtıyor. Köşkün sahibinin zenginliğini, köşkün güzelliğini vs. anlatıyor ama köşkün Türklerin katliamları için kullanıldığını bilmiyor.

Paolides meşhur bir silah kaçakçısı. Kıbrıs Rumlarına ve Kıbrıs’ta bulunan yunan askerlerine kaçak silah getiriyor. Kaçakçılık için Kıbrıs Adası’nın kuzey batısında güvenli bir koyu kullanıyor.

Paolides, Makarios ve EOKA’ nın kurucu lideri olan Grivas ile sıkı iş birliği içerisinde görevini yapıyor. Kıbrıs’a bol miktarda deniz yolu ile gizli bir şekilde değişik çapta ve modelde silahlar, cephaneler, mayınlar vs. getiriyor. Makarios’ a satıyor ve çok para kazanıyor. Kazandığı paralarla mavi köşk ismini verdiği zamanın en lüks köşkünü yaptırıyor.

Köşkün en önemli özelliği hiçbir yerden görünmüyor veya çok az görünüyor olması. Köşkün diğer özelliği ise silahların geldiği koyu görmesi. Silahlar bot ve teknelerle köşkten görünen koya geliyor. Köşkün tünelinden görevli, teknelerle fener ışığı ile haberleşiyor ve silahlar karaya taşınıyor. EOKA’ cılara, Rum Milli Muhafız Ordusu’na, Yunanlı yetkililere teslim ediliyor. Parasını sözde Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios ödüyor. Bu silahlar Ada’da bulunan Türkleri katletmek için kullanılmak üzere, ilgililere ulaştırılıyor. Görevli köşkü şöyle anlatıyor; Bu köşkün sahibi bir silah tüccarı, İtalyan asıllı Paolides. Silah kaçakçılığından çok para kazanıyor. Bu köşkü yaptırıyor. Kime niçin bu silahları sattığını söylemiyor, belki de bilmiyor. Bence de bilmiyor. Çünkü ona öyle anlatılmış. Belki anlatan da bilmiyordur. Başlıyor anlatmaya,.. Tehlike anında kaçmak için tüneller mevcut, tüneller teknelerin yaklaştığı koya yakın bir yere kadar devam ediyor. Köşkte 13 oda, 13 banyo, çalışma odası ve odada onlarca kitap, misafirler için rengârenk masa ve sandalyeler, havuz ve Paolides’ in özel eşyaları.

Paolides’ in 13 rakamına dikkat çekiyor. Köşkte çok şey 13 adet. Eve yukarıdan bakıldığında 13 rakamı şeklinde göründüğü söyleniyor. Köşkteki ilginçliklerden birisi de bahçede boya ile çizilmiş alana geldiğinizde sesiniz yankılanıyor bu alanın dışına çıkınca ses normale dönüyor. Paolides misafirlerini burada karşılıyor. Konuşurken sesi yankılandığı için gelenleri etkiliyor. Köşkün odasının birinde Meryem ana tablosu var. Odanın neresinde olursanız olun Meryem ananın gözleri üzerinizde. Köşkün bahçesinde asma bitkileri mevcut bu asmaların üzümlerinden doğal şaraplar yapılıyor. Mevcut şarap fıçılarına konuyor. Gelen özel misafirlere ikram ediliyor. Köşkün havuzunda yüzüyorlar vs. Köşk ziyarete açık. Ziyaretçilere köşk bu şekilde anlatılıyor. Aslında meşhur bu mavi köşk Türkleri katletme planlarının yapıldığı yer.

Makaryos, Grivas, Paolides burada sık sık buluşuyorlar. EOKA’cıların, Rum Milli Muhafız Ordusu’nun askerlerinin, Rum Polisi üniforması giyen Yunan askerleri Türkleri nerede, nasıl katledecek, hangi Türk mahallesi hangi Türk köyü nasıl basılacak, bu baskınlarda EOKA’ nın, Rum Milli Muhafız Ordusu’nun ve Rum Polis Üniforması giymiş Yunan askerlerinin hedefleri neler olacak planlanıyor. Tarihe kanlı Noel olarak geçen 1963-1964 katliamları meşhur bu Mavi Köşk’te planlanıyor. Türkler, yaşlı, genç, çocuk, kadın demeden katledilirken Makaryos, Grivas ve köşkün sahibi silah kaçakçısı Paolides aynı masada şarap içerek Türklerin katledilmesini kutluyorlar. Şerefe kadeh kaldırıyorlar.

Meşhur mavi köşkün gerçek hikâyesi de bu. Türkler ise kendilerini savunmak için küçük motorlu teknelerle Anamur’dan Erenköy sahiline cephane ve silah getirmeye çalışıyorlar. İngiliz sahil güvenlik botlarına yakalanmamak için yağmurlu havayı ve dalgalı denizi bekliyorlar. Bu uğurda birçok Kıbrıs Türkü Akdeniz’in azgın dalgalarına kapılarak şehit oluyor. Anamur’dan yapılan ikmalin adı bereket olarak biliniyor. Kıbrıslı Türkler bürgün mutlaka Türkiye’nin Ada’ya müdahale edeceğini ve kendilerini kurtaracağına inanıyorlar.

Beklenen gün 20 Temmuz 1974’te geldi. Gerçekleştirilen barış harekâtı ile Türkler Rum ve Yunan’ın zulmünden kurtuldu. Ada’da 50 yıldır barış ve huzur var. Türkler kendi devletleri KKTC’ yi kurdular. KKTC ‘yi yaşatmak her Türkün görevi olmalıdır.