Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
ABD'nin Çekilmesi Sonrası Rusya'nın Afganistan ve Türkistan Politikaları
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Tanrısever 'ABD'nin Çekilmesi Sonrası Rusya'nın Afganistan ve Türkistan Politikaları' başlıklı konferansta konuştu.
17 Eylül 2021 16:34

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Tanrısever Afganistan’daki gelişmeler nedeniyle tarihi günler yaşadığımızı belirterek konuşmasına başladı. “Afganistan’da yaşanan gelişmeler uluslararası ilişkilerin uygulayıcısı ve çalışanlarını daha çok düşünmeye, daha çok konuşmaya ve durumu yeniden tanımlamaya zorluyor” diyerek dünyanın bir bilinmezin içinden geçtiğini belirtti. Türkiye’nin Afganistan’da çok önemli bir aktör olduğunu belirten Oktay Tanrısever, Türkiye’nin Afganistan politikasını belirlerken dikkat etmesi gereken en önemli hususun Afganistan’a ilgi gösteren Çin, Rusya, İngiltere ve Almanya’nın politikalarına karşı geliştireceği tavır olduğunu söyledi.

Orta Asya’nın, Rusya’nın tarihi kayıtlarında Türkistan olarak adlandırıldığını ve Afganistan’ında Türkistan’ın bir parçası olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay Tanrısever, Türklerin Afganistan içerisindeki etkinliğinin tarihi süreç içerisinde azaldığını dile getirdi. Türklerin Afganistan’daki etkisinin azalması ile birlikte Afganistan’da kuzeyden Rusların güneyden de İngilizlerin etkisinin arttığını söyleyen Tanrısever İngilizlerin katkısı ile Rusların etkisini kırmak için Peştunlar liderliğinde Afganistan Devletinin kurulduğunu belirtti. Bu süreçte Türkmen, Kırgız, Kazak gibi Türk unsurlarında etkinliğinin azaltılmaya çalışıldığını ve Afganistan içerisinde uzun süren bir kimlik politikası izlendiğini söyledi. Tanrısever, Rusya’nın sıcak denizlere inmek için Afganistan’ı önemsediğini belirtti. Büyük güçlerin deniz hâkimiyeti sağlayarak üstünlük sağlayabildiğini, bu yüzden de Sovyetler Birliği’nin denizleri kontrol edebilmek adına farklı bölgelerden sıcak denizlere inebilmek için politikalar yürüttüğünü belirten Prof. Dr. Oktay Tanrısever, Sovyetler Birliğinin Afganistan’ı kontrol ederek Pakistan üzerinden sıcak denizlere inebilmek için İngiltere ile mücadele ettiğini ve bu mücadelenin 19. Yüzyılı şekillendirdiğinin altını çizdi. Türkiye ile ilk dönemlerde iyi ilişkiler kuran Afganistan’ın Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesinden sonra bu ilişkilerin zayıfladığını söyleyen Tanrısever, Sovyetler Birliğine karşı ABD ve NATO’nun Afganistan’daki direnişi örgütlediğini belirtti.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasında Afganistan’da yenilmesinin önemli bir etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay Tanrısever, Rusya’nın Afganistan’a karşı temkinli yaklaştığını belirtti. Sovyetler Birliği ve ABD’nin Afganistan’ı işgal edebileceklerini düşünerek hata yaptıklarını, Afganistan’ın işgal edilerek yeni bir ulus inşasına tabi tutulabilecek bir ülke olmadığını söyledi.

Afganistan’daki son gelişmeler yaşanmadan önce Taliban’ın Moskova’da Rus yetkililer ile görüşerek anlaşmalar yaptığını ve sonrasında Rusya’nın da Taliban karşıtı söylemlerden kaçındığını söyleyen Tanrısever, Rusya’nın son yaşanan gelişmelere karşı sakin kaldığını ve fazla tepki vermediğini belirterek, “Rusya Afganistan’da Batı’nın etkisinin azalmasından sonraki boşluğu doldurabileceğini hesap ediyor. Aslında 1996 yılında Taliban’ın tehdit olduğunu ve uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini söyleyen ilk ülke Rusya. Fakat 2001 yılından sonra Afganistan’da yaşanan çatışmalara Rusya hiçbir zaman müdahale etmedi” dedi. Prof. Dr. Tanrısever, yaşanan son gelişmelerden sonra Batı devletlerinin Afganistan için “bekle-gör” politikası izleyeceğini ve bu süreçte Rusya ve Çin’in Afganistan’daki gelişmelerde daha aktif rol oynayacağını belirtti.

Afgan halkının kendi içerisinde ideolojik bir sorunu olmadığını belirten Tanrısever, “Çin, Rusya ve Pakistan’ın bölgede etkili olduğu görüyoruz” dedi. Taliban’ın Afganistan’da henüz devlet otoritesi olmadığını belirten Tanrısever, “Taliban’ın devleti nasıl yöneteceğine dair fazla bir fikri ve tecrübeli insanları yok. Daha kırsal alanda örgütlenmiş, çatışmaya dayalı bir örgüt. Bir devlet inşa etmesi bu doğrultuda hazır olması zor. Tabi ki kısa bir tecrübesi oldu ama o dönemde başarısız oldu” dedi.

Çin’in Afganistan’ın iç politikasına karışmadan maden ve yeraltı kaynaklarında bazı garantileri alma girişiminin söz konusu olacağını belirten Prof. Dr. Tanrısever, ekonomi ve enerji konusunda Çin’in girişimlerinin söz konusu olacağını belirtti. Batı’nın Çin ile Rusya’nın arasında bir denge gözetmeyi düşündüğünü belirten Tanrısever, “Rusya’nın bölgede istikrar sağlayan bir unsur olarak burada bir ayrıcalık alması söz konusu olabilir. Orta Asya’daki devletler başta Taliban hareketi olmak üzere bu gelişmelerden rahatsız. En büyük endişeleri Taliban hareketinin Orta Asya için tehlikeli bir hala gelip gelmeyeceği ve bölgede bir istikrarsızlık yaratabilme ihtimali. Rusya da bu endişeyi besliyor” dedi. Rusya’nın amacının Orta Asya’daki ülkeleri kendine daha bağımlı hale getirmek olduğunun altını çizen Tanrısever, “Rusya, Türk Cumhuriyetleri içindeki milliyetçi hareketleri güvenlik meselesi olarak görebilir. Eski Sovyet kimliğinde tekrar buluşmak gibi bir birleşme planlayabilir. Biliyorsunuz Rusya’nın, Belarus ile birleşmesi söz konusu bu durumu Türkistan’a taşıyabilir” dedi.

Türkiye’nin burada yapıcı rolünü olumlu bakılması gerektiğini söyleyen Tanrısever, yumuşak güç konusunda özellikle terörizmle mücadele ve sınır güvenliği gibi hususlarda Orta Asya’da güçlenen bir Türkiye’nin Afganistan’da etkisinin artacağını söyledi. Tanrısever, Türkiye’nin Afganistan ve Türkistan’da etkili bir rol oynadığında bu durumun Batı-Türkiye ilişkilerini daha da artırabileceğinin önemini vurguladı. Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın, Türkiye’ye karşı politikalarının değişmeye başladığını da söyleyen Tanrısever, “Rusya burada avantajlı çıkacağı şüphesiz ama orada meydanı tamamen Rusya’ya bırakmak Türkiye için iyi bir politika olmaz. Gerçekçi ve rekabetçi bir politikayla Türkiye’nin önünün Afganistan ve Türkistan’da açık olduğunu görüyorum. Orta Asya ülkeleriyle askeri teknik ekonomik işbirliğini attırmak Türkiye’nin çıkarına olacağını düşünüyorum” dedi.