Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde "Aliya İzzetbegoviç" başlıklı panel düzenlendi. Oturum başkanlığını SDE İç Politika ve Hukuk Koordinatörü Prof. Dr. Tevfik Erdem’in yaptığı panelin konuşmacıları arasında Prof. Dr. Rahman Ademi, Prof. Dr. Mustafa Orçan ve Araştırmacı-Yazar Mehmet Doğan bulunmaktaydı.
Oturum Başkanı Prof. Dr. Tevfik Erdem konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Siyasi Düşünceler tarihinde Platonun devlet adlı eserinden bahsederken, orada yöneticilerin sahip olması gereken özelliklerden bahsedildiğini, buna göre ya yöneticilerin bilge olması gerektiğinin ya da bilgelerin yönetici olması gerektiğinin yani iki özelliğin de bir kişide bulunabileceğinin çok da mümkün olmadığını düşünen bir anlayış olduğunu ifade eden Erdem, “Ancak Aliya’da bu iki özelliğin de bir arada olduğunu görüyoruz.” dedi.
“Aliya ve Liderlik” konusu üzerine konuşan Araştırmacı-Yazar Mehmet Doğan ise, Aliya’nın sıradan bir insan, sıradan bir entelektüel ya da sıradan bir lider olmadığını, onun bizim coğrafyamızda da çok önemli izler bıraktığını belirtirken “Aliya” denildiği zaman İzzetbegoviç’ten başka bir ismin akla gelmediğini ve bu durumun önemini vurguladı. Bunun yanı sıra her ne kadar yaygın olarak “Bilge Kral”, “Öncü İnsan”, “Lider” gibi sıfatlarla anılsa da sadece “Aliya” olarak anılmasının daha sade ve daha sahici olduğunu da sözlerine ekledi.
Aliya’nın iyi bir mümin, iyi bir entelektüel, iyi bir yönetici ve bunların bütününü yansıtan bir liderlik vasfını hakettiğini belirten Doğan, “ Liderlik önemli, hele ki olağanüstü şartlarda lider ve önder olmak çok önemli” dedi.
“Siyaset, Ahlak ve Aliya” başlıklı konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Mustafa Orçan ise , Srebrenitsa katliamı, bağımsızlık mücadelesi ve Aliya’nın o dönemdeki siyasi hayata etkisi üzerinde durdu ve “ O dönemlerde ilgiyle, merakla takip ediyorduk olayları ve kitaplarını okuduğumuz Aliya artık yönetime gelmişti. Nasıl yöneteceğini, yazdıklarını nasıl hayata geçireceğini merak ediyorduk. Allah ona entelektüelliğinin ve aydınlığının ötesinde çok büyük bir sorumluluk yükledi. Cumhurbaşkanı seçildi o da yetmedi tarih onu savaşta Bosna ordusunun komutanı olmak durumunda bıraktı” dedi.
Prof. Dr. Mustafa Orçan, Aliya’nın halka karşı bakışını SDA Partisi’nin bir açılışında yaptığı şu konuşmayla özetledi:
“Halktan biri olmak için elinizden geleni yapın. Halkımız bazı şeylerden hoşlanır, bazı şeylerden hoşlanmaz. İnsanlar neyden hoşlanıyorsa siz de ondan hoşlanın, neyden hoşlanmıyorsa siz de ondan hoşlanmayın. Halkınıza benzemekten utanmayın. Onlar cesur, zeki ve şereflidir. Bazı hatalara yol açsa bile onlara benzemekten kaçınmayın.”
Prof. Dr. Rahman Ademi ise “Savaş Zamanı Aliya” konusu üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Savaş zamanının etkilerini en çok yaşıyan ailelerden biri olan Aliya ve ailesi iki defa göç etmek zorunda kalmıştır diyen Ademi, Aliya’nın yakın arkadaşlarının ise 2. Dünya savaşının en acımasız zulümlerine maruz kalmış insanlar olduğunu belirtti.
Aliya’ya yapılan eleştirilere de değinen Prof. Dr. Rahman Ademi “Bu tarihçilerin tipik olarak düştüğü bir hatadır. Şu anki şartlarla tarih değerlendirilemez, bu tabiri caizse uzaktan gazel okumak gibidir. Mutlaka daha iyisi yapılabilirdi ancak insanoğludur bu. Bazı hatalar çok sonradan anlaşılır. Teklif edilen diğer davranışların doğru olabileceğine dair kesinlik de yoktur. Aliya normalde silah tutmuş değildir. Mesleği avukatlıktır. Yazdığı yazılar ise barış üzerinedir ancak bu şartlar altında savaşı yönetmek durumunda kalmıştır. Tabi ki kararları tek başına vermemiştir ama kanuni olarak devletin başkanı başkomutandır.” dedi.