Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “Askeri Boyutlarıyla Filistin – İsrail Savaşı” başlıklı panel gerçekleştirildi.
Oturum başkanlığını SDE Başkan Yardımcısı Alper Tan’ın yaptığı panelde, konuşmacılar arasında SDE Başkanı (E)Tümgeneral Güray Alpar, SDE Savunma ve Güvenlik Kurulu Başkanı (E)Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, (E)Tuğgeneral Halil İbrahim Bölükbaş, (E)Kıdemli Albay Mithat Işık ve (E)İsth. Kıdemli Albay Şeref Sırakaya bulundu.
Panelin ilk konuşmacısı (E)Tümg. Güray Alpar, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırılar ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne gerçekleştireceği belirtilen kara harekatı hakkında açıklamalarda bulundu.
Alpar, Netanyahu’nun ‘Şimdi Yeşaya kitabındaki kehanetlerin gerçekleştiğini göreceğiz.’ dediği açıklamasına dikkat çekerek Netenyahu’nun yalnızca Musevilik ile ilgili açıklamalarda bulunmadığını, Musevilik ve Hristiyanlığı bir araya getiren, onların kutsal kabul ettiği, kehanetlerde bulunan ‘Yeşaya’ kitabından özellikle söz edilmesinin sebebinin ise Yeşaya’nın Hristiyanlar için de kutsal olması olduğunu söyledi.
Son dönemlerde sıkça rastladığımız ‘Evanjelizm’ kavramı hakkında da bilgiler veren Alpar, “Birileri bir kurgu kurgulamış, bu kurguyu da uyguluyor.” dedi.
“Tarih boyunca, dünya güç unsurları sadece Avrasya Kıtası’nda olmuştur. Ta ki, 1945 yılına kadar.” diyen Alpar, bunun tek yolunun Avrasya’nın birbirine düşürülmesi olduğunu, yıllardır Avrasya bölgesinde karışıkların yaşandığına dikkat çekerek “Acaba burada Hristiyanlık, Yahudileri kullanarak onları bir yere mi yönlendirdi?” dedi.
Oturumun bir diğer konuşmacısı Tuğg. (E) Halil İbrahim Büyükbaş ise yenilmez bir görüntü çizen İsrail istihbaratının, Hamas’ın 7 Ekim gecesi düzenlediği operasyondan habersiz kalmasını ve bu algının yıkılması konusunu değerlendirerek, açıklamalarda bulundu.
İsrail İstihbaratının yapısı hakkında bilgiler vererek konuşmasına başlayan Büyükbaş, İsrail istihbaratında MOSSAD dışında iç işlerinde kullanılan ŞİN-BET veya Şabak denilen bir örgütün olduğunu, ve daha lokal olarak kullanılan ‘Aman’ örgütünün bulunduğunu söyledi.
Hamas’ın operasyonları hakkında farklı görüşlerin olduğunu dile getiren Büyükbaş, bu görüşler içinde MOSSAD’ın bilerek Hamas’a yol açıp haklı görünme, mağdur duruma düşme gibi amaçların olduğunu, ikinci görüşün ise “Hamas’ın alt yapısını tamamen değiştirerek Çin orijinli elektronik sistemin kullanılmaya başlanması ile İsrail’in Hamas’ı dinleyememiş olması olduğunu söyledi.
Halil İbrahim Büyükbaş, üç farklı istihbarat örgütünün muhtemel çekişmesi ve Netanyahu hükumetini yıpratma gayeleri ile Hamas’ın beklenilmeyen başarısı ile karşılaşıldığını dile getirerek tüm senaryoların gerçekleşmiş olması ihtimalinde bile yenilmez görüntüsü çizen İsrail istihbaratının yarattığı algının bu olayın ardından yerle bir olduğunu söyledi.
Oturumun 3. konuşmacısı Kd. İsth. Alb. (E) Şeref Sırakaya ise konuyu askeri istihbarat yönüyle değerlendirdi.
Şeref Sırakaya istihbarat, ajan, veriler, işlem/analiz gibi kavramlar hakkında dinleyicilere genel bilgiler vererek İsrail’in genel istihbarat yapısı, MOSSAD'ın kurulması, Hamas, Birim 800 ve İsrail’in kullandığı silahlar konusunda da değerlendirmelerde bulundu.
Oturumun bir diğer konuşmacısı Kd. Alb. (E) Mithat Işık, konuyu Gayri Nizami Harp boyutu ile değerlendirdi.
Gayri Nizami Harp(GNH)’in insanoğlunun varlığından beri var olan bir savaş şekli olduğunu söyleyen Işık, GNH’yi ise “İşgale uğramış bir ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü sağlama amacıyla topyekün gösterdiği mücadele” olarak tanımlayıp “Burada canlı olan her şeyin bir görevi var” dedi.
“Hedef seçtiğiniz bir ülkede size müzahir olan grupları gizli bir şekilde teşkilatlandırarak oraya karşı yapacağınız bir harekatı kolaylıştırmak gayrinizami harbin bir diğer kullanıldığı alandır.” diyen Işık, GNH’nin birbirini tamamlayan 5 kardeşten oluşan bir güç olduğunu söyleyerek bunları ise yeraltı teşkilatı, özel kuvvetler, yardımcı kuvvetler, gerilla ve kurtarma ve kaçırma olarak sıraladı.
Yardımcı kuvvet unsurlarının bu konuda görüldüğünü söyleyen Işık, “Dikkat ederseniz bir yere bir saldırı düzenlendiğinde, (patlama vs. olduğunda) halkın yardımlaşarak birbirine destek olduğunu görüyoruz. Burada herkes küçük yaşlardan itibaren ne yapması gerektiğini hem yaşayarak hem de eğitimle görüyor. En tehlikeli silah ölümü göze almış insandır. Hamas ve Filistin halkının tamamı hemen hemen ölümü göze almış insanlardır. Düşünebiliyor musunuz, bir anne çocuğu ölürse cesedini bulabilmek için koluna yazı yazıyor. Bunların hiçbiri o anda akıl edilmiş şeyler değil. Bunların tamamı belli bir gayrinizami harp eğitiminden geçmiş insanlardır.” dedi.
Gayrinizami harbin tarihte hiç kaybetmediğini ancak sabır gerektirdiğini ifade eden Işık, “Ben Filistin halkının da bu mücadeleyi kazanacağına, bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulacağına yürekten inanıyorum.” dedi.
Panelin son konuşmacısı Tuğg. (E) İhsan Başbozkurt da konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Savaşın iki devlet arasında olabileceğini söyleyen Başbozkurt, “Gazze’de savaş mı var yoksa soykırım mı? Buna savaş denemez. Haklı davasını sonuna kadar savunan bir halk var. Onun karşısında ise katil, hukuk tanımayan, insan hakları tanımayan bir sistem var. Ne yazık ki bu sistemi destekleyen bir de Batı var. Bu bir savaş değil, bir soykırım, bir katliamdır.” dedi.
Medyada ve kamuoyunda da sıklıkla dillendirilen İsrail’in olası kara harekatı konusuna da değinen Başbozkurt, İsrail’in hava harekatlarıyla, kullandığı fosfor bombalarıyla Filistin halkına büyük bir zarar verdiğini, beklenen kara harekatının yapılmamasının nedeninin ise bu harekatın İsrail’in yok olması anlamına geleceğini söyledi ve “ İsrail ordusu kapasitesi, azmi, iradesi yüksek bir ordu değil. İsrail 300 bin yedek asker çağırdı. Bir askerin harekata hazırlanması için bir ay lazım.” dedi ve farklı ülkelerden gelen yedek askerlerin harekata adapte olması için belli bir sürenin gerektiğini ifade etti.
İsrail’in bu kara harekatını yapma kapasitesinin olmadığını söyleyen Başbozkurt, İsrail ordusunun içinde de büyük kopuşlar olduğunu dile getirdi ve “İsrail’in tankalarla, toplarla başarılı olması mümkün değil. Harekatı yapacak teknolojik kapasiteye sahip ancak o yüreğe sahip değil. O yüreğe kahraman Filistinliler sahiptir. İnşallah galip olacak olan Filistinli kardeşlerimizdir.” dedi.
Diğer İçerikler