Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “Azerbaycan-Ermenistan Geriliminde Son Durum” başlıklı konferans düzenlendi. Konferansın konuşmacısı emekli büyükelçi Hulusi Kılıç, konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

1991 yılına kadar bu ülkelerin Rusya Federasyonu'na bağlı olduğunu, ancak 1991 yılında Federasyonun dağılması üzerine bu ülkelerin bağımsızlıklarını ilan ettiklerini hatırlatan Kılıç, o dönemde Azerbaycan'ın düzenli bir ordusu olmadığını, Ermenistan'ın ise bir Rus üssü bulunduğunu ve nispeten bir orduya sahip olduğunu söyledi.

Kılıç, Ermenistan'ın bu güce dayanarak Azerbaycan topraklarını işgal ettiğini ve Hocalı katliamını hatırlatırken Ermenistan'ın bu işgaline karşı Birleşmiş Milletlerin Ermenistan'a bölgeden çekilmesi çağrısı yaptığını, Ermenistan'ın yine de bu işgalden vazgeçmediğini vurguladı.

Ermenistan'ın bu işgalci davranışı üzerine daha önce onu ülke olarak tanıyan Türkiye Cumhuriyeti'nin de Ermenistan ile tüm diplomatik ilişkilere son verdiğini ve sınırları kapattığını dile getiren Kılıç, sözlerine o dönem kurulan Minsk Grubu'nu eleştirerek devam etti. Bu ülkelerin Ermeni diasporası tarafından yönetildiğini ve adeta sorunu çözmeme amacıyla kurulduğunu vurguladı.

Tüm bu olayların sonucunda 27 Eylül 2022'de Azerbaycan'ın Ermenistan topraklarını geri alarak tarihi bir başarı sergilediğini söyleyen Kılıç, bu başarıya Türkiye'nin diplomatik olarak büyük katkısı olduğunu vurguladıktan sonra Azerbaycan askeri okullarının Türkiye tarafından kurulduğunu hatırlattı.

Sözlerine o dönem kurulan Minsk Grubu'nu eleştirerek devam eden Kılıç, bu ülkelerin Ermeni diasporası tarafından yönetildiğini ve adeta sorunu çözmeme amacıyla kurulduğunu vurguladı. Tüm bu olayların sonucunda 27 Eylül 2022'de Azerbaycan'ın Ermenistan topraklarını geri alarak tarihi bir başarı sergilediğini söyleyen Kılıç, bu başarıya Türkiye'nin diplomatik olarak büyük katkısı olduğunu vurguladıktan sonra Azerbaycan askeri okullarının Türkiye tarafından kurulduğunu hatırlattı.

10 Kasım 2022'de imzalanan antlaşmaya göre Ermenistan'ın teslim olduğunu söyleyen Kılıç, barış görüşmelerine değindi ve bu görüşmelerin bölge ile ilgisi olmayan ülkeler tarafından özellikle Amerika ve Fransa tarafından zehirlendiğini vurguladı. Ermenistan'ın Amerika ile yakınlaşarak izlediği yanlış politikanın daha önce onu destekleyen İran ve Rusya ile ilişkilerini bozduğuna da değinen Kılıç, Ermenistan'ın artık Rusya ve İran'dan beklediği desteği göremediğini ifade etti.

Ayrıca bu dönem içinde Karabağ içindeki silahlı Ermeni grupların antlaşmaya uymayarak silah teslim etmediğini ve bölgeye mayın döşeyerek 7 Azerbaycan askerinin şehit edildiğini hatırlatan Kılıç, bunun üzerine başlatılan anti-terör operasyonunun çok önemli bir başarı olduğunu vurguladı ve operasyonun 23 saat 56 dakikada sona erdiğini belirtti.

Ardından Türkiye-Ermenistan ilişkilerine değinen Hulusi Kılıç, bir normalleşme sürecinin başladığını ancak bu sürecin devamı için Türkiye'nin Ermenistan'a Azerbaycan ile barış antlaşması imzalamasını şart koştuğunu söyledi. Kılıç, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşliği övdü ve bu iki ülkenin "bizim olan sizin, sizin olan bizimdir" politikasını izlediğini belirtti ve Türkiye'nin şu anda bölgede yeni bir barış formülü ile var olduğunu dile getirdi.

Kılıç, bu süreç içinde Ermenistan'ın medya üzerinden bölgedeki Ermenilerin zulüm gördüğü iddiasına dayanarak izlediği yanlış politika ve Laçin sınırını görmezden gelerek diğer kapılardan bölgeye ulaşma çabalarının Azerbaycan'ın dik duruşu ile geri püskürtüldüğünü söyledi. Konuşmasına "Azerbaycan haklıdır ve haklı olan güçlüdür" sözleri ile devam eden Kılıç, bu savaşın en çok Ermenistan'a zarar verdiğini ve Ermeni halkının kötü koşullar nedeniyle sürekli göç etmek zorunda kaldığını belirtti ve artık Ermenistan'ın barış antlaşması imzalamak zorunda olduğunu vurguladı.

Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler kürsüsünde yaptığı konuşmanın Azerbaycan-Türkiye ilişkisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Hulusi Kılıç, teşekkür ederek konuşmasına son verdi.