Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “Bilinen ve Bilinmeyen Yönleriyle Wagner" başlıklı panel gerçekleştirildi. Alper Tan’ın oturum başkanlığı altında, (E) Tümg. Mehmet Özoğlu, (E) Tümg. Güray Alpar, (E) Tuğg. İhsan Başbozkurt, (E) Kd. Albay Mithat Işık, (E) Dz. Kur. Albay Celalettin Yavuz, (E) İsth. Albay Şeref Sırakaya konuşmalarını gerçekleştirdiler.
Panele (E) Dz. Kur. Albay Celalettin Yavuz ‘un sözleriyle başlandı. Türkiye’de yasal olarak özel askeri şirket ya da özel istihbarat şirketi açılamayacağını hatta dedektiflik şirketleri dahi kurulamayacağını söyleyen YAVUZ, SADAT bir özel askeri şirket değildir ama danışmanlık hizmeti vermektedir diyerek sözlerine başladı.
“Uluslararası hukukta da özel askeri şirketlerin, yapmış oldukları hatalar nedeniyle, henüz daha hükümlülükleri nedir belirlenebilmiş değil ”dedi.
Konu hakkında bir diğer değerlendirmede bulunan kişi ise (E) Kd. Albay Mithat Işık oldu. “Şunu kabul etmemiz lazım, bunlar çağımızın ‘‘karanlık’’ orduları. Öyle bir zaman gelmiştir ki bu şirketi kuranlar bile bunun içerisinden çıkamamıştır. Dolayısıyla böyle bir şirketi kurarken nasıl yöneteceğinizi, daha sonra da bunu nasıl lağvedeceğinizi de başlangıçta hesaplamanız lazım ”dedi.
Sözlerine Wagner’i kuranın aslında Rus istihbarat örgütü olduğunu söyleyerek devam eden Işık, sonunda Wagner’in bir şekilde küçültüleceğini, en azından elindeki ağır silahların alınacağını ve yönetim kadrosunun değiştirileceğini ama tamamen lağvedilmeyeceğini dile getirdi.
Işık, Türkiye’nin de bundan ders alarak, Suriye’deki ÖSO veya SMO’sunu savaşın bitişinden sonra, nasıl bir hareket tarzıyla bunu ne yapacağına da şimdiden planlamasında fayda olduğunu söyleyerek sözlerini bitirdi.
(E) Tümg. Mehmet Özoğlu “Wagner’e paralı asker demek çok yanlış çağrışımlara neden olabilir, ben paralı asker terimini kullanmak istemiyorum. Askerin kendine özgü bir kuralı var, ‘paralı savaşçı’, ‘Paramiliter grup’ denilebilir” dedi.
Panelin konuşmacılarından olan (E) Tuğg. İhsan Başbozkurt ise “Putin gerçekten bir saygınlık kaybına uğradı, kısa sürede kontrolü ele almayı başarsa da büyük bir imaj zedelemesine girdi. Rusya’nın moral ve motivasyonu gerçekten sıkıntı içerisine girdi. Rus istihbaratı güvenlik mekanizması, böyle bir isyanın başladıktan sonra haberdar olması gerçekten yani son derece vahim bir durum.” Dedi.
Panelin bir diğer konuşmacısı olan İsth. Albay Şeref Sırakaya ise Paramiliter gruplar devlet adına görev yapar ve bazen buna müsaade edilir, o ülkenin istihbarat teşkilatları 7/24 teknik ve fiziki olarak havadan, karadan ve denizden bu tür yapılanmaları takip eder diyerek sözlerine başladı.
“Wagner’e gelen 10 kişiden en az 2’si FSB (eski adıyla KGB) personeli. Yapılan her icraatı üst kademelere rapor ediyorlar, yani sizin ne yaptığınızın farkındalar (uzaydan, yerden, havadan). Benim değerlendirmem, Rusya onlara bir koridor açtı Rostov’a kadar, bir an önce çekilmeleri sağlandı. O da güya adalet yürüyüşü yaptı. Oradan da alındı, güzelce Belarus’a nakledildi ve karantinaya alındı” dedi.
Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan SDE Başkanı Doç. Dr. Güray Alpar ise denizin suyunun mavi olmadığı gibi, hiçbir şey de göründüğü gibi değildir, olayın ilk günleri, bir gariplik olduğunu ve bunun bir isyan olmadığını düşündüm diyerek sözlerine başladı.
“Adam bir gerideki şehri ele geçiriyor, o şehir zaten Ukrayna’ya giden yol. Orayı ele geçirse bir düşman kuvvet, sizin zaten Ukrayna’dan çekilmeniz gerekiyor, Ukrayna’daki kuvvetleriniz bile imha olur. Kara savaşında tek bir zaiyat yok. Ya o kadar büyük bir kuvvet 50 bin kişi diyorsunuz, geriye çekiyorsunuz, bir tane Rus askeri veya Wagner askerinin burnu kanamamış (!). Prigojin’in ifadeleri de çok değişik ve orada diyor ki, 'Ben çekiliyorum, isyan ettim ama Ukrayna’daki Rus askerlerinin burnu kanamayacak.' bu nasıl oluyor, böyle bir isyan olur mu? Rusya’nın elinde silah mı yok, tek uçak durdurmaya yeterliydi” dedi.
Panelin hem oturum başkanı hem son konuşmacısı olan Alper Tan, Bu olayda Türkiye’nin ikisiyle de ilişkisinin olduğunu görüyoruz. Wagner darbe girişi olayının, çok akıllıca bir taktik hareket olduğunu, Rusya Devleti’nin planladığını düşünüyorum diyerek sözlerine başladı.
Devlet öyle bir görevi güvenlik konusunda bir şirkete veriyorsa, kaldı ki Putin’in en yakın dostlarından birisi Utkin ve Prigojin, bunun içinde devletin istihbarat elemanları da vardır. Bu da mantıklı bence öyle de olması gerekiyor. Dolayısıyla %10-20’si istihbarattan (FSB’den) oluşuyorsa bu gücün, orada alınan nefesten bile Moskova’nın haberinin olduğunu düşünmek lazım” dedi.
15 gün öncesine göre daha güçlü bir Putin var karşımızda, Rus Devleti ise 15-20 gün öncesine göre daha güçlü bir konumda olduğunu düşünüyorum ifadelerini kullanan Tan, “Bu vesile ile Wagner güçleri, Afrika’daki ve Ortadoğu’daki işlerine devam ederken Belarus’a da el atmış olacak. Rusya’nın Belarus’a gönderdiği taktik nükleer silahların güvenliği de Wagner eliyle kontrol altına alınmış olacak. Böylece gayet başarılı bir çalışma yapıldığını düşünebiliriz, farklı şeyler çıkabilir. Bazı şeyler 50 sene sonra ortaya çıkar, takip edip göreceğiz” dedi.