Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Deprem ve Binalar
Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “Deprem ve Binalar” başlıklı konferans düzenlendi. Konferansın konuşmacısı Dr. Serdar Ecemiş konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
28 Mart 2023 15:52

Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “Deprem ve Binalar” başlıklı konferans düzenlendi. Konferansın konuşmacısı Dr. Serdar Ecemiş konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

 

Konferansına Türkiye Deprem Tehlike haritası ile dikkat çeken Serdar Ecemiş, 6 Şubatta meydana gelen depremin en kırmızı bölgelerde olduğunu ve depremin olacağının belli olduğunu, ülkemizde deprem riskinin yüzde doksan olup, ekonominin de yüzde doksanının bu fay hattı üzerinde bulunduğunu, depremin kuvvetinin çok büyük olduğunu, binaları, yolları, tren raylarını 3.5 metre kadar kaydırdığını ve  böyle bir depreme dayanabilecek bir şey olmadığını ifade ettii. Her yerde bahsedilen sıvılaşma konusuna da değinen Ecemiş, sıvılaşma yüzünden meydana gelen yıkımlardan da bahsetti. 

Depremin bir ivmesi olduğunu binanın da bir ağırlığı olduğunu, ivme ve ağırlığı çarpıp binaya gelen kuvveti ölçtüğümüzü dile getiren Ecemiş,“Depremin ivmesi ile ilgili bir değişikliği insanoğlu yapamaz. Dolayısıyla bizim müdahale edebileceğimiz yerlerden birisi binanın kütlesidir. Biz kütleyi ne kadar azaltırsak binaya gelen deprem kuvveti o kadar az olur. Ne kadar hafif bina yaparsak o kadar az kuvvet binaya gelir” dedi.

 

Mühendisler için yapılan çalışma ve deneylerin doğruluğu önemlidir bu yüzden binaların zarar görse bile ayakta kalmasını belirten Ecemiş, “Moloz haline gelmiş bir yapı da hiçbir şey anlaşılmaz, bir binada esas enejiyi tutan kolonla kirişin birleştiği yerdir. Altı dükkan olan yapılar tehlikeli yapılardır, yumuşak yapı adı verilir. Mühendisler binayı yaparken bir hasar olabilir ancak can kaybı olmamalı şeklinde tasarlar. Hasar almayacak bina yapmak ekonomik bir şey değildir. Çok büyük kolonlar yapılmak zorunda kalınır. Her bina türü için farklı planlamalar vardır. Hastane yapılacağı zaman da can kaybı olmaması göz önüne alınır fakat sallantı da en aza indirilmelidir. Deprem olsa bile doktor ameliyatını yapmaya devam edebilmelidir. Farklı binalar için farklı kriterler vardır.” dedi.

Kırsal kesimlerde evin en altını ya depo yapıyorlar ya da araçlarını koyuyorlar diyen Ecemiş,“Bu evlerde bir kat kayıp olduğu için çok sağlıklı yapılar değillerdir. Kırsal alanlarda belli bir usta olur ve herkes evini ona yaptırır. Ancak bu depremde bakıyoruz ki üç evi de aynı kişi yapmış fakat arasında yıkılan binalar olmuş. Bazen böyle durumlarla da karşılaşabiliyoruz.” dedi.

Bina yapımlarında estetik değerlerin ön plana çıktığını söyleyen Ecemiş,“Kimse evinin ortasından kolon geçsin ya da salonun tavanında kiriş olsun istemiyor. Bu yapılması gereken şeyleri balkonlarına yapıyorlar ve tasarım hataları ortaya çıkıyor. TOKİ beton ve tünel kalıp kullandığı için binaları yıkılmadı. Bu yüzden binaların tünel kalıp olması çok önemli.” dedi.