45 yıldır Almanya’da yaşayan Akademisyen Dr. Abdulkadir İnaltekin, konferansta yaptığı konuşmanın ilk bölümünde Almanya’ya işçi olarak davet edilen Türklerin yaşadıklarını anlattı:
“1960’lı yıllarda Almanya’ya teşvik edilen Türkler bugün, Almanya’da istenmeyen azınlık olmuştur. Başlarda ağır sözler ve hakaretlere maruz kalan Türkler zamanla ırkçı saldırılara uğramaya başlamış, birçok Türk’ün evi yuvası ateşe verilmiştir. 29 Mayıs 1993 tarihinde GENÇ ailesinin 5 ferdi yanarak can vermişti. Olayın failleri Markus Gartmann, Felix Köhnen, Christian Rehr ve Christian Buchholz aldıkları az bir cezayı çektikten sonra tahliye edildiler. Kimlikleri gizli tutulan failler devlet koruması altında yaşıyorlar.”
Konferansta bir sunum yayınlayan İnaltekin, burada bazı rakamlar paylaştı. En çarpıcı tablolardan birisi de Almanya’daki Türk yatırımcıların kendilerini nasıl tanımladığıydı. Buna göre Türk yatırımcıların % 72’si kendisini Türk kökenli Alman yatırımcı olarak tanımlıyor. Yapılan araştırmaya göre Almanya’da yaşamaya devam etmek isteyen Türklerin sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Bu sayı araştırmaya % 73 olarak yansımış.
Tüm bunlar göz önüne alınarak, Dr. Abdulkadir İnaltekin önemli bir ayrıntıya dikkat çekiyor. İnaltekin’e göre göçün 60 yılında artık yeni nesil kendi kültüründen giderek uzaklaşıyor ve asimilasyona uğramak üzere. Bu yüzden bağlarımızı kuvvetlendirmeliyiz. Kendisi de gurbetçi olan ve Almanya’da yaşayan İnaltekin, çarpıcı bir noktaya işaret ediyor ve şöyle söylüyor:
“Bizler Almanya’da yaşıyoruz. Öldüğümüz zaman bizlerin cenazeleri Türkiye’ye getiriliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ve özel firmalar buna öncülük ediyor. Ancak çok da pahalı bir uygulama, 10 bin Euro’yu buluyor. Söylemem o ki; yurtdışında ölen Türkler, öldükleri ülkelerde defnedilsinler. Orada bir mezar taşımız olsun. Türk Mezarlığı olsun. Mezar taşı demek orayı vatan bilmek demektir. Aynı zamanda nesiller, mezarlıkları ziyaret ederek kendi gerçekliklerini de hafızalarından silmemiş olacak. Ben buyum, bu kültüre sahibim diyebilecekler. Yoksa bizler 21. yüzyılın yarısına geldiğimizde Almanya’ya göç eden ancak kendi kültürünü unutan bir Türk nüfusu ile karşı karşıya kalacağız.”