Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) işbirliği ile gerçekleşen Uluslararası Diplomasi Okulu’nun 40 farklı ülkeden katılım sağlayan 62 öğrencisine hitaben konuşan Iqbal, dünyanın küresel sorunlara bölgesel çözümlerle refleks gösterdiğini ve BM gibi kurum ve kuruluşların ise yetersizliğinin gün yüzüne çıktığı bir dönemin içerisinde olduğumuzu vurguladı. Uluslararası sistemin çözüm ekseninde değil sorun çizgisinde hareket ettiğini ifade eden Iqbal, Soğuk Savaş’ın neticesinde oluşturulan ve tek görevi bir başka dünya savaşını engellemek olan kuruluşların gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı ve bu noktada eşitlik ve hakkaniyet temelinde kapsayıcı bir sistemin inşa edilmesi gerektiğini belirtti. Bugün gelinen noktada özellikle Asya’daki devletleri güçlenmesiyle birlikte uluslararası sistemin sorgulanabilir olmasının dahi anlamlı olduğuna dikkat çeken Büyükelçi, sorunların çözümüne giden yolun ilk adımının, problemler üzerine konuşulabilmesi ve böylelikle doğru bir reçete sunulabilmesi olduğunu vurguladı. Eldeki reçete doğrultusunda hareket edildiği takdirde ise sürdürülebilir ve kapsayıcı bir sistemin kurulabileceğini ifade eden Büyükelçi, belirsizlik çağında küresel bir liderlik, aktörler üzerinden değil kolektif bir sistem üzerinden gerçekleşebileceğini belirtti.
Uluslararası sistem özelindeki değerlendirmelerinin yanı sıra Asya’nın yükselişine de dikkat çeken Büyükelçi, Soğuk Savaşın bütün dünya üzerinde ağır etkisinin yaşandığı dönemden beri bölge ülkelerinin siyasi çekişmelerden sıyrılıp kalkınma hamlelerine yönelik attığı adımların neticesinde bugün bu noktaya geldiklerine dikkat çekti ve Asya’nın yükselişinin ilerleyen dönemlerde de kapsamlı bir şekilde gerçekleşeceğini vurguladı. Nitekim, Türkiye’nin de bu durumun farkında olduğunu ifade eden Büyükelçi, Dışişleri Bakanlığı tarafından 26 Aralık 2019 tarihinde gerçekleştirilen ‘Yeniden Asya’ açılımının oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Eksen kayması yönündeki tartışmaları da değerlendiren Büyükelçi, dünyanın ekseni Avrupa’da Asya’ya kaydığını, hali hazırda dünyanın en büyük on ekonomisinin içerisinde dört Asya ülkesinin bulunduğunu, ilerleyen yıllar itibariyle bu sayının daha da artacağını ve iktisadi-siyasi-sosyal alanlarda bu liderliğin belirginleşeceğini vurguladı. Bu noktada da Avrupalı devletlerin birincil problemlerinin sosyal dokularındaki zayıflık olduğuna dikkat çeken Iqbal, iş gücü piyasalarında büyük bir eksiklik olmasına karşın bu açığı kapatabilecek bir çözüm önerilerinin olmadığını vurguladı. Bunun yanı sıra Avrupa’da artan göçmen karşıtlığını da dikkate aldığımızda ortaya çıkan tablonun Batılı aktörler açısından pek parlak olmadığını ifade etti.
Endonezya’nın sahip olduğu zenginliklere de değinen Büyükelçi, 300 farklı dili ve kültürü bir arada huzur içerisinde barındıracak bir yaşam modülüne sahip olduklarını ve ülkelerindeki her bir farklığı kimliği hiçbir zaman ‘bütünlüğe’ bir tehdit olarak algılamadıklarını aksine sunmuş oldukları eşit vatandaşlık prensibi doğrultusunda bu durumu bir kazanım haline getirdiklerini vurguladı. Bu sürecin kolay olmadığını ancak zor da olmadığını ifade eden Iqbal, kapsayıcılığın, çoğulculuğun, çok kültürlülüğün birer zenginlik olduğunu görebilecek bir bakış açısına sahip olmanın yeterli olduğuna dikkat çekti ve anayasal güvence temelinde bunu başardıklarını belirtti. Bu süreçte oluşturdukları ulus modelinde, sayıca çoğunlukta olan grubun istekleri doğrultusunda hareket etmediklerini bu sayede azınlık, çoğunluk ayrımına takılı kalmadıklarını söyledi. Sunumunun akabinde katılımcılarını sorularını yanıtlandıran Büyükelçi, uluslararası diplomasi okulu öğrencilerini hayat yolculuklarında başarılar diledi.