Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde ¨İslam Dünyasının Bunalım Çağında Selçuklular¨ konulu konferans, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfullah Kara’nın sunumuyla gerçekleşti.
Konuşmasına 10. ve 11. Yüzyıllarda İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu aktararak başlayan Kara, dönemin İslam toplumlarının siyasi, ictimai, dini ve iktisadi krizlerle boğuştuğunu vurguladı. İslam toplumlarının güçlü ve adaletli bir lidere ihtiyaç duyduğu bu dönemde Selçukluların tarih sahnesine çıkmasıyla boşluğun başarılı bir şekilde doldurulduğunu ve İslam dünyası için bir kırılma noktası yaşandığını belirtti.
Selçukluların, başarılı politikalarla dönemin derin krizlerini çözdüğünü aktaran Seyfullah Kara, dönemin en önemli krizlerinden mezhep çatışmalarının çözüme kavuşturulması doğrultusunda Selçukluların izlediği politikalardan bahsetti.
Selçukluların her türlü mezhebe saygı ve hoşgörü ile yaklaşmasına ve mezheplere geniş özgürlük alanları tanımasına karşın olası çatışmalar ve suistimallerin engellenmesi adına alınan önlemleri aktardı. İslam inancını sarsacak şekildeki aşırı itikadi sapmaların ve Müslümanlara karşı her türlü saldırgan tutumun engellendiğini, İslam dünyasına hâkim olmak düşüncesine ve bu doğrultuda eylemlere müsamaha gösterilmediğini ve Selçuklu devleti çatısında yaşadığı halde başka devletler adına çalışarak vatana ihanet etmenin affedilmediğini söyleyen Kara, bu başarılı politikaların günümüz dünyası ve sorunları için bir ders niteliğinde olduğunu vurguladı.
Dönemin içinde bulunduğu toplumsal ve ahlaki krizlerden de bahseden Prof. Dr. Seyfullah Kara, Selçukluların İslam’a bağlılıklarını ve hizmetlerini anlattı. Fars İslam Alimi Ravendi’nin ¨Hulefay-ı Raşidin’den sonra Selçuklu oğullarından daha dindar hükümdarlar gelmemiştir¨ sözünü bu bağlamda hatırlattı.
Bugün İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu da değerlendiren Kara, İslam’ın yorumlanma eksikliği, öze duyulan kompleks, dünya iktisadi nizamına alternatif adaletli iktisadi bir nizam koyamama ve ahlaki çöküş nedenlerinden ötürü günümüzdeki krizlerin gün geçtikçe derinleştiğini vurgularken sözlerini şu şekilde noktaladı.
¨Bugün, 10. Ve 11. Asrın ilk yarısındaki buhranların çok daha ötesinde krizler ve buhranlar yaşanmakta. Dün insanlığı bu krizlerden çıkaran nasıl Selçuklu Türkleri olmuşsa bugün de onların torunları olacaktır. ¨